Erkeklerin Kabusu; Sertleşme Sorunu
Yazar Taner Çavumirza • Ürolog • 6 Eylül 2018 • Yorumlar:
İnsan yaşam süresi, giderek uzamaktadır. Buna bağlı olarak yaşlanan nüfus popülasyonu giderek artmaktadır. Bunun yanında beslenme alışkanlıkların değişmesi, obezite sorunları, hareketsiz ve yoğun stresli yaşam tarzı, sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklara sahip olmak, genel sağlık sorunlarını da beraber getirmektedir. Hiç kuşku yok ki genel sağlık sorunlarına neden olan her türlü problem sertleşme kalitesinde azalmalara neden olacaktır.
Sertleşme sorunuyla baş edebilmek, ilk kez karşılaşan bir erkek için çoğunlukla zordur. Gerek kendisini iktidarsızlık tanımı içinde değerlendirmek, böyle bir duruma düştüğünü kabullenmekte zorluk, sorunu partnerine bile ifade etmekten çekinme, hekime utandığı için başvurmakta bile zorluk çeker.
Sertleşme Sorununun Sebepleri Nelerdir?
Sertleşme sorunu yaşla ilişkili bir durumdur. 18-39 yaşları arasında %5-9 arasında görülürken, 40-70 yaşları arasında bu oran %52’e kadar yükselmektedir. Genç erkeklerde genelde sorun psikolojik etmenlerden kaynaklı iken, ileri yaşlarda sorun organik kaynaklı dediğimiz, daha çok damarsal nedenlerden oluşmaktadır.
Organik kaynaklı sertleşme sorununda, penisine olan kan akımının azalması, penisin damarsal yapıların bozulmasına bağlı geliştiği gibi penise gelen kan akımı yeterli olup, ancak burada kanın hapsolması ile gelişen sorunlara bağlı olarak da yeterli sertleşme olmaz. Bunun yanında geçirilmiş prostat veya rektum ameliyatları veya ışın tedavileri de sinir hasarına neden olacağı için de sertleşme sorununa neden olabilmektedir. Normalde vücutta bulunan testosteron 40 yaşından sonra azalmaya başlamaktadır. Günümüzde sağlıksız beslenme, obezite, spordan uzak yaşam gibi sorunlarına bağlı olarak testosteron eksikliği daha erken yaşta karşımıza çıkmaktadır. Testosteron eksikliğine bağlı olarak da ereksiyon kalitesinde azalmalar ve cinsel istek kayıpları yaşanmaktadır. Prolaktin, tiroid hormonu gibi diğer hormon parametrelerin bozulması da hiç şüphesiz sertleşme kalitesini düşürmektedir.
Şeker hastalığı, kronik hastalıklar arasında en sık sertleşme sorununa neden olan hastalıkların en başında gelmektedir. Özellikle kontrolsüz ve yüksek seyreden kan şekeri penisin damarsal yapısını çok erken yaşta bile hasara uğratabilmektedir. Yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği, yüksek kolesterol ve lipid düzeyleri de sertleşme kalitesini sekteye uğratmaktadır.
Genç erkekler de cinsel performans kaygısı, yanlış cinsel bilgilendirmeler, ilk cinsel ilişki kaygısı gibi durumlar da kimi zaman cinsel ilişki sırasında sertleşme sorununa neden olabilmektedir. Bunun yanında performans artışı sağlamak için gerek eczanelerden reçetesiz bile satılan malum bildik sildeneafil, vardanafil gibi ilaçların kullanımına yönelme ve sonrasında bu durumun süreklilik arz etmesine bağlı ilaç kullanmadan ilişkiye başlayamama sorununa neden olmaktadır. Hatta daha yüksek dozlarda bu ilaçları kullanmaya yönelme eğilimi oluşmaktadır. Yine genç erkeklerde, cinsel ilişkiyi haz amaçlı değil bir skor performansı üzerine kurgulamaktadırlar. Amaçladıkları skora ulaşmadıkları anda kendilerinin de sertleşme sorunu olduğunu şüphesine kapılmaktadırlar. Böyle bir duygu durum içine kapıldıklarında da sorun büyüyebilmektedirler. Ereksiyon sorunu sayıyla ilgili değil, kalitesiyle ilgilidir.
Sertleşme Sorununun Çözüm Yolları Nelerdir?
Tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi, sertleşme sorununda da sorunun kökenine yönelik kişiye ve hatta çifte özgü tedavi planlaması yapılması gereklidir. Sertleşme sorunun ne kadar zamandır devam ettiği, sertleşme sorununun şiddeti, beraberindeki diğer hastalıklar, varsa ilaçların bilinmesi gereklidir. Özellikle yüksek tansiyon için kullanılan bazı ilaçların sertleşme üzerinde olumsuz etkileri söz konusudur. Tedaviden önce ayrıntılı bir değerlendirme, kan testlerine ihtiyaç duyulabilir. Gerektiğinde ereksiyon testi veya penisin renkli ultrasonografi ile değerlendirilir. Tüm bu veriler ışığında tedaviye başlanır. Tedavide cinsel terapi, ilaç tedavisi, penise şok dalgası tedavisi, P-shot uygulamaları, vakum egzersizleri gibi seçeneklerden bahsetmek mümkündür. Bunun dışında penil protez gibi cerrahi uygulamalarda yapılabilmektedir. Gelecekte kök hücre çalışmaların daha da gelişmesine bağlı olarak, ereksiyon sorunun tedavisinde önemli bir yer alacağını umut etmekteyiz.