Ergenlerde Risk Alma Davranışı
Ergenlik döneminin çok zorlu ve sıkıntılı bir dönem olarak yaşandığından söz etmiştik. Bu zorlu yanı arttıran etkenlerden biri de ergenlik çağındaki bireylerin riskli davranışlar gösterme konusundaki gözü kara oluşlarıdır.
Bu risk alma davranışlarını alkol ve uyuşturucu kullanımı, yasalara aykırı davranışlar, kendine zarar verme, etrafına yönelik şiddete başvurma, cinsellik, intihara teşebbüs gibi geniş bir sınıfta değerlendirebiliriz. Bu davranışları biyolojik, genetik, kişilik faktörleriyle, çevresel faktörlere dayandırılabiliriz. Çevresel faktör dediğimizde ergen bireyin bebeklik çağından beri aldığı kabul, sevgi, saygı ve ilgi özellikle ön plana çıkar. Yani kısaca aile faktörünü yine bu dönemde de ön planda tutabiliriz. Elbette ki aile faktörü dışında sahip olunan bazı psikolojik rahatsızlıklar, nörolojik veya psikiyatrik problemler de bu davranışları etkilemektedir. Bu durum son derece hayati olup, bu alanda uzman bir profesyonele başvurmanız önemlidir.
Bir ergenin en önemli beklentisi tıpkı bir yetişkinde ya da çocukta olduğu gibi kabul ve anlayıştır. Aileler bu konuda sıkça hataya düşüyorlar. Kabul etmek demek her şeye boyun eğmek olmadığı gibi, çocuğun varlığına saygısızlık etmek demek de değildir. Onun hatalarında aşağılamak, başarılarını ve çabalarını küçümsemek, kendine ait olan istekleri, hayalleri umursamadan onu kontrol etmeye çalışmak, her davranışı cezalandırmak, korkutma ve tehdit gibi davranışların hepsi çocuğu reddetmek anlamına gelir. Kabul etmek çocuğunuzun iyi yanları olduğu gibi geliştirilmesi gereken yanlarını da farkına varmak, bunun için ona kızmak, küçük görmek yerine kendini geliştirmesi için destek olmaya çalışmaktır. Bunu yapmadığınızda onu hem reddetmiş hem de özgüvenini ciddi anlamda zedelemiş olursunuz. Çocukluk döneminde ailesi tarafından kabul görmeyen birey kendini değersiz hissettiği için ergenlik döneminde umutsuzca kendini kabul edip, sevgisini alabileceği birilerini arar. O kendi gözünde değerli ve dikkate alınır değildir. Başkalarının onu sevdiğini, kabul ettiğini duyduğu zaman kendini değerli hisseder. Bu durum ergen birey yanlış ortamlarda ve yanlış kişilerle bulunduğu takdirde çok büyük bir risk yaratır. Bir gruba ait hissetmek isteyen ergen yanlış olduğunu bilmesine rağmen o grup kimliğine uygun davranışlar sergileyebilir. Bu basit bir şekilde okul kurallarına ve öğretmenlerine karşı gelerek arkadaşları arasında popüler olmak isteği ile olabileceği gibi, bir çeteye katılmak, madde kullanımı ya da hırsızlık gibi daha ciddi sonuçlar doğurabilecek davranışlar da olabilir. Buradaki amaç bir şekilde kabul görmektir. Davranışın iyi ya da kötü olmasının bir önemi yoktur. Ancak kabulle beraber saygı görmek de büyük önem teşkil eder. Bu saygıyı insanları korku ve tehdit ederek kazanacağını düşünen biri olumsuz davranışlara başvurmayı tercih ederken, başarılarıyla kabul göreceğine inanan biri kendini sürekli çalışmaya verir. Bu arada her ikisi de düşünce bakımından yanlıştır. Kabul görmek ne tek başına başarıyla ne de korkuyla ilişkilendirilebilinir.
Bununla beraber özellikle grup kimliğiyle hareket eden ergen birey kendini bir yerden sonra bir çıkmazın içinde bulur. Özellikle sağlıklı bir kimlik (ben kimim, neyim, hayallerim, doğru ve yanlışlarım neler) geliştirememiş olan birey bir grup içerisinde yer aldığında o grubu doğrusuyla yanlışıyla benimser ve fanatizm meydana gelir. Bir yapılanmayı ne olursa olsun fanatikçe savunup, uğruna zarar görmeyi kabul eden kişiler bu gruba dahildir. Özellikle kötü niyetli insanlar bu savunmasız gençleri tespit edip, onların ihtiyaç duydukları saygıyı, sevgi ve kabulü verdiklerinde istedikleri gibi manipüle edebilirler. Artık o ortam genç için bir aile halini alır ve o ortamda gereksinimlerini gidermek adına her şeyi yapabilir hale gelirler. Bu çeşitli çete ve örgütlere üye olmak olabileceği gibi günlük hayatta çok daha sık karşımıza çıkan takım ve siyasi fanatizm şeklinde de kendini gösterebilir. Bu insanlar için dahil oldukları gruba yapılan bir eleştiri ve suçlama kendilerine yapılmış olarak algılandığından (grup kimliğini benimseme) her türlü uç davranış da gözlemlenebilir.
Bu kişiler bazen nasıl bir gruplaşmanın içinde olduğunu anlayıp farkına varsalar da artık bazı şeyler için çok geç kalındığında şiddetli bir depresyon ve çaresizlik hissi ile beraber şiddetli bir depresyon, alkol, madde kullanımı, kendine zarar verme ve intiharla sonuçlanabilir.
Böylece ailedeki ilgi, kabul ve sevgi eksikliğinin ne noktalara varabileceğini görmüş oluyoruz. Lütfen yukarıdaki gibi durumlarla karşılaştığınızda size yol gösterecek bir uzmana hızlıca başvurun.