Ergenlik Çağı
Yazar Hüsnü Menteşeoğlu • 23 Ekim 2024 • Yorumlar:
1.Ergenlik çağı 13- 18 yaşları arasını kapsar. Çocukluk çağından gençlik çağına, yani yetişkinliğe geçiş dönemidir.
2.Genelde her zamandakinden daha sinirlidirler.
3.Bu dönemde kendisine uygun bir meslek seçmek, geleceğinin ana hatlarını çizmek zorunda hisseder kendisini. Bu nedenle Gelecek kaygısı yoğundur. Bu nedenle de yoğun bir stres altındadır.
4.Bu dönemde kararsızlık, tutarsızlık ve bocalamaların görülmesi doğaldır. Ergen kimlik krizi yaşayabilir…
5. Kendini boşlukta hissetme ve hayatı, özellikle kendi varlığını anlamsız görme ve hissetme sıktır… Bu duygu da depresyona ve intihar girişimlerine neden olabilir… İntiharın en sık ve en ani görüldüğü hayat dönemi ergenlik çağıdır…
6.Ergenlik döneminde şiddetli bir kuşak çatışmasının yaşanması, ebeveynleri eleştirme ve asi davranışların görülmesi de doğaldır…
7.Ergen bu dönemde, çocukluğun o tatlı çocukça iyimserliği ile tatlı bir şey olarak algılanan hayatın aslında acı yönleri ve acı gerçekleri olan, sürekli ve tek başına mücadele etmeyi, zor seçimler yapmayı gerektiren zorlu bir süreç olduğunun derinden farkına varır.
8.Ergenlik çağında karamsarlık, ani öfke patlamaları, ağlamalar, okul başarısının düşmesi, intihardan söz etme ve uyku düzensizlikleri gibi depresyon belirtileri varsa aile bir psikiyatristten yardım almalıdır. Ergenlik çağı depresyonu tedaviye çok iyi yanıt verir… Ama tedavi edilmeyip kendi haline bırakılırsa ciddi intihar riski olabilir…
9.Eğer ergenlik dönemini simgeleyen bir heykel yapılsaydı, ergen bir eliyle iten ve reddeden, diğer eliyle ise isteyen ve bekleyen bir insan olarak gösterilirdi… Ergenlik çağının nevroz yaratan temel çatışması: Bir yandan kuvvetli bir şekilde bağımsız olma ve otonomi kazanma isteği, diğer yandan ise güçlü bir şekilde sahip çıkılma ve ait olma beklentisidir.
10. Ergenlik döneminde aynı zamanda sigara, alkol ve uyuşturucu- uyarıcı madde bağımlılığı geliştirmeye bir yatkınlık vardır.
11. Ergenler sonucunu pek düşünmeden kolayca risk alırlar ve davranışlarının olası sonuçlarını önceden kestiremeyebilirler. Hızlı ve tehlikeli araba kullanma, rastgele cinsel ilişki kurma gibi…
Ergenlik çağında çocuğu olan anne- babalar çocuklarına nasıl davranmalı
1.Ergenin bağımsız bir kişilik kazanarak gençlik çağına sağlıklı girebilmesi için anne- baba ile, çocukluktan gelen sıkı duygusal bağların zayıflaması, ergenlerin bireysel davranmayı ve kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmeleri gerekir… Bu anlamda anne- baba ergene destek olmalıdır. Bağımlılığı beslememelidir.
2.Anne- baba ergen çocuklarının bir hatasını, bir açığını yakaladıklarında hemen onu eleştirip yargılamamalıdır.
3.Ergenin sosyalleşmesi, bireyselleşmesi, arkadaş çevresini genişletmesi ve bağımsız davranması desteklenmelidir.
4. Ama ergenin de kendi iyiliği ve güvenliği için, ailenin ve yaygın normların koyduğu kurallara sıkı bir biçimde uyması gerekir.
5.Anne- baba ve büyük kardeşler ergenle empatik, anlayışlı, hoş görülü, destekleyici, dostça ve arkadaşça bir bağ kurmalıdırlar… Çünkü ergenler ancak arkadaşlarına ve dostlarına açılabilirler…
6.LGS. , Üniversite sınavı gibi sınavlar ergen için tek başına büyük bir stres ve bazen de kaygı kaynağıdırlar. .Sınav kaygısı çoksa bir psikiyatristten ilaç tedavisi, hipnoz ve psikoterapi yardımı alınmalıdır. Çünkü sınav kaygısı giderilmezse eğer, sınav başarısını çok olumsuz etkiler ve tedaviye de sınavdan en az beş ay önce başlanmalıdır.
7.Aile de çocuklarından kapasitesinin üzerinde beklentilere girmemeli bunu çocuklarına empoze etmemelidirler…
8.Ergenlerin ebeveynleriyle ilgili en sık şikâyetlerinden birisi de “Anne babam bana işine geldiği zaman çocukmuşum gibi davranıyor. İşlerine geldiği zaman bir yetişkinmişim gibi davranıyorlar… Bir yandan “Sen çocuksun. Bilmezsin, anlamazsın.” Diyorlar. Öte yandan da “Koca adam oldun. Bunları artık yapmalısın.” Diyorlar. Bu beni ikilemde bırakıyor.” Şeklindedir…
9.Ailenin çocuklarına zayıf bir kişilik değil, güçlü, özgüveni yüksek ve mücadeleci bir ruh aşılamaları gerekir. Bu konuda bir psikologdan destek alabilirler…
10.Bebeklik döneminden başlayarak kurulan, sağlıklı, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan tutarlı bir ilişkiyle yetişen ergenler bu sıkıntılı dönemi, bu mayın tarlasını daha rahat ve kolay biçimde atlatırlar…
11.Küçük yaşlardan itibaren, konulan kuralların birlikte tartışılabileceği, birlikte gözden geçirilebileceği, ancak kurallar konulduktan sonra bu kurallara uyulmasının şart olduğu, anne- babalar tarafından çocuklarına empoze edilmelidir.
12.Bir çocuk için annesi sağ ayağı ise babası da sol ayağıdır. Bu iki ayağın attığı adımlar ne kadar sağlam ve uyumluysa çocuk veya ergen o kadar dengeli bir biçimde ilerler, büyür ve yol kat eder. Ama bu iki ayağın birbirine çelme taktığı durumlarda çocuk tökezler ve düşer.
13.Bir çocuğun kendisine güven ve güçlülük duygularının olabilmesi için anne- babanın da kendine güvenen ve psikolojik olarak güçlü bireyler olması gerekir. Çünkü çocuğun ve ergenin en başta gelen rol modeli anne ve babasıdır.
14.Anne- babalar çocukları ile açık, demokratik, güvenli ve dürüst bir ilişki içinde olmalıdırlar.
15.Baskıcı ve eleştirel, cezalandırıcı tutumlardan, özellikle psikolojik ve fiziksel şiddetten kesinlikle kaçınmalıdırlar.
16.Anne- babalar ergen çocuklarının kendilerine yaptıkları itirazları ve asi davranışları, kendilerine karşı yapılmış bir saygısızlık ya da başkaldırı olarak görmemelidirler.