Endişe Hakkında Bilmeniz Gereken 8 Gerçek
Yazar Büşra Nur Avcu • Psikolog • 18 Aralık 2019 • Yorumlar:
Endişe ile ilgili şaşırtıcı gerçekler koku ve denge hissimizi, kişisel alanımızı, diğer insanların yüzlerini ve algılarını nasıl yargıladığımızı ve daha fazlasını içerir.
Endişemizin dozu bazen aşırıya kaçabilir, ancak bu iyi bir sebepten dolayı da var olabilir.
Endişe duyduğumuz zaman, bu duygu bize tehlikede olduğumuzu ve bu konu hakkında bir şeyler yapmamız gerektiğini söylüyor. Kışa daha iyi hazırlanan ve komşu kabilelerle savaşmak için planlar yapan, bu konuda endişelenen atalarımızdı öyle değil mi? Tüm bunlar olurken rahat hareket edenlerin başarılı olmaları pek mümkün görünmüyor.
Ancak endişemizin etkileri yalnızca motivasyonla sınırlı değildir, aklımızdan her türlü alana sızabilir.
1. Endişe, kelimenin tam anlamıyla her şeyi bize kötü kokutabiliyor.
Bu belki de endişe hakkında öğrenebileceğimiz en sıradışı gerçeklerden biridir. İnsanlar daha fazla endişe duydukça, nötr kokuları kötü koku olarak nitelendirmeleri daha olasıdır (Krusemark ve Li, 2013). Bu yüzden, endişe kelimenin tam anlamıyla dünyanın kötü koktuğuna inanmamızı sağlıyor. Sebebi, Profesör Wen Li'nin “Tipik koku işleminde, genellikle aktifleşen koku sistemidir. Bir kişi endişeli olduğunda duygusal sistem, koku alma işlem akışının bir parçası olur. ” Dolayısıyla, insanlar daha endişeli halde olduklarında farklı kötü kokuları ayırt etmede daha iyi hale gelebiliyorlar.
2. Egzersiz yapmak endişeyi azaltıyor.
Genellikle insanlar biraz bile olsa egzersiz yaptıklarında hayatlarında daha az endişe duyarlar. 20 dakika kadar kısa bir süre içinde hareket halinde olmak sizi daha sakin hissettirebilir.
Yapılan bir çalışmada, basitçe dinlenmenin endişeyi azalttığı, ancak stresli olaylara karşı korunmaya yardımcı olmadığını buldu (Smith, 2013). İşte tam da bu yüzden, düzenli yapılan egzersizin daha sonra yaşanabilecek stresli durumlarla karşı karşıya kaldığında, endişenin azaltılmasına yardımcı olabilecek daha kalıcı bir etkisi olduğu görülüyor.
Gerçekten de, birçok düşünce egzersizi, ilaçlar yerine depresyon ve anksiyete için tedavi olarak verilebilir.
3. Ebeveyn etkisi.
Birçok şey gibi, yüksek endişe de kısmen bizlere genetik miras olarak kalabilir. Ancak endişeli insanların endişeli olmalarının bir diğer nedeni de ebeveynlerinin davranışlarından
kaynaklanmaktadır. Çocukların, ebeveynleri kendilerine doğrudan eleştiride bulunduklarında, kendilerinden yüksek şüphe duyduklarında ve duygusal olarak onlara karşı soğuk olduklarında endişeli olmaları daha olasıdır (Budinger ve ark., 2012). Bu nedenle, aile faktörü endişe üzerinde oldukça etkilidir diyebiliriz.
4. Farklı düşünün.
Endişeyi azaltmanın en iyi yollarından biri durumları farklı düşünmektir. Örneğin; ‘’Bu bir sınav değil; benim için eğlenceli küçük bir deneme. Bu korkutucu bir sunum değil; birkaç meslektaşımla küçük bir sohbet. Bu bir iş görüşmesi değil; yeni insanlarla tanışmak için bir şans.’’. İnanın kendinize cümleleri bu şekilde tekrar etmeye başladığınızda hayatınızdaki bir çok şeyi değiştirebileceğinizi siz de göreceksiniz. Yapılan çalışmalarda, endişeli kişilerin karşılaştıkları çoğu durumda, bunu farklı düşünmeyi başaran kişilerin kaygılarını bastırmaya çalışmak yerine, stresli sosyal durumlarda daha az endişeli hissettiklerini göstermektedir (Llewellyn ve ark., 2013).
5. Endişeli insanlar sonuçlara daha çabuk varabilirler.
Endişe ile ilgili gerçeklerden biri de, çok endişeli insanların başkalarının yüz ifadelerini
değerlendirirken o kişi hakkında çok hızlı bir şekilde sonuca varabilmeleridir. Fraley ve arkadaşlarının (2006) yaptığı bir araştırmada, endişeli insanların ilişkilerinde problem yaşayabileceğini, çünkü yüz ifadeleri hakkında çok hızlı bir şekilde sonuca vardıklarını göstermektedir.
6. Endişe dengeyi etkileyebiliyor.
Oldukça şiddetli endişe duyan kişilerin, genellikle dengeleriyle ilgili problemleri sık görülüyor. Bazen görünürde bir sebep olmadan başları dönüyor ve normal dururken diğerlerinden daha fazla sallanıyorlar. Bu genellikle çocuklukta başlıyor ve çocuklarda anksiyete tedavisi zor olabileceğinden, psikologlar denge problemlerini tedavi etmekle sürece başlamayı tercih ediyorlar. Araştırmalarda da, denge sorununun tedavisinin kaygıya yardımcı olabileceğini göstermiştir (Bart ve ark. 2009).
7. Meditasyon endişeyi azaltabiliyor.
Egzersiz ve farklı düşünme’nin yanı sıra kaygı yaşayanlar, meditasyon’u da deneyebilirler. Zeidan ve ark. (2013) 20 dakikalık dört meditasyon sınıfının kaygıyı % 39'a kadar azaltması için yeterli olduğunu bulmuşlardır.
8. Endişe kişisel alanı genişletebiliyor.
Hepimizin etrarında sevmediğimiz insanlar için kendimizin oluşturduğu bir görünmez alan vardır. Yüzümüzün önünde genellikle yaklaşık 20-40 cm civarında, diğerleri iznimiz olmadan yaklaşırsa bu mesafeden yakınımıza yaklaşırsa bu bize garip hissettirebilir. Ancak araştırmacılar kaygı hakkındaki gerçeklerden birinin endişeli insanlar için kişisel alanlarının daha büyük olduğunu bulmuşlardır (Sambo ve Iannetti, 2013). Bu nedenle, endişeli insanlara çok fazla yaklaşmayın, “güvenlik mesafeleri” genişleyebilir ve bu güvenli bölgeye sizi almak istemeyebilirler.