Engelli Çocuklar ve Ailelerinin Depresyon Düzeyi

Yazar Ezgi AyyıldızPsikolog • 15 Ekim 2019 • Yorumlar:

Çocuk sahibi olmak tüm çiftleri heyecanlandıran, beklenti içine sokan, plan yaptıran, hayatlarını değiştiren bir yeniliktir. Her kadın hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren ailecek gelecek planlarına başlarlar. Çocuklarının sağlığı başta olmaz üzere, eğitimi, yetiştirilme tarzı, sosyal çevresi düşünülüp planlamaya başlanır. Ancak maalesef bazen bu hamilelik düşünüldüğü gibi sonlanmayabilir ve ebeveynler engelli çocuk sahibi olabilir. İstatistiklere göre her on çocuktan biri engelli doğarken ülkemizde her 7-8 aileden birinde engelli çocuk doğar. Türkiye’de yaklaşık 3.5 milyon engelli çocuk bulunmaktadır.

Her çocuk dünyaya geldiğinde ailesinin bakımına, şefkatine ve ilgisine muhtaçtır. Sağlıklı bir çocuğun yetiştirilmesi, toplum içinde yer edinmesi her açıdan daha olasıdır. Oysa engelli bir çocuk dünyaya geldiğinde maalesef işler değişir. Anne baba rolleri sağlıklı çocukta olduğu gibi olmaz ve engelli bir çocukla yaşamak aile üyelerini sosyali psikolojik ve ekonomik açılardan etkiler. Anne-babalar engelli çocuğa sahip olmaları nedeniyle çoğu zaman hayal kırıklığına uğrarlar.(Ergin,Şen,Eryılmaz,Pekuslu ve Kayacı 2005)Bekledikleri çocuğa sahip olamadıkları için bu hayal kırıklığını şok, kızgınlık, utanma ,suçluluk, reddetme, acı çekme gibi duygular takip eder. Acı çekme hissi aslında içinde bulundukları durumu kabullendiklerini gösterir ve zamanla acı hissinin sonucunda depresyon oluşmaya başlar. Çoğunlukla anne babalar yüklendikleri sorumluluklar karşısında her şeye güçlerinin yetmeyeceği inancı ile depresyona girmektedirler (Sandalcı 2002,Gökcan 2004). Çocuğun bakımı için gerekli olan fazla zaman, para, enerji gereksinimi ve bunların beraberinde getirdiği duygusal sıkıntılar anne ve babanın stres yaşamasına neden olmaktadır (Küçüker, 2001).Ayrıca sağlıklı bir çocuğa sahip olan aileler sosyal destek görmekte bir sorun yaşamayıp rutin hayatlarına devam edebiliyorken engelli çocuğa sahip ailelerde sosyal destek seviyesi düşmektedir. Hem normalden fazla bakıma muhtaç bir çocukla tüm zamanını geçirmekte hem de çevreden destek göremediğinde depresyon ve kaygı seviyesi de buna bağlı olarak artmaktadır. Ebeveynler eskisi gibi bir hayata sahip olamadıklarını, sosyal hayatlarının bittiğini, çevreden desteksiz kaldıklarını ve ekonomik olarak yükün fazla olduğunu gördükleri için de bu seviye gitgide artıyor ki Otistik ve Down sendromlu çocukların annelerinin kaygı puanı normal gelişim gösteren çocukların annesinin kaygı puanından daha yüksektir.

Engelli çocuklara sahip olan ebeveynlerin kaygı düzeylerinin etkileyen bazı durumlar söz konusudur :

1- Yapılan araştırmalara göre engelli kız çocuğuna sahip ebeveynler engelli erkek çocuğuna sahip ebeveynlere oranla daha fazla kaygı duymaktadırlar. Buna sebep olarak kız çocuğunun fiziksel gelişimi, eğer ömür boyu bakıma muhtaçsa ne olacağı, ergenlik döneminde değişiklikler olarak gösterilmiştir.

2- Annelerin engelli çocuklarıyla yaşadıkları olumsuz deneyimler kaygı düzeylerini arttırmaktadır.

3- Çocuğun özel eğitim merkezinde geçirdiği zaman kaygı düzeyini etkilememektedir.

4- Kaygı düzeyleri ebeveynlerin eğitim seviyesine göre farklılık göstermektedir.

5- Ailelerin bir kısmının depresyon seviyesinin diğer engelli çocuğa sahip ailelerin depresyon seviyesinden daha düşük olmasının sebebi geleceğe yönelik iyileşecek inancıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)