EMDR Terapi Tekniği ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Yazar Hüseyin Gökalp • Psikolog • 27 Eylül 2022 • Yorumlar:
Travma, bireyin beklemediği bir anda olay karşısında, kişinin sınırlarını zorlayan bir şekilde maruz kalmasıdır. Birey Dünya’ya geldiğinden itibaren yaşam boyu edinmiş ani beklenmedik olaylarla karşı karşıya gelebilmektedir ve bu durumun herhangi bir biyopsikososyal anlamda sınırlandırması yoktur.
Savaşlar, patlamalar, doğal afetler (deprem, sel, yangın gibi), işkence, tecavüz, fobiler, kazalar, şiddet olayları ruhsal travmaya neden olabilmektedir. Kişiler yaşadığı travmatik olayların karşısında baş etme mekanizmalarının devreye sokarak üstesinden gelmeye ve duygusal yükün ağırlığından kurtulmaya çalışır. Kişiler yaşadığı travmanın boyutuna ve o anki ruh haliyle nasıl anlamlandırdığının da büyük etkisi vardır. Çünkü her birey farklıdır ve algılamanın da yorumlamanın da farklı olabileceğini göz önünde bulundurmak gereklidir. Kişi de ortaya çıkan travmatik belirtilerin günden güne azalması beklenilen bir durumdur. Elbette bu durum her olay için geçerli değildir. Travmatik olay sonrasında olayın etkisi ve açığa çıkan belirtileri (flashback, kabuslar, huzursuzluk, kaygı gibi) 4 haftadan fazla sürmeye devam ediyorsa bir ruh sağlığı profesyonelinden destek alınması kişinin hem yaşam kalitesi hem de konforu için gereklidir. Travmatik olay sonrasında ortaya çıkan belirtilerle yaşamak zorunda ve bu durum kişinin kaderi değildir.
EMDR, göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme, psikoterapist Francine Shapiro'nun geliştirdiği, ABD'de 1987 yılında yaratılan travma arkası tedavi yöntemidir. Psikotravmatoloji dalına bağlı bir ruhsal tedavi yöntemi olmaktadır. Travmatik olayların üstesinden etkinliği kanıtlanmış EMDR Terapi Teknikleriyle üstün başarı ile çözüme kavuşturabilmektedir.
EMDR terapisi terapist ile danışan arasında terapötik ilişki kurulduktan sonra hedeflenen anılara ve şikayetlere ulaşılır ve bu esnada danışana çift yönlü uyaranlar verilir. Bu uyaranlar, göz hareketleri sağa ve sola kayması şeklinde, iki kulaktan sesli uyaranlar şeklinde ya da dokunsal olarak (titreşimli) uyaranlar verme şekliyle gerçekleşmektedir. Bu iki yönlü uyaranlar, bu terapinin temel yöntemidir ve sonucu etkilemektedir. Bu iki yönlü uyaranlar beynin iki yarım küresi arasında bağlantıyı güçlendirmesi ve yeni bağlantılar kurması ile işlenememiş ve etkisi halen devam eden travmatik anılar beynin sol yarım küresinde bulunan semantik (anlamsal) bellek ile okunmasıyla anıların etkilerin kurtulması bu işlem ile gerçekleşmektedir.
Son zamanlarda EMDR tekniği ile organik kökenli olmayan fibromiyalji hastaları üzerinde yapılan uygulamalar sonucu, hastaların şikayetlerinin azaldığını ve yüz güldürücü sonuçlara geri bildirimler şekliyle ulaşılmaktadır. Bu durum ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.
Hayatınızı önce kendiniz için daha sonra sevdikleriniz için ihmal etmeyin.