En Değerli Maskeniz İçin Güneş Işınlarından “Etkin” Korunun
Yazar Figen Akın • Dermatolog • 23 Mart 2020 • Yorumlar:
Yaz geliyor! Cildinizin güneş ışınlarının tetiklediği hastalıklara daha fazla maruz kalacağı günleri, doğru ve etkin yöntemler kullanarak sağlıklı bir şekilde geçirebilirsiniz. Özellikle beyaz tenliyseniz, bu yazıyı mutlaka okumalısınız…
Cilt, güneş ışınlarına fazla maruz kaldığında, gelen ışınları emiyor emer ve bunların bir kısmı deriye zarar vermeden dışarıya yansıtılırken, bir kısmı ise hücre ve dokulara zarar vererek ciltte birtakım reaksiyonlara neden olabilir. Bu reaksiyonların sonucu oluşan hasarın güneş ışınlarına en duyarlı yer olan DNA yapısında meydana geldiğini ve ciddi hasarlar veren güneş ışığıyla birtakım hastalıkların tetiklendiğini ifade eden Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın; “Kişinin bu hastalıklara bazen eğilimi olabiliyor ve güneşe maruz kalması sonucunda bu deri hastalıkları ortaya çıkıyor. Güneş ışığı etkisiyle oluşan deri hastalıkları, kişinin bağışıklık sistemiyle ilgili olabileceği gibi kalıtımsal da olabiliyor” diyor. Örneğin, ayrıca kişide var olan bazı dermatolojik hastalıklar da güneş ışığının zararlı etkisiyle artış gösterebiliyor. Bunlar arasında; akne, seboreik egzama, kızarık lekelerin ortaya çıktığı bir sivilcelenme türü olan rozasea, vitiligo, sedef hastalığı gibi deri hastalıklarının yeraldığını belirtiyor.ve kişinin kendi bağışıklık sisteminden kaynaklı hastalıklar en sık gözlemlenen sorunlar arasında.
Güneş etkisiyle oluşan “fotodermatozlara” dikkat!
Genelde yaz başlangıcında ve ilkbaharın son aylarında güneşe maruz kalındıktan birkaç dakika veya 1-2 saat sonra ortaya çıkan fotodermatozlar, 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınlarda daha sık görülen bir sorun. Ayrıca bazı bilimsel yayınlar bu sorunun, %70 oranında genetik eğilimli kişilerde gözlemlendiğini gösteriyor. Dr. Akın, bazen karın bölgesi ya da bacakların üst bölümü gibi örtülü alanlara da yayılabilen fotodermatozların en önemli büyük belirtisinin kaşıntı olduğunu söylüyor. Döküntüsüz ve sadece kaşıntıyla seyredebileceği gibi deriden kabarık, kızarık, kaşıntılı lezyonlarla da ortaya çıkabiliyor. 1 ila 2 gün olan iyileşme süresinin sonunda ciltte iz kalmıyor. Nadiren de olsa fotodermatozlara; halsizlik, ateş, baş ağrısı kusma gibi sistemik semptomlar da eşlik edebiliyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
Deri hastalıklarının tedavisi için öncelikle güneşten etkin bir şekilde korunmak gerektiğini vurgulayan Dr. Akın, yalnızca güneş koruyucu kremlerin değil, özellikle yaz dönemlerinde şapka, güneş gözlüğü, açık renkli ve terletmeyen giysiler gibi fiziksel güneş koruyucularında korunmada son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor. Eğer lezyonlar çok yaygın olmayıp sınırlı alanlardaysa birtakım kortizon içeren kremler kullanıldığını belirten Dr. Akın, şiddetli, yaygın veya dirençli hastalarda, sistemik kortikosteroidler, PUVA tedavileri, siklosporin, azatioprin gibi birtakım immünsüpresif ilaçların kullanıldığının da altını çiziyor. Dr. Akın’ın önemle vurguladığı bir diğer konu ise D vitamini: “Güneş ışığı, bazı kanser hastalıklarının koruyucusu olan D vitamini sentezi için vücudumuzun önemli bir ihtiyacıdır. Bu nedenle haftada 3 gün sabah veya akşamüstü saatlerinde kolumuzu ve bacaklarımızı çıplak olarak 15 ila 20 dakika güneşe maruz bırakmalıyız.”
“Güneşe maruz kalındığında kaşıntı ve döküntü olabilir. Bu durumda, mutlaka hekime başvurmalı ve hastalığın tanısına göre gerekli önlemler alınmalıdır.”
KUTU
KİMLER DAHA FAZLA KORUNMALI?
Çocuklarda aralıklı ve yoğun olarak maruz kalınan güneş ışığı, ileri yaşlarda “melonom” denilen cilt kanseri riskini artırıyor. Özellikle çocuklar, hamileler ve yaşlılar güneş ışınlarından daha dikkatli korunmalıdır. Yaşlılarda ise kişi, güneş ışınlarından yeterli derecede korunmadığında ultraviyolenin ciltte oluşturduğu güneş lekeleri deri kanseri öncüsü olan deri tümörlerinin görülmesini kolaylaştırabiliyor. Kadınlarda ultraviyolenin tetiklediği deri hastalıkları görülme riski erkeklere göre biraz daha fazladır. Bağışıklık sisteminin zaten baskılandığı bir dönemi yaşayan hamilelerde ise, güneş ışığından yeterli derecede korunma sağlanamadığında uçuk gibi deri hastalıkları ortaya çıkabiliyor ve sedef, vitiligo gibi rahatsızlıklarda artış görülebiliyor.
KUTU
GÜNEŞ KORUYUCU ALIRKEN…
-Koruyucu krem almadan önce mutlaka bir hekime başvurun.
-Fotodermatozların büyük bir bölümü ultraviyole A etkisiyle oluşuyor. Bu nedenle güneşten korunmak için mutlaka yüksek faktörlü, hem ultraviyole A hem de ultraviyole B’den koruyan güneş koruyucuları tercih edin. İçinde “paba” denilen maddenin bulunduğu güneş koruyuculardan uzak durun.
-Çocuklarınız için 30 SPF (Sun Protection Factor) olan ürünleri tercih edin. Altı aydan küçük bebeklerde ise asla güneş koruyucu kullanmayın.
-Son dönemlerde güneş koruyucularının üzerinde bulunan “Yıldız” simgesi ultraviyole A’dan koruma oranını gösteriyor. Buna göre; 1 yıldız ultraviyole A’dan düşük, 4 yıldız da etkin koruma anlamı taşıyor.
-Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için dermokozmetik güneş koruyucuların yanı sıra içinde retinoik asit, C vitamini, alfa hidroksi asit, fenolik asit içeren nemlendiricilerin de ilave olarak kullanılması, hem güneş ışığının ciltte oluşturduğu yaşlanma belirtilerini geciktirme hem de zararlı etkilerini yok etmek yönünden yararlı olabiliyor.
Mini bilgi
SPF
SPF (Sun Protection Factor), ultraviyole B koruyucu içeren güneş koruyucu sürülmüş bir cildin, sürülmemiş cilde göre kızarıklık oluşturma oranı dikkate alınarak hesaplanan bir değerdir. Sürmeyen kişide 5 dakikada kızarıklık oluşmaktadır. Buna göre, 5 dakikada kızaran bir cildin 150 dakika güneşte kalabilmesi için en az 30 SPF koruma faktörlü güneş koruyucu kullanması ve 3 saat sonra yenilemesi gerekir.
Grafik
Fotodermatozların bazı ülkelerdeki görülme sıklığı
Fotodermatozlarda cilt tipinin açıklığı, hastalığın görülme sıklığını artırırken; Türkiye’de ise hakim olan koyu ten, hastalığın görülme oranını azaltıyor.
EN ÖNEMLİ TEDAVİ: GÜNEŞTEN “ETKİN” KORUNMA…
-Özellikle yaz dönemlerinde şapka, güneş gözlüğü kullanın ve açık renkli, terletmeyen giysiler tercih edin.
-Yüksek dozlarda C vitamini, A vitamini, antioksidan vitaminler, bunun yanında alfa lipoik asit gibi takviyeler alın.
-Güneş koruyucuları cildin emerek etkisini göstermesi için güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürün. Deniz ve havuz gibi suyla temas sonrası mutlaka tekrar kullanın.
-Yaz günlerinde saat 11.00-16.00 arası güneş ışığının dik geldiği saatlerde mümkünse güneşe çıkmayın.
-Kum, deniz ve yüzey yansıtıcı özelliği olan binaların yakınlarında çok fazla bulunmayın.