Evdeki Tartışmaların Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Yazar Naciye Tokaç • 26 Mart 2024 • Yorumlar:

Bu yazımızda çocuğun yuvası, güven ve huzur hissi veren aile ortamında özellikle ebeveynler arasında gerçekleşen anlaşmazlıklar, iletişim güçlükleri, tartışmaların çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olup olmadığını konuşacağız. Çocukların bu süreçlerden nasıl ve ne kadar etkileneceği içinde bulunduğu yaş dönemi özelliklerine göre değişkenlik gösterebilir. 

Çocuğun dünyaya geliş anından itibaren öğrenme süreci başlar. Bu süreç çevresinin kendisine bizzat öğrettikleriyle olabilirken; çoğunlukla çocuğun gözlem kabiliyetiyle ilgilidir. Bu durumda çocuğun neyi nasıl öğreneceği, kendi zihninin verdiği anlamlarla oluşur. Yeni doğan bebek ilk olarak ayırt etmeyi öğrenmekle işe başlar. Seslerin, canlı cansız varlıkların ayırımı, kendi bedeninden gelen mesajların ayrımı, zamanla kişilerin ayrımı başlar. Yani daha ilk andan itibaren çevre ile iletişim en üst seviyelerdedir. 

Daha küçük yaşlarda uyku iştah sorunları, yemeği püskürtme, öfke, ağlama, yadırgama gibi olumsuz tepkilerin ne kadar yoğun sergilendiği çocuğun ruhsal durumunu göstermesi açısından önemlidir. Bu gibi olumsuz tepkiler görüldüğünde ve bu davranışların devamlılığı gözlendiğinde çocuğun ruhsal sorunları akla gelmelidir. 

Ruhsal sorunları etkileyen birçok neden olabilirken; en önemlisi çocuğa bakım veren kişilerdir. Bu kişiler birinci aşamada ebeveynler olmak üzere ailenin büyükleri ve bakıcı görevini üstlenen kişiler olabilir. Buradan şunu görebiliriz. Çocuğun çoğunlukla gözlemleyerek, taklit ederek öğrendiği düşünüldüğünde çocuk ile temas eden ve ona herhangi bir şekilde bakım veren kişilerin hepsinin davranış şekli çocuğun ruhsal gelişimi açısından son derece önemlidir.

Çocuğun çevresinde olup bitenler öğrenmesini sağladığı kadar onu rahatsız da edebilir. İstediği, hoşlanmadığı bir durumla karşılaştığında bu duruma tepki vermek isteyecektir. Bunu yaparken kendi gelişim düzeyine uygun davranışlar gösterecektir. Bazen sözel olarak ifade etse de çoğunlukla davranışlarındaki değişiklikte bu durumu gözlemleyebiliriz. Çocuk sözleriyle olduğu kadar davranışlarıyla, tepkileriyle de size kendisi hakkında mesajlar vermektedir. En önemlisi de çocuğun sağlıklı ruhsal gelişimini etkileyebilecek durumlardır. 

Bu durumlardan en önemlisi ise; çocuğun yaşadığı aile ortamındaki anlaşmazlıklar, iletişim sorunları, çatışmalar ve tartışmalardır. Eğer bunlar özellikle ebeveynler arasında gerçekleşiyorsa çocuğun direk etkilenmesi olasıdır. Ebeveynler çocuğun koşulsuz güven duydukları bireylerdir. Kendilerini bu yaşamda bir varlık olarak kabul etme sürecinin başlamasıyla birlikte kendisini ebeveynlerinden ayrı bir varlık olarak görebilme sürecinin ergenliğe kadar uzadığını söyleyebiliriz. Böylece onların arasında yaşanan herhangi bir konu direk kendilerini de etkileyecektir. Ebeveynlerin mutluluklarıyla çocuklarda mutlu olacak, mutsuzluklarıyla yine onlarda mutsuzluk hissedecektir. 

Bir çocuğun en çok istediği şey; bulunduğu ortamda rahat ve huzur hissetmesidir. Çocuğun kendisini rahat ve huzurlu hissetmesi ne demektir? Öncelikle varlığının fark edilerek önemli birisi olduğunun çocuğa hissettirilmesidir. Ardından ihtiyaçlarının giderilmesi, sıkıntı veren durumlarının ortadan kaldırılmasıdır. Bu durumların tam aksini yaşamasını sağlayacak olan aile ortamındaki herhangi bir çatışma hali onun hoşnutsuzluğuna ve huzursuzluğuna yol açacaktır. 

Çocuk huzursuzluğunu daha çok psikolojik tepkileriyle ortaya koyacaktır. Kendisine güvende azalma, öğrenme sorunları, aşırı hareketlilik, tırnak yeme, saç yolma, yalan söyleme, çalma davranışı, zarar verici-kavgacı davranışlar, uyku-iştah sorunları, çiş-dışkı kaçırma, sinirlilik, taşkınlık, içe kapanma, mükemmeliyetçilik, isyankarlık ve psikosomatik yakınmalar bunlardan bazılarıdır. Çocuk çevresinde onu rahatsız edebilecek bir durumla başedemediğinde rahatsızlığını farklı olumsuz tepkileriyle ortaya koyar. 

Aile içerisinde tartışmaların olması her zaman kötü sonuçlar doğurmayabilir. Ancak bu tartışmalar olumlu bir diyalog içinde sürdürüldüğünde ve karşılıklı hakaret olmadığı ve farklı fikirlerin tartışıldığı durumlarda mümkündür. Tartışma sonrası sonuç olumlu sonlandırılarak, kişiler iletişime devam ediyorsa, hakaret, aşağılama söz ve davranışları kullanılmıyorsa bu durum çocuk için tartışmayı öğrenmesi açısında faydalı bile olabilir. Çünkü çocuklar kendilerini ilgilendirmeyen konularda bile çözümlenmemiş durumlarda kendilerini suçlayabilirler.

Anne baba arasındaki anlaşmazlıklar ardından iletişim devam ettirilebiliyor ve sorunlar çözümlenebiliyorsa; bu durum çocuğa güven duygusunu kazanmasında destek olabilir. Sonuçta çocuk güven duygusunu en iyi ebeveynlerinden öğrenir. Ancak tartışmalar şiddet içerecek şekilde kötü söz ve davranışlarla sürdürülüyor, çocuk bu süreçte görmezden geliniyor veya ihmal ediliyorsa çocukta olumsuz davranışların görülmesi muhtemeldir. 

Özellikle fiziksel şiddetin uygulandığı aile ortamı çocuk için tehlikeli sayılabilecek bir ortamdır. Aile ortamında fiziksel şiddet uygulanmasını gözleyen veya maruz kalan çocuğun zihninde şiddetin normalleşmesi olasıdır. Bu da en büyük olumsuz tehlikedir. Şiddetin gelecek nesillere aktarılma yolu aile içinde uygulanmasıdır. Ayrıca şiddeti öğrenen çocuk bunu kendi çevresinde uygulamaktan sakınmayacak ve kendisini savunma hakkı olarak görecektir. 

Çocukların gözlemleyerek ve taklit ederek öğrendikleri akıldan çıkarılmamalı ve baş edemedikleri durumlardaki hislerini olumsuz tepkileriyle gösterdikleri unutulmamalıdır. Ruh sağlığı olumlu bireyler, ancak ruh sağlığı olumlu aile ortamında yetişmektedir. 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Naciye Tokaç Psikoloji, Aile Danışmanlığı Uzm. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)