Ergenlik Dönemi Psikolojisi
Yazar Banu Kılıç • 8 Ocak 2019 • Yorumlar:
Ergenlik dönemi ortalama olarak 13-14 yaşına gelmiş olan çocukların sosyal rollerine erişme, bir mesleğe yönelme, ailelerinden bağımsız olarak düşünebilme ve cinsel güdülerinin gelişmeye başladığı bir dönemdir. Bu dönem çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olduğu için bireylerde hem bedensel hem de ruhsal gelişim süreci başlamış olmaktadır.
Ergenlik döneminde fiziksel, zihinsel ve cinsel gelişim çok hızlıdır. Kız çocuklarında bu dönemde görülen fiziksel değişimler onların ruh hallerinde de büyük karışıklıklara neden olmaktadır. Kızlarda görülen göğüs büyümesi ve regl dönemi fiziksel olarak ağrılı ve ruhsal olarak karmaşık geçmektedir. Bu durumda annelere büyük görev düşmektedir. Anneler çocuklarında görülen bu değişikliklerle ilgili mantıksal, kapsamlı bir bilgilendirme yapmalıdırlar. Erkeklerde de aynı şekilde kızlar gibi hem ruhsal hem de fiziksel olarak birçok değişim görülmektedir. Bu dönem hızlı sürekli değişim ve gelişim dönemi olarak bilinmektedir. Bu çağlarda çocuklar, anne-babası ve yakın çevresindekiler tarafından ne tam yetişkin, ne de çocuk olarak algılanmakta, anne-baba ve yetişkinler gençlerin neler yapabilecekleri ya da neleri yapamayacakları konusunda birbirinden farklı fikirler öne sürmektedirler. Oysa bu dönemde ergen ‘’Ben kimim?’’ sorusunu kendi kendine kanıtlamak durumunda olmaktadır. Ergenlikte esas konu kişinin kim olduğu, neye inanıp değer verdiği, hayattan ne elde etmeyi beklediğini içeren bir kimlik kazanma sorunudur.
Ergenlik döneminde fiziksel değişikliklerin yanında belli başlı birtakım ruhsal değişiklikler de olmaktadır. Bunlar; toplumdaki rolünü belirleme isteği (ben kimim?), hayatı ve çevreyi sorgulama, kendi başına hareket etme ve yalnız kalma isteği, duyguların sürekli değişimi, aşırı öfkelenme, cinsel konulara merak duyma, utangaçlık, arkadaş grubuna katılma isteği ve dikkat çekme isteğidir.
Bu dönem kişinin hayatındaki en riskli dönüm noktalarından biridir. Çocuklar bu çağlarda bedensel, ruhsal ve sosyal alanlarda çok fazla değişim yaşarlar. Bu değişimlerin kişi üzerinde son halini alması ergenden ergene göre farklılık gösterir.
Anne-babaların bu dönemi sıkıntılı geçirmemeleri için çocukları ile çatışmaya girmemeleri ve onlara değer verip saygı duymaları gerekir. Gençlerdeki olumsuz davranışlardan önce olumlu davranışları görmeye çalışarak, hem iletişimi güçlendirip hem de bu sayede olumlu davranışları pekiştirmek gereklidir. Bu dönemlerde öğüt kabul etmeyen çocuklarla anne-baba kimliği bir yana bırakılıp arkadaş kimliği ile konuşulup bolca vakit geçirilirse, kişiler bu dönemi daha fazla güvende ve sağlıklı bir şekilde atlatacaklardır.