Ergenin Söyleyecekleri Var
Yazar Bengisu Üzel Tanrıverdi • Psikolog • 30 Mart 2021 • Yorumlar:
Aslında böyle davranmak istemiyorum.
O bardağı kırmak istemedim.
O anda önümdeki yumuşak topa vurmak istedim,
Bardağa geleceğini düşünemedim, kırıldı.
Sadece merak ettim kafesteki muhabbet kuşunu, sevmek istedim.
Kapağı açtığımda kaçabileceğine değil,
Sadece onun tüylerine dokunabilmeye takılı kalmıştı zihnim.
Marketten alışveriş yapıp sana yardım etmek istiyorum anne!
Ama söylediklerinden unuttuklarım oluyor.
Keşke böyle olmasa.
Bazen yerimde duramıyorum. Evin içinde koşmak iyi geliyor.
Nerden bilebilirdim ki koridordaki kilim kayacak
Ve düşüp kolumu kıracağım, düşünemedim.
Biliyor musun? Düşmeseydim koşunca çok mutlu olmuştum.
Aynısı bisiklete binerken de oldu.
İki elimi aynı anda bırakabiliyorum, çok seviyorum öyle sürmeyi.
Yani seviyordum.
Sen beni öyle görüp bisikletimi süresiz elimden alıncaya kadar.
Dersler!
Her gün evdeki en büyük konu benim derslerim.
Ben de isterdim ablam gibi derslerimi yapıp bitireyim ama olmuyor.
Tam soruyu okuyorum aklıma bir şeyler geliyor.
Gözüm duvardaki resme takılıyor.
İçeriden gelen seslere gidiyor kulağım.
Bir de çok sıkıcı ders çalışmak.
Keşke hep oynasak diye düşünüyorum.
Herkes böyle değil mi anne?
Herkes oyun oynamak istemiyor mu?
Mesela sen ve babam da oyun oynamak istemez misiniz?
Keşke hep beraber oyun oynasak.
Eskiden oynardık
Bu ödev denen şey çıktığından beri gözlerinizden alev çıkıyor.
Kendimi tanıyamıyorum.
Sizi de tanıyamıyorum.
Eskiden beraber ne çok eğlenirdik.
Ben koşunca gülerdiniz.
İki tekerlekli bisiklete binince alkışlamıştınız.
Topa vurunca “bravo” demiştiniz.
Şimdi “yaramaz” diyorsunuz beni anlatırken.
Dikkatsiz!
Sorumluluklarını bilmez!
Unutkan!
Sahi ben işe “yaramaz” mı oldum şimdi?
Bana yardım eder misiniz?
Beni sever misiniz?
Bana neler olduğunu anlatır mısınız?
Anlamaya çok ihtiyacım var.
Ne olur kızmayın, unutkanlığıma, kaybetmelerime, ödev yapmamalarıma!
Bana yardım edin, beraberce deneyelim!
Dersler başlayıncaya kadar hareketli ve meraklı olması çok hoşa giden çocuğumuzun, birden sistemin kurallarına birebir uymasını bekleyebiliyoruz. Oysa ki çocuklar ciddi zorluklar yaşayabiliyorlar. Ellerinde olmayan sebeplerden kurallara uymakta zorlanabiliyorlar. Okulun çocuğun hayatına girmesiyle ödev yapma/yaptırma sorunları o kadar ön plana çıkıyor ki; çocuğun iyilik hali, ihtiyaçları göz ardı edilebiliyor. Çocuğun en önemli ihtiyacı olan oyun birden rafa kalkıyor. İletişim dersler, başarı/başarısızlık üzerinden ilerliyor ve hayat kocaman bir sınıfa dönüşüyor. Oysa ki çocukların yolunu bulabilmesi için onları oldukları gibi kabul etmek, sağlıklı sınırlar çizmek ve doğruyu keşfetmesi için zaman tanımak en kıymetlisi…