Endişeyi Anlamak
Yazar Emine Özbay • 25 Temmuz 2023 • Yorumlar:
Endişe bilişsel bir süreçtir, zihinde oluşur. Zihinsel olarak gelecekte muhtemelen olumsuz bir durum yaşanacağını düşünüp buna hazırlanmayı içerir. Endişe iki bileşen içerir; ilki olabilecek olumsuz şeyler ve bu olumsuz şeyler hakkında düşünmeyi içerir. İkincisi ise bu olumsuzluğa karşı çözüm önerilerini zihinsel olarak tasarlamayı içerir. Toparlamak gerekirse endişe, gelecek hakkında zihinde düşünmek ve planlama yapmak, neler olabileceğini önden düşünüp olası çözüm senaryoları oluşturmaktır. ‘Ya …. olursa!’ sorularıyla karakterizedir.
-
Endişeler, gelecek hakkındaki düşüncelerdir. Geçmişteki bir olayı hatırladığınızda endişe hissediyorsanız, bu his o olayın gelecekle olan bağlantısından kaynaklanmaktadır.
-
Endişe her zaman olumsuzdur.
-
Endişeyi tetikleyen birincil neden belirsizliktir.
-
Endişe bütün olasılıklar hakkında düşünme ve önceden zihinsel bir plan oluşturma çabasıdır.
-
Öngörülemez durumlar, yeni yaşantılar endişeyi arttırır.
Endişe ne zaman bir sorun teşkil eder?
Herkes zaman zaman endişelenir ve bu çok normal bir durumdur. Hamilelik haberi aldığınızda, iş yerinde yükseldiğinizde, sınav sırasında, taşınmanız gerektiğinde endişelenme oranınız artacaktır. Endişelenmiş olmanız bir sorun olduğu anlamına gelmez. Ancak çoğu gün böyle hissettiğinizde, duruma göre aşırı olduğunda, kontrol etmekte zorlandığınızda problem olarak tasvir edilebilir. Örneğin yaklaşan bir sınav için konsantre olamayacak kadar endişeli oluyorsanız, görüşmeyi iptal edecek kadar yoğun endişe yaşıyorsanız endişenizi kontrol altında tutmayı öğrenmeniz gerek demektir.
KAYGIYI ANLAMAK…
Endişe zihinde olup biterken kaygı bedende meydana gelir. İnsanların kendilerini tehlikede veya tehdit altında hissettikleri zaman deneyimledikleri fiziksel duyumlardan oluşur. Kalp atışında hızlanma, mide-bağırsak problemleri, sıcak basması, uyku problemleri, huzursuzluk, titreme, terleme, baş dönmesi vb. hisleri içerebilir.
Kaygı bedenimizin hayatta kalması için tasarlanmış daha büyük bir sistemin parçasıdır: savaş-kaç sistemi. Sizi bir tehdide karşı savaşmaya veya o tehditten kaçmaya hazırlar. Ancak modern çağa ayak uydurmaya çalışan ilkel geçmişli insan için bu sistemde 2 sorun vardır.
-
Birincisi tehlikede olduğunuzu düşündüğünüz her durumda tetiklenir, gerçekten tehlikede olmadığınızda bile… Bu çerçeveden bakıldığında kaygı, evinizdeki duman dedektörüne benzetilebilir. Esas amacı sizi yangına karşı uyarmak olan ancak bazen sigara dumanına da ötebilen bir duman dedektörü.
-
İkincisi ise amacı bizi tehlikelere karşı uyarmak olan bu sistemin tehlikenin türünü ayırt etme özelliği yoktur. Sadece fiziksel tehdide karşı değil sosyal tehdide karşı da duyarlıdır. İşe geç kalacağınız için patronunuzun size kızması sizde kaygı yaratabilir. Ama bu patronunuzun size fiziksel zarar vereceğinden olmayabilir.
Kaygı ne zaman bir sorun teşkil eder?
Her ne kadar fiziksel olmayan durumlarda da kaygı hissetsek de sadece bunu sıklıkla yaşadığımızda ve yaşam kalitemizi ciddi oranda düşürdüğünde sorun yaratan bir durum haline gelir.
Yaşadığınız duygunun adını doğru bir şekilde koyabilmek, neyle savaştığımızı bilmemiz açısından ve alet çantamızdan uygun olanı seçebilmemiz açısından oldukça önemlidir. Kısa bir düşünme molası verip kendinize sorun; kaygılı mısınız yoksa endişeli misiniz?