Ergenlik Dönemi Değişimleri İle Gelen Kaygı Bozuklukları ve Özgüven Sorunları
Erikson'un sekiz evreli gelişim kuramına göre ergenlik dönemi, kimlik kazanımına karşılık rol karmaşası olarak nitelendirilen, çocukluktan yetişkinliğe geçiş sürecidir. Bu dönemde bireyler, ayna karşısında sürekli kendilerini izleyerek, üstlerinde kimlikler deneyerek bir özne olmaya çalışırlar. Görüntüsel ve hormonal değişimler sonucu beğenilme ihtiyacı artar, ötekilerin gözünde nasıl göründükleri önem kazanır. Yeni bir saç modeli, giyim tarzı, konuşma biçimi gibi unsurlar, denenmekte olan kimlikler olarak görülür. Bu kimlikler genellikle idealize edilen bir kişiden ilham alınarak oluşturulur. Bu nedenle imaj ile ilgili her türlü olumsuz yorum, özgüveni sarsabilir. Araştırmalar, ergenlerin yarısından fazlasının özgüven sorunları yaşadığını gösteriyor. Bu sorunların sağlıklı şekilde atlatılması büyük önem taşıyor.
Gelişim psikologları, gençlerdeki pozitif benlik değerinin önemini vurguluyorlar. Bu sayede ergenler yeni şeyler deneyebilir, kendilerini geliştirebilir, sağlıklı riskler alabilir ve krizleri yönetebilirler. Yetişkinlikte de bu durum, bağımsız ve olgun davranma, başarılarından gurur duyma, başarısızlıkları kabul etme ve sorumluluk alma, gerektiğinde başkalarına yardım etme gibi konularda etkili olur.
Ancak, başarısızlık, utanç veya hata yapma korkusu, ergenlerin yeni deneyimlerden kaçmasına, okul ve sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşamasına neden olabilir. Müdahale edilmeyen düşük özgüven, utangaçlık, öfke, üzüntü, kaygı, düşük motivasyon, beden memnuniyetsizliği gibi sorunlara yol açabilir.
Ergenlik dönemindeki özgüven sarsıntıları ve kaygı bozukluklarında arkadaşların etkisi büyük olsa da ailenin rolü de yadsınamaz. Çocuklar, ilk özne kurulumlarını anne babalarının bakış açısına göre yapar. Onlardan aldıkları tepkiler, kimlik algısını şekillendirir. Bu nedenle ailenin çocuklarının özgüvenlerini desteklemesinde büyük etkisi vardır.
Ailelerin, çocuklarının özgüvenlerini desteklemek için yapabilecekleri:
-
Sevginizi açıkça ifade edin. Çocuklar sevgiyi dolaylı yollardan anlamaya çalışabilirler. Sevginizi açıkça dile getirmekten çekinmeyin.
-
Çocuğunuzun yeteneklerini ve başarılarını övün. Cömert olun ve övgülerinizde kullandığınız kelimeleri özenle seçin.
-
Çocuğunuza kendine dair olumlu şeyleri hatırlatmayı öğretin. Düşüncelerimiz duygularımızı ve davranışlarımızı etkiler.
-
Çocuğunuza karar verme becerilerini kazandırın. Verdiği iyi bir kararı hatırlatın.
-
Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin. Onu aktif şekilde dinleyin, yeni şeyler öğrenmesine ve hedeflerine ulaşmasına yardımcı olun.
Ailelerin kaçınması gereken davranışlar:
-
Çocuğunuza karşı sert veya negatif bir dil kullanmak.
-
Sinirliyken çocuğunuza bağırmak.
-
Aşağılayıcı eleştirilerde bulunmak.
-
Çocuğunuzu görmezden gelmek veya onu tek başına hissettirmek.
-
Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamak.
Unutmayın, ergenlik dönemindeki özgüven gelişimi iniş-çıkışlarla seyreder. Bu önerileri uyguladığınız halde çocuğunuzda hemen bir değişim gözlemlemeseniz de pes etmeyin. Zamanla özgüvenleri artacaktır.
Bu yazıda ele alınan bazı önemli noktalar:
-
Ergenlik döneminde yaşanan kimlik arayışı ve imaj kaygısı
-
Özgüvenin önemi ve ergenlik dönemindeki özgüven sorunları
-
Ailenin rolü ve ailelerin yapabilecekleri
-
Ailelerin kaçınması gereken davranışlar
Bu bilgiler ışığında, ergenlik dönemindeki çocuklara ve ailelerine yönelik farkındalık çalışmaları ve destekleyici programlar geliştirilmesi önem taşımaktadır.