Ergenlikte Madde ve Alkol Kullanımı
Yazar Esra Büyükkurt • Psikolog • 17 Ocak 2020 • Yorumlar:
10-19 yaş arası alkol ve madde kullanımı, dünyada olduğu gibi ülkemizdeki çocuk ve gençleri de tehdit eden önemli bir problemdir. Gelişimsel yönden bir geçiş döneminde olan ergenler, arkadaşları tarafından kabul görmek ve yetişkin gibi olabilmek için madde kullanımına başvurmaktadır. Ergenlerin yaşadığı ailesel ve içsel gerilimler ve çatışmalar sonucu madde kullanımı bir tepki ve bağımlılık olarak ortaya çıkmaktadır. Dahası ergen farklı şeyler deneyip zevk almak isteyeceği bir dönemden geçmektedir.
Ergenlerde madde kullanımında sigara ve alkol başı çekmekte hatta toplum tarafından neredeyse kabul görmektedir. Bu durum esrar için de geçerlilik kazanmaya başlamıştır. Sigara ve alkol kullanan ergenler, diğer maddeleri kullanmaya da daha yatkındır. Erkekler fiziksel olarak güçlü görünmek için performans arttıran ilaçlara yönelirken, kızlar zayıflamak için amfetamin grubu ilaçlar kullanabilmektedir. Bunun yanında ecstasy grubu haplar, eroin, halüsinasyona sebep olan maddeler ile düşük ekonomik gelirli ergenlerde uçucu madde kullanımı görülmektedir. Zaman geçtikçe maddeye ulaşma kolaylığı ve madde kullanım miktarları artış göstermektedir. Madde kullanımı intihar, suça karışma, güvensiz seks, istenmeyen gebelik, şiddet, trafik kazası, hatta cinayete kadar birçok olumsuz durumun sebebidir.
Madde kullanımına sebep olan risk faktörleri genetik faktörler, ailesel faktörler, ruhsal ve kişisel faktörler, arkadaş faktörü ve toplumsal yapı olarak sıralanabilir.
Sigara ve alkol kullanımıyla ilgili genetik faktörlerle ilgili yapılan çalışmalara göre, sigara ve alkol kullanımında bu faktörünün önemli olduğu görülmektedir. Madde kullanımı içinse ailedeki alkol kullanımı ihtimali arttırmaktadır ancak yeterli çevresel faktörlerin oluşması gerekir. Ayrıca madde kullanımına ailede doğrudan şahit olmuş ya da gebelikte bağımlılık yapıcı maddeye maruz kalmış kişiler madde kullanımı açısından risk altındadır.
Ergenlik döneminde arkadaşlık ilişkilerinin önem kazanmasıyla birlikte, madde kullanımında da artış gözlenir. Ergenler madde kullanan bir arkadaş grubundaysa grupta yer edinebilmek ve kabul görmek için madde kullanmaya başlayabilirler. Ailesinden daha çok arkadaşlarıyla vakit geçiren ergenlerde madde kullanmaya başlama oranı daha yüksektir.
Erken çocukluk döneminde ailesinden temel güven ve sevgi kazanamamış ergenler mutsuzluk ve kaygılarından kurtulmak veya onları bastırmak için madde kullanabilirler. Ergenlerde görülen depresyon da madde kullanımına yol açabilir. Her ne kadar bütün madde bağımlıları bir ruhsal bozukluğa sahiptir denilemese de birçok ruh sağlığı bozukluğu madde kullanımını da beraberinde getirmektedir. Ayrıca hazzı gelişim olarak gören ve bunun için kolaylıkla risk alabilecek ve hayır deme konusunda yetersiz bireyler de madde kullanımı için risk altındadır.
Sosyal kontrol kuramına göre toplumsal ilişkiler ergenin gelişiminde büyük önem arz etmektedir. Toplum, aile, okul gibi etkenlerle ergenin etkileşiminin azalması, madde kullanımına zemin hazırlamaktadır. Toplumsal yapıdaki bir diğer tehlike medyadır. Kitle iletişim araçlarında cazip gösterilen maddeler, ergende yanlış öğrenmelere sebebiyet vermektedir (Karatay, 2008).
Madde kullanımında ailesel faktörler anne baba tutumlarıyla ilgilidir. Konuyla ilgili yapılan araştırmada anne baba tutumlarıyla sigara kullanımı arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüş, en fazla sigara kullanım oranı ilgisiz ve izin verici tutumla yaklaşılan ergenlerdedir. Alkol kullanımı da aynı şekilde en fazla ilgisiz izin verici ailelerin çocuklarında görülmektedir. Tatlı sert ve yetkin bir tutum sergileyen ailelerin çocukları ise en düşük alkol kullanım oranına sahiptir. Uyuşturucu madde kullanımı ile aile tutumları arasındaki ilişkiye bakıldığında ise ilgisiz izin verici aileler ile otoriter ve baskıcı ailelerin çocuklarında uyuşturucu kullanım oranının diğer ailelere göre daha yüksek olduğu görülmektedir (Ulusoy ve diğ., 2005)