Esnek Ebeveynlik Ne Demek?
Yazar Hülya Şahin Baltacı • 31 Aralık 2024 • Yorumlar:
Çocuğunuzun sizi nasıl bir ebeveyn olarak hatırlamasını istersiniz? Sinirli, ilgisiz, anlayışlı, ototriter, destekçi, her konuda yardımcı, korkulması gereken kişi, eleştirel, demokratik, otoriter, bir sorunu olduğunda yardım isteyeceği ilk kişi ya da sorunlarını saklaması gereken kişi?
Psikolojik esneklik, kişinin değerlerine sadık kalarak zorlu deneyimlere uyum sağlama kapasitesidir. Ebeveynler olarak çocuk yetiştirirken birçok zorlukla karşılaşabilirsiniz. Hatta bazen çocuğunuzun güçsüz yanlarını fark edip bu farkındalıktan sonra üzülebilirsiniz. Kabul etmek istemeyebilirsiniz. Örneğin DHB veya Otizm tanısı konmuş olan bir çocuğunuz varsa ya da çocuğunuzda zihinsel veya fiziksel bir engel oluştuysa bütün bunları kabul etmek kimi zaman zorlayıcı olabilir.” Neden benim çocuğum diğerleri gibi değil”, ya da “ben nerde hata yaptım da başımıza bu geldi” gibi sonu gelmeyen düşüncelere dalabilir ya da bu farklılığı görmezden gelip “benim çocuğum olması gerektiği gibi, belki diğerlerinde bir sorun vardır” diyerek durumu geçiştirebilirsiniz. İkisi de zorlayıcı bir durumla baş etme becerisi olarak tanımlanabilir. Psikolojik esneklik ise zorlayıcı olan bu durumlarla karşılaştığımızda sorundan kaçmak veya üzerine dövünmek yerine o problemle kalabilmeyi, zorlayıcı duygu, düşünce ve hislere yer açmayı öğretmeyi hedefler.
Psikolojik esneklik becerisine sahip bireyler için hiçbir duygu anlamsız veya kurtulunması gereken şeyler değildir. Aksine tüm duygulara yer açabildiğimizde hayatta olmak istediğimiz kişiye yaklaşabiliriz. “ Önem verdiğimiz yerden inciniriz.” İncindiğimizde ise genelde olumsuz olarak tabir edilen öfke, hüzün, acı gibi duygular ortaya çıkar ve bu duygulara kulak verdiğimizde incindiğimiz yerden güçleniriz ve hayatı daha anlamlı yaşayabilmek için adımlar atabiliriz. Örneğin çocuğumuzun eve geç gelmesinden yakınıyorsak ve çocuğumuza karşı içimizde öfke duygusu beliriyorsa bu duygu çocuğumuzla vakit geçirmeye önem veren bir ebeveyn olduğumuzun işaretidir. Önemli olan bu öfke duygusuyla ne yaptığımızdır. Öfkelenip çocuğumuzu azarlamak da bir seçimdir, bu öfke ile kalıp çocuğumuzla nitelikli vakit geçirmek için neler yapabileceğimize dair adımlar atmak da bir seçimdir. Hangi seçimin bizi önem verdiğimiz meseleye yaklaştırdığı sorusunun cevabını tahmin etmek de zor değildir.
Hayatta güçlükler, kolaylıklar, acılar ve mutluluklar vardır. Hayatımız boyunca sadece tek bir duyguyu hissederek yaşamamız mümkün değildir. Bu duygu en yoğun hissettiğiniz bir acı da olsa emin olun hiçbir duygu sonsuza dek sürmez ve mutlaka araya iyi hissedeceğiniz duygular da girecektir. Ya da tam tersi sadece iyi hissetmek de mümkün değildir ki araya mutlaka acı hisler de girecektir. Önemli olan hayatta acı ve tatlı duyguların var olduğunu ve zaman zaman bunları yaşayabileceğimizin kabuluyle yolumuza devam etmektir. Kabul sanıldığı gibi boyun eğmek, duruma karşı tam anlamıyla pozitif yaklaşmak değil, acının da var olduğunu bilip bu acıya yer açabilme becerisidir. İşte acıya yer açtığınızda o zaman hayatın getirdiği olumsuz durumlara karşı daha esnek olabilme imkanıyla karşılaşırız.
Yaşadığımız acı gerçekten çok büyük bir acı olabilir. Bu çok sevdiğiniz birinin vefatı arkasından gelen yas, geçmişte yaptığımız hataların aklımıza gelmesi ile beraber gelen utanç, çocuğunuzun girdiği sınavda başarısız olması ya da çocuğunuzun arkadaşlarıyla yaşadığı kavgalar sonrasında onun yaşadığı acıya şahit olmak gibi kişiden kişiye değişebilir. Fakat bütün bunlar olurken “o anda” ne yapıyoruz? Gerçekten o anda mıyız? Yoksa geçmişin pişmanlığında ya da geleceğin kaygısında mıyız? “Şu an”ın içinde kaygı veya pişmanlık yoktur. Pişmanlık geçmiş, kaygı ise gelecekle ilgilidir. Geçmiş için yapılacak bir şey yokken gelecek ise henüz gelmemiş ve belki de gelmeyecektir. O halde harekete geçebileceğimiz tek an “şu an” dır. Fakat zihnimiz özellikle de bizim değer verdiğimiz alanlarda genelde olumsuz düşünce üretme eğilimindedir. Örneğin “sen geçmişte yeterinde çocuğunla ilgilenmedin, kötü bir anne/ babasın”, “ yeterince çalışmıyorsun senin yüzünden çocukların gelecekte rahat bir yaşama sahip olamayacak. Sen beceriksiz bir babasın” gibi. Aslında bu düşünceler ebeveynlik değerinizle ilgili mesaj verirken sadece bu düşüncelere takılı kalmak sizi andan koparan ve olmak isediğiniz ebevynler olmaktan alıkoyan davranışlar yapmanıza neden olabilir. Esnek ebeveynlik, çocuğunuzun davranışlarına karşı esnek olmakla ilgili değildir. Bu, sizin ebeveynliğinize karşı esnek olmanızla ilgilidir. yaptığınız bir şey işe yaramıyorsa, davranışınızı değiştirin. Çocuğunuzla bağlantı kurmanın yeni ve farklı yollarını bulmak için yaratıcı olmaya istekli olun.
Esnek ebeveynlik; ebeveynliğe açık fikirli ve yaratıcı bir şekilde yaklaşmak demektir. Ebeveynler de hata yapabilir, bazen yanılabilirsiniz. Her zaman çocuğunuzun iyiliğini istemekle birlikte ona kendine iyi gelecek şeyleri keşfetmesi için izin vermek gerekir. Çocuğunuzun ayağına taş değmesin diye uğraşmaktansa taş ile karşılaştığında nasıl baş edeceğini göstermek, ona rehberlik etmek sizi ebeveynlik değerinize yaklaştıracak bir adım olur.
Her çocuk kendine özeldir ve ebeveynler unutmamalıdır ki “çocuğunuz sizdendir ama sizin değildir” sizden çok farklı ilgi, yetenekleri, karakterleri olabilir. Burada ebeveynlerin asıl kendisine sorması gereken soru şudur: Sizler çocuk yetiştirirken marangoz olup çocuğunuzu istediğiniz şekilde yontmak mı yoksa bahçıvan olup çocuğunuzun olmak istediği kişi olmasına yardım edebilecek toprağı sulamak, yetiştirmek mi istesiniz? Çocuklar büyüdükçe ve geliştikçe, ebeveynler ebeveynlik tarzlarını buna göre ayarlamalıdır. Yürümeye yeni başlayan bir çocuk için işe yarayan bir davranış, bir genç için etkili olmayabilir. Çocuğunuzun gelişim aşamasını tanımak ve buna yanıt vermek, etkili bir ebeveynlik yaklaşımını sürdürmenin anahtarıdır.
Esnek bir ebeveyn olmak, esnek çocukların da oluşmasını sağlarken ailenin genel iyilik halini de olumlu anlamda etkiler.
Esnek ebeveynlik öz yeterlilik duygusu, yapıcı öz eleştiri yapabilme, ebeveyn- çocuk ilişkisinde sorunlara işlevsel müdahale edebilme yeteneği, tutarlı ve duyarlı ebeveynlik, kaliteli ebeveyn-çocuk ilişkileri, çocuğun problemli davranışlarını kabul etme ve buna yönelik çözümler arama becerileri kazandırır.
Özetle çocuklara esnek olmayı öğretmek temel bir yaşam becerisidir. Bunu yapmanın en etkili yollarından biri esnekliği kendiniz modellemenizdir. Kendi hayatınızda uyum sağlama yeteneğinizi gösterin, çocuğunuza planlar değiştiğinde nasıl olumlu bir şekilde uyum sağlayacağını gösterin. Zorluklarla karşılaştığınızda, çocuğunuza "Başka ne deneyebiliriz?" diye sorarak problem çözmeyi teşvik edin.
Unutmayın ki esnek ebeveynler esnek çocuklar yetiştirir…
Prof. Dr. Hülya ŞAHİN BALTACI