Ergenlik Dönemi Ve Özellikleri
Yazar Fahrettin Özçelebi • Psikolog • 17 Haziran 2020 • Yorumlar:
Ergenlik Dönemi Ve Özellikleri, Ergenlik Döneminde Anne Baba Çocuk İlişkisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler!
Ergenlik, aile için atlatılması zor olabilecek bir dönem gibi algılanırken , dikkat edilebilecek bazı noktalarla daha keyifli bir ebeveyn çocuk ilişkisinin yaşanabileceği bir süreç olarak da tanımlanabilir. Peki neden insan hayatında ergenlik dönemi denildiğinde bu kadar fırtınalı geçen zamanlar, güçlükler, kopukluklar vs. akla gelir?
Ergenlik dönemi bireyin çocukluktan sıyrılıp yetişkinliğe doğru adım atmaya ve adapte olmaya çalıştığı süreçte yaşadığı hem bedensel hem ruhsal, hem de bilişsel değişimler olarak tanımlanır. Çocuk ilk olarak bedenindeki değişimlerle birlikte büyüdüğünü, yetiştiğini fark eder. Bu beklide büyüdüğünün en somut göstergesidir. Ancak bilişsel olarak da devam eden gelişimi aile, sosyal, ve akademik hayatını bununla birlikte ergenin iletişim şekillerini çeşitli yönlerde etkileyecektir. Büyüyen ve bireyselleşmeye çalışan çocuk, artık geçmişte her şeyi danışan, fikir almadan hareket etmeyen çocuk değildir. İşte bu noktada ebeveynler ne oluyor, neden bizden kopuyor diye endişe duymaya başlarlar. Aileden ayrı zaman geçirme, arkadaşlara yönelme gibi davranışsal durumlar ortaya çıkar. Çocuk bu davranışlarıyla bağımsızlığını, özgürlüğünü ve büyüdüğünü kanıtlamaya çalışmaktadır. Bu durum bazen evde çeşitli fırtınaların kopmasına çocuğun asi veya isyankar tavırlar takınmasına sebep olabilir. Çünkü artık “kimsenin onu anlamadığını, kimsenin umurunda bile olmadığını, düşüncelerine değer verilmediğini” düşünmektedir. Böyle bir tablo içinde de doğal olarak çocuk kendisini aileden izole ederek daha fazla uzaklaşmaya başlamaktadır.
Yukarıda tarif edilen sahneler bir çok evde benzer örüntülerle tekrar etmiş olabilir. Ancak “ergenlik yaşıyor, tabi bırakalım kendi haline” gibi bir yaklaşımla bu fırtınalı durumu normalize etmeye yönelmek halledilebilecek noktaları gözden kaçırmaya sebep olacaktır.
Ergenlik Döneminde Çocuğa Karşı Nasıl Bir Yaklaşım Sergilenmelidir?
Peki ergenlik döneminde ne yaparsak ya da nasıl davranırsak çocuk ve ebeveyn ilişkisi daha sağlıklı bir hale gelir? İşte bu soruyu anlamak ve uygulayabilmek bireyin yetişkinlik dönemine yönelik uzun vadeli olumlu bir yatırım sağlayacaktır. Başlangıç olarak en önemli basamak duyguların anlaşılması ve aktarılmasıdır. Belki sadece bunu bile başarabiliyor olmak ergenlik dönemindeki o ”anlaşılmama” hissiyatını ortadan kaldıracağı için büyük bir yol kat edilmiş olacaktır. Ebeveyn her zaman dikkatli ve iyi bir gözlemci olmalıdır. Çocukta fark edilen bir duyguyu en uygun zamanda ona fark ettirebilmelidir. En uygun zaman nedir? Ergenlik döneminde çocuk ne çok fazla üzerine gidilmesinden hoşlanır ne de çok fazla başı boş bırakılmasından. Her iki durumda çocukta ya çok daralma ya da kimsenin umurunda olmama gibi iki uç noktayı hissettirir. Bağımsızlığını kazanma sürecinde olan bir çocuğa “fark ediyorum sinirlisin(vb.),istediğin zaman seninle konuşmaya hazırım” diyebiliyor olmak hem onu her zaman dinleyecek hem de sık boğaz etmeyecek bir kişinin o hazır hissettiği zaman dinlemeye hazır olduğu mesajını verecek hem de ilişkinizin güçlenmesine yardımcı olacaktır.
Sorumluluk Vermek Neden Önemlidir?
Kendini kanıtlamaya, bağımsızlığını kabul ettirmeye çalışan bir çocuğa bazı sorumluluklarda vermek gerekmektedir. Bu, hem aile içi bağlılığı pekiştirmekte hem de ileriye dönük olarak çocukta bir görevi alma ve yerine getirme davranışını desteklemektedir. Ayrıca aile içi alınacak bazı kararlarda konunun içeriği değerlendirilerek çocuğa da söz hakkı verilmesi, çocuğun aileye ait ve kendini önemli ve değerli hissetme duygusunu da güçlendirecektir.
Son olarak aile mutlaka ortak zaman geçirme konusunda da özverili davranmalıdır. Çocuğun kendisi ya da arkadaşlarıyla geçirdiği zaman dışında düzenli olarak aile içi etkinlikler (spor, sinema, yemeğe çıkmak vb.) yapması desteklenmelidir. Çünkü her paylaşım, aile üyeleri arasındaki etkileşim açısından önem taşımakta ve bağları kuvvetlendirmektedir. Bu yolla aile üyeleri birbirlerini daha iyi tanıyacak ve kişisel beklenti ve ihtiyaçları noktasında daha fazla veriyi elde etme imkanı bulacaklardır.