ERGENLİK VE CİNSELLİK
Yazar Derya Çetin • 20 Mart 2017 • Yorumlar:
Çocuk, birbirleriyle paralel gelişen bazı gelişim boyutlarıyla bir bütündür. Bedensel, ruhsal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişim bu boyutları oluşturur. Bu gelişim alanları içinde, cinsel gelişim dışındaki diğer boyutlar ve yapılması gerekenler belli iken, cinsel gelişim göz ardı edilmekte ve yok sayılmaktadır.
Çocuklukta başlayan cinsellik kavramı, ergenlik dönemi ile birlikte son şeklini alır. Ergenlik döneminden sonra çocuğun cinsel özellikleri kolay kolay değişmez. Önemli olan çocukluktan itibaren sağlam temelleri oluşturmaktır.
Gelişim Dönemlerine göre çocuğun cinsel gelişlimi;
ORAL DÖNEM: Doğumdan 18. Aya kadar olan dönemi kapsar. Bebeğin dünyayı tanıma ve haz alma doyum sağlama noktası ağzıdır. Bu dönemde çocuk eline geçen her şeyi ağzına götürerek emer ve bundan doyum sağlar. Bu dönemde verilen bakımın niteliği çocuğun temel güven ve güvensizlik düzeyini belirler.
ANAL DÖNEM: 18. Ay ve 3 yaş arasındaki dönemdir. Çocuk bu dönemde tuvalet kontrolünü öğrenir. İstediği zaman tuvaletini tutup bırakabildiğini keşfeder. Bu dönemde katı ve baskıcı olmak ya da çocuğu tamamen başı boş bırakmak bağımsızlık duygularının gelişmesini engeller. Çocuk yeni elde ettiği bu gücü bakım verenle inatlaşma ve onu kızdırma amacıyla da kullanılabilir. Bu dönem sağlıklı şekilde atlatılmazsa ileride kişilik üzerinde olumsuz etkileri olacaktır.
FALLİK DÖNEM: 3-7 yaş cinsel kimlik gelişimin başladığı dönemdir. Çocuk cinsiyet farklarını keşfeder. Sorular sormaya başlar. Bebekler nereden gelir, abimle ben niye farklıyız vb. Bu soruları çocuk hangi ebeveyne sormuşsa onun tarafından, geçiştirmeden, çocuğun yaşına uygun şekilde cevaplar verilmelidir. Cinsellik doğal gelişimin bir parçasıdır. Sorulara sen anlamazsın bunları diyerek cevap vermemek, çocuğu merakıyla baş başa bırakmak, utandırmak, cezalandırmak ya da ihtiyacı olandan daha fazla bilgi bilgiyi vermek ilerde çocuğun cinsel kimliğini kabulünde zorluk yaratabilir. Yine bu dönemde çocuk cinsel organlarına dokunup bundan haz alır ve mastürbasyon yapabilir. Çocuğun bu davranışı cinsel gelişimin bir parçası olarak görülmelidir.
LATANS DÖNEM: 7-11 yaş ilkokul dönemini kapsar. Çocukta cinsel ilgi okul öncesi çağda en yoğundur okula başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma görülür. Çocuğun gündemini akademik başarı, arkadaş ilişkileri meşgul eder. Çocuk önceki yılların cinsel dürtü ve fantazilerini unutur. Daha gerçekçi, gözlemci, meraklı bir öğrenici olur. Cinsel ilgi ve duygular azalmakla beraber hala vardır ama bunlar daha gizlidir ve sembolik oyunlarda varlığını sürdürür.
ERGENLİK DÖNEMİ: 13-14 yaşlarında başlar, 17-21 yaşlarında sona erer. Ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte ergenlerde cinsel konulara ilgi yeniden artar. Ergen tüm ilgisini bedenine yöneltir ve nasıl göründüğüyle ilgilenir. Karşı cinsle ilişkiler önem kazanır ve beğenilmek ister. Fiziksel, duygusal ve hormonal değişimlerin yarattığı etkilerle mücadele eden ve kişilik bulma kendini keşfetmeyle ilgili sancılı bir sürece giren ergen için en önemli konu cinsellik olur. Üremeden çok cinsel yaşamla ilgilenir. Bu ergenin hayallerini kaplar. Gelişim dönemlerine uygun olarak cinsellikle ilgili merak ettiklerini ailesinden almış olan ergen bu döneme geldiğinde de cinsellikle ilgili ailesiyle konuşup doğru bilgiyi alacaktır. Ancak geçmişte bu sorularına cevap alamamışsa cinsellikle ilgili konularda akranlarıyla konuşarak, internette araştırarak ve basılı materyallere ulaşarak bilgi almaya çalışır.
Arkadaşlar ergenin hayatında “paylaşmak” için önemli olmasına rağmen bazı duygularını anne-babayla paylaşmaya da ihtiyaç duyar. Değerler ve duygu aktarımı açısından annenin kızına, babanın oğluna bilgi vermesi anlamlıdır. Bu bilgiler içerisinde belki de en çok zorlanılan ve ne söyleyeceğimizi bilemediğimiz konu İlk cinsel ilişki konusu olacaktır. Ergenler, cinsel deneyim edinip edinmeme konusunda arkadaşlar, okul, medya ve anne babalarından çelişkili mesajlar alabilir. Bu dönemde anne babanın hazırlıklı olması, kendi içlerinde tutarlı bir anlayışa sahip olmaları önemlidir.
Genel olarak toplumumuzda erkek çocuklar bu konuda teşvik edilirken, kız çocuklar için kesinlikle onaylanmayan bir durumdur. Erkek çocuklar adam olmanın, büyümenin göstergesi olarak duygusal ve sosyal olarak hazır olmadan ve uygun olmayan kişi ve şartlarda ilk deneyimlerini yaşamaya yönlendirilirken, kız çocuklar için evlenmeden cinselliği yaşamak toplumsal olarak onaylanmayan, çeşitli sıfatlarla etiketleyip dışlayarak duygusal ve sosyal anlamda genci incitici bir olaya dönüşür.
İlk cinsel ilişki hem kız, hem de erkek için dönüm noktasıdır. Günümüzde cinsel uyaranların çok fazla olması, çocuğun doğru şekilde bilgilendirilmemesi ve yönlendirilmemesi, dürtü kontrolü konusunda çocuğun gerekli eğitimi almaması ve gelişen hormonların etkisiyle, cinsel gerilimi rahatlatmak isteyen çocuğunuz, cinsel deneyimi yaşamak isteyebilecektir. Bu durum karşısında sizlerin yoğun baskılarınız ve denetlemeleriniz çocuğunuzun tam tersi tepki vermesine neden olabilir.
İnançlarımız değerlerimiz içinde yaşadığımız toplumun etkileri ergen cinselliğine yaklaşımımızı belirler. Kişinin cinsel ilişki yaşayabilmesi için bu ilişkinin manevi, maddi sosyal ve ahlaki tüm boyutlarının sorumluluğunu taşıyabilecek güçte ve yetkide olması gerekir. Fiziksel olarak doğru yaş ise, kişinin bedensel gelişimini tamamladığı yaş olmalıdır. Sonuç olarak çocuğumuzla kurduğumuz sağlıklı ve güven temeline dayalı ilişki ve her konuda konuşabiliyor olmak bu gerilimli dönemin sağlıklı bir şekilde atlatılmasını sağlayacaktır.
Derya ÇETİN
Pedagog/ Bağımlılık Danışmanı