ERGENLİK DEYİP GEÇMEYİN
Yazar Emine Zinnur Kılıç • Çocuk Psikiyatristi • 10 Haziran 2017 • Yorumlar:
- Her Çocuk Ergenliği Sorunlu Yaşamaz
Ergenlerin mantıksız, dürtüsel, duygularına yenilen olgunlaşmamış bireyler olarak tanımlanması eski çağlara kadar giden bir görüştür. Sokrates’in “Şimdiki çocuklar lüksü seviyorlar, kötü davranışları var, otoriteyi küçümsüyorlar. Büyüklerine saygı göstermiyor ve eğitim yerine aşktan bahsetmeyi tercih ediyorlar, şimdiki çocuklar evlerinin hizmetkarı değil haydutları oldular” şeklinde ergenliği tanımladığı yazılır.Ergenliğe yönelik bu bakış açısı günümüze kadar kendisini sürdürmüş, ergenlik döneminde görülen tüm davranışsal değişikliklerin “ergenliktir geçer” şeklinde değerlendirilmesine neden olmuştur.
Oysa yapılan bilimsel araştırmalara göre; ergenlerin büyük çoğunluğunun bu dönemi problemli bir dönem, bir kriz dönemi olarak yaşamadığını göstermektedir. Araştırma bulguları ergenlik döneminin hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönem olduğunu ancak gençlerin çoğunluğunun bu dönemin zorlukları ile başa çıkabildiğini;büyük fırtınaların yaşanmadığını; ebeveynleri ile uyumlu ilişkileri sürdürdüğünü göstermiştir.
- Kişiliğin Yeniden Yapılandırıldığı Ergenlik Dönemi Önemsenmeli
Ergenlik döneminde insan bedeninde ve beyninde çok önemli değişiklikler meydana gelir ve bu değişiklikler kişiyi üretken bir erişkin olmaya hazırlar. Son yıllarda yapılan araştırmalar özellikle beyin gelişimi açısından ergenliğin kritik bir dönem olduğunu göstermektedir. Bu dönemde beyin, bir yandan hormonlar, diğer taraftan da gencin içinde yaşadığı çevrenin, eğitimin, arkadaşlıkların etkisi ile bir yeniden yapılandırılmaya tabii tutulmaktadır. Bu da ergenliğin olumlu değişiklikler yaratmak, geçmişten gelen olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için büyük potansiyeller taşıyan bir süreç olduğunu göstermektedir. Kısaca ergenlik dönemi kişiliğin yeniden yapılandırılması için ikinci bir şanstır.Bu yüzden de bu dönemde ortaya çıkan sorunları ciddiye almak, “ergenliktir geçer” dememek gerekir; çünkü bu sorunlar gelişimsel süreçte bir şeylerin yolunda gitmediğinin habercisi olabilir.
- Bu Dönemde Yaşanan Depresyon Tüm Yaşantısını Etkiliyor
Ergenlerin daha duygusal oldukları doğrudur ancak bu onların duygularını kontrol edemeyecekleri anlamına gelmez. Hayalleri vardır ama bu onların derslerini bir kenara bırakıp bütün zamanlarını bulutların üzerindeymişçesine geçirmeleri anlamına gelmez. Dürtüsellik artmış olabilir ancak bir yandan kontrol becerisi geliştirir ve dürtülerini kontrol etmeyi öğrenirler.Duygusal olsalar da durup dururken ağlamazlar, yemeden içmeden kesilmezler, sürekli bağırıp çağırmazlar. Kendileri ile ilgili olmaları sürekli kiloları ya da fiziksel görünüşleri ile uğraşmaları anlamına gelmez. Bu tür belirtiler genellikle altta yatan ruhsal sorunların habercisidir ve kötü haber şudur ki ergenlik dönemi erişkinlik boyunca süren pek çok ruhsal hastalığın ve kişilik bozukluğunun da başlangıç dönemidir.
Çocuklukta başlayan ruhsal sorunlar bu dönemde şekil değiştirir ve başka sorunların eklenmesi ile ağırlaşır. Örneğin; dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi bir sorun varsa buna depresyon ya da davranış bozukluğu eklenme riski artar. Bu dönemde görülen depresyonların kronikleşme ve yaşam boyu tekrarlama riski yüksektir. Kaygı bozuklukları sosyal kaygı bozukluğuna dönüşür ve ergenin sosyal beceriler kazanmasını, akranlarıyla ilişki kurmasını hatta okul yaşamını ciddi biçimde engeller.
- Beklentiler ve Stres Ergenlik Krizlerine Yol Açıyor
Normalde ergenlik dönemi bir kriz dönemi olmak zorunda değildir.Bedensel yapıda hızlı değişiklikler olurken ya da çevrenin kendisinden beklentileri giderek artarken, ergenler genelde bu değişikliklerle aşama aşama başa çıkarlar. Ergenlikte krizler gencin birden bire birçok değişiklik ya da yaşamsal stresle karşı karşıya kaldığı durumlarda ortaya çıkar.İlkokul döneminde sorun yaratmayan hafif belirtiler ergenlikte üst üste gelen streslerin tetiklemesi ile bardağın taşmasına ve ergenlik krizlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.Okulların açılması ile birlikte hem sosyal hem de akademik stresin artması ve sınav dönemleri bazen bardağı taşıran son damla olabilir.
Bütün bu örnekler ergenlik dönemindeki sorunların ciddiye alınması gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle de ergenlerde görülen duygusal ve davranışsal değişimlere “ergenliktir geçer” biçiminde yaklaşmayıp uzman desteği alınmalıdır.