Erteleme

Yazar Taner GörüryılmazPsikolog • 2 Haziran 2022 • Yorumlar:

Hepimiz zaman zaman sıkıcı bulduğumuz veya yapmak istemediğimiz bazı sorumluluklarımızı erteleriz. Ancak çalışmaların gösterdiğine göre toplumun %20’si kronik erteleyici davranışlar sergilemekte. Erteleme davranışı bazen spesifik görevler için olabileceği gibi kimi insanlarda neredeyse tüm işlerin ertelenmesi olarak kendini gösterir. Bir yeri aramak, ödev yapmak, evdeki musluğu tamir ettirmek, maillere cevap vermek, koltukaltındaki şişlik için doktor randevusu almak…

Bu tür işleri yapmama isteğimiz aşırı boyutlara ulaştığında biriken ve yarım kalmış işlerin altında kalmaya ve hızla çöken bir ruh haline girmeye başlarız. Tamamlanmamış her bir görev artık bir öncekine bağlanır ve karşımıza geçilmesi zor bir dağ gibi dikilir. Tüm bunların üstüne kendini kandırmakta oldukça başarılı olan bir tür olduğumuz için bu sorunu da gözümüzde küçültür “Nasıl olsa yaparım”, “Eğer çok önemli olsaydı illaki yapardım.” vb. cümlelerle olayın önemini azaltarak kendimizi rahatlatırız. Elbette bu hiçbir sorunu çözmediği gibi yangına adeta benzinle yaklaşmaya benzer.

Mükemmeliyetçilik ve erteleme çoğunlukla el ele gider. Erteleyen kişi genellikle yarım yamalak veya ideal olmayan bir iş yapmaktansa sorumluluğun tamamını bir kenara bırakıp potansiyel yargılamalardan kaçmaktadır. Eğer ortada eleştirilecek bir sonuç olmazsa kim beni becerisizlikle suçlayabilir ki? İstersem her şeyi en mükemmel şekilde yapabilirim ama işte canım bir türlü istemiyor. Hatta bazı erteleyiciler genellikle sorumluluklarını son ana bırakırlar. Baskı altında daha iyi performans gösterdiklerini iddia ederek de bu davranışı rasyonelleştirirler. Ancak çalışmalardan ve meslek hayatımdaki örneklerden de gördüğüm üzere bu taktik de çoğunlukla işlememektedir. Çünkü doğası gereği zaman ve efor isteyen pek çok sorumluluk bulunmakta. Tüm bunları son anda halledebileceğini iddia edip ertelemek ve olumlu birkaç örneği göz önünde bulundurarak diğer olumsuz örnekleri yok saymak önünde sonunda olumsuzlukla sonuçlanacaktır. Örneğin üniversitenin ilk senesinde vize ve finallere son 2 gün kala çalışan bir öğrenci olduğunuzu hayal edin. Belki ilk vizelerinizde konuların azlığı ve çoğu dersin hala giriş seviyesinde olması sebebiyle sınava son 2 gün kala çalışıp ortalama veya üzeri bir not aldınız. Eğer burada tüm meziyeti kendinizde bulur, bir deha olduğunuzu düşünürseniz ve sınavların kolay olabileceği bilgisini es geçerseniz bir sonraki sınava erkenden çalışma ihtimaliniz yok denecek kadar azalacaktır. Daha sonra finallere 2 gün kala çalışmaya başladığınızda birikmiş konular karşısında korkuya ve kaygıya kapılabilirsiniz. Bu durumda ya hatanızı kabul edip davranışlarınızı değiştireceksiniz ya da zor sorduğu için hocaya, bulanıp size ders çalıştırmadığı için midenize veya sınav sırasında kalemini sıraya vurup dikkatinizi dağıttığı için sınıf arkadaşınıza kızacaksınız.

Erteleme bir seçimden çok bir alışkanlık ve tutumdur. “Bunları yaparken hiç eğlenmeyeceğim, zamanı gelince nasıl olsa yaparım.” diyerek ertelediğimiz her bir davranış tekrarlama sebebiyle zamanla bir alışkanlık haline gelecektir. İyi haber, alışkanlıklar öğrenilen davranış bütünleridir. Yani farklı bir davranış örüntüsü öğrenme şansımız her zaman vardır. Ancak bu değişim  yalnızca gerekli zaman ve eforu adayarak gerçekleştirilebilir.

Erteleme davranışının temelinde düşük özgüven, kaygı, plansızlık, sıkıcı işleri yapmak için motive olamama, ruminasyon (bir düşünceyi zihinde sürekli tekrar etme), olumsuz düşünce veya imajlara takılıp kalma yatmaktadır. Çoğunlukla yapması gereken davranışı yapmamayı tercih eden kişi alternatif davranışlarla kendini iyi hissedecektir. Örneğin proje hakkında yapması gereken revizyon yerine odasını temizleyerek, etrafın tozunu alarak veya dolabını düzenleyerek en azından boşa zaman harcamadığına inanacaktır. Ancak bu kısa süreli iyi hissetme hali uzun sürmeyecektir. Nihayetinde erteledikleri sorumluluk hala onları beklemektedir ve olumsuz sonuçlar kapıdadır. Hatta alternatif davranışı yapmadan da kendinizi kısa süreli iyi hissedebilirsiniz. Örneğin sağlığınız için yürüyüş yapmalısınız ancak bugün yapmadınız. Hala vaktiniz var. Ancak canınız hiç mi hiç istemiyor. Neyse yarın yürürüm dediniz ve ansızın iyi hissetmeye başladınız. Her insan gibi zaman zaman erteleme yapmalısınız çünkü robot değilsiniz. Eğer yarın gerçekten yürürseniz ne güzel. Peki yarın da ertelerseniz? Sonraki gün de?  Böyle devam ederek “Yazın kesinlikle spor salonuna yazılacağım!” diyerek belki de önümüzdeki 3 ayın yürüyüşünü erteleyebilir ve kendinizi iyi hissedebilirsiniz. Ancak yürüyüşün ana amacı (sağlıklı olmak) hala orada sizi beklemekte.

Çalışmalara baktığımızda kronik erteleme yapan kişiler diğer insanlardan farklı olarak kişisel hazlarına ve kendilerinin önem verdikleri görevlere karşı daha heveslidirler. Aynı zamanda güçlü bir iş etiğine daha öz önem verirler. 

Erteleme anlık olarak rahatlama sağlasa da okulda başarısızlık, işyerinde daha düşük üretkenlik, genel iyi-oluşta düşüş, uykusuzluk (insomnia), bağışıklıkta düşüş ve mide-bağırsak rahatsızlığına sebep olabilmektedir. Benzer şekilde gerekli sağlık kontrollerinin sürekli ertelenmesi sebebiyle görece kolay tedavi edilebilecek hastalıklar çok kötü sonuçlar doğuracak kadar ilerleyebilmektedir. Aynı zamanda kronik erteleme kişilerarası ve romantik ilişkilere de zarar vermektedir. Erteleme bazen depresyonun bir semptomu olarak da ortaya çıkabilir. Depresyon tanısı almış kişiler özgüven kaybı, plan yapmada zorlanma ve “ne anlamı var ki?” şeklinde düşünme stilleri yüzünden olayları erteleyebilmektedirler. 

Erteleme davranışından kurtulmak için önemli bir yöntem Bilişsel Davranışçı Terapidir. Bu terapide kullanılan, olumsuz düşünce kalıplarının sorgulanması ve işlevsel hale getirilmesi ve davranış aktivasyonu (harekete geçirme) yöntemleri kronik erteleme davranışına sahip kişilerde olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Ancak burada önemli olan nokta, bunun zaman ve efor istediğidir. Bu tür davranışlar uzun sürede öğrenilir ve alışkanlık haline gelir. Onlardan bir anda kurtulacağımızı düşünmek hatalı ve yanlış bir okuma olur. Öğrenilen her alışkanlık değiştirilebilir, yeter ki istekli olarak doğru bir terapistten yardım alın. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)