Ergoterapist Gözüyle Tepkisel Bağlanma Bozukluğu
Yazar Rabia Tuğçe Karaman Demir • • 18 Eylül 2020 • Yorumlar:
Tepkisel bağlanma bozukluğu DSM-5’e göre çocukların temel duygusal gereksinimlerinin bakımverenler tarafından sürekli olarak eksik karşılandığı, toplumsal olarak ihmal ya da yoksun bırakma tutumunun gerçekleşmesiyle ortaya çıktığını vurgular. Birincil bakım veren olan anne ve babalarla çocuklar arasında güvenli bağlanma ve sağlıklı bir ilişki kurulmasını engelleyen bu durum , tedavi edilmediği takdirde yaşam boyu sürebilir ve günlük yaşamda bireyler için ciddi problemlere neden olabilir.
Bu bozukluk beş yaşından önce açıkça ortaya çıkar. Bozukluğun temeline baktığımızda bir bağlanma probleminden söz ettiğimizden bu durumu daha detaylıca incelememiz gerekmektedir. Bağlanma, gelişimin ilk yıllarında çocuğun ve ona bakım veren anne babanın dokunarak , göz göze bakışarak, sarılarak, sevgi dolu sözlerle seslenerek temelleri atılan bir süreçtir ve beyini besleyen bir durumdur. Tüm bunlara bakarsanız duyusal sistemin varlığını güpegündüz görebilirsiniz. Ebeveyne olan bağlılık temel insan ihtiyaçlarından bir tanesidir ve erken dönemde bu bağlanmayı olumsuz deneyimleyenlerde güvensiz bağlanmanın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Güvenli bağlanmanın insan gelişiminde derin etkileri vardır. Tepkisel bağlanmada ise derin ve kalıcı bağ kurulamadığından tedavi başlanmadığı takdirde ciddi sonuçlara yol açabileceği söylenebilir.
Tepkisel bağlanma bozukluğunun birçok nedeni var. İhmallerin de birçok nedeni olabilir. Fakat bir ergoterapist olarak en çok klinik ortamda karşılaştığım nedenleri sizlerle paylaşacak olursam ;
- Çocuğun çok erken dönemlerde ekrana uzun süre maruz bırakılması ,
- Anne evde iş yaparken çocuğun çok uzun saatler yalnız başına bırakılması,
- Genç ve deneyimsiz anne- babalar ,
- İstenmeyen gebelik
gibi nedenleri söyleyebilirim. Bu nedenlerin varlığı sizi düşündürdüğünde çocuğunuzda ;
- Göz kontağı kurmaktan kaçınma ya da istememe,
- Akranlarıyla sağlıklı ve güvenli iletişim kuramama,
- Kendisiyle iletişim kurmak istendiğinde iletişime geçememe, çekimser olma,
- Oyun oynamayı bilmeme, oyuncaklarla ilgilenmeme ve oynamama
- Yalan söylemeye çok fazla meyilli olma ya da çok fazla hareketli olma
gibi belirtileri fark etmeniz de uzun sürmeyecektir. Bu belirtileri fark ettiğinizde ve bir uzmana danıştığınızda tedaviyle ilgili süreçler sizleri düşündürecektir. Unutmamalısınız ki tedavinin en önemli ve vazgeçilmez kısmı çocukla anne ve babanın ilişkilerinin düzeltilip sağlıklı hale gelmesiyle ilgilidir. Duyu bütünleme ile bağlanma ilişkisi birbirine doğru orantılıdır. Bağlanma problemleri çocukların dış dünyaya olan algılarında farklılıklar yaratabileceğinden duyusal sorunlara da neden olabilir. Çocuğun istek ve ihtiyacına uygun hazırlanan duyusal oyun ve terapi programıyla artık anne ve babanın da dahil olduğu oyunlar ortaya koymak ve çocuğun yalnızlık algısını gidermek önemli bir amaç olacaktır. Ergoterapist tarafından gerekli değerlendirmelerin yapılmasının ardından, çocuğun sınırlarını gözetmeden aileyi bu alana nasıl dahil etmeliyiz sorusu araştırılmalıdır. Güvenli bağlanma temellerini daha etkin bir şekilde ortaya atabilmek için psikolog desteği de bu süreçte çok gerekli olacaktır ve fikir alışverişi son derece önemlidir.
Tedavi süresince çocuğun uzun saatler tek başına oynaması engellenmelidir ve mümkün olduğu kadar çocuğu daha fazla sosyal ortama sokmak ve gerektiği takdirde anaokulu veya kreşe gitmesi için destek olunmalıdır.