Eviniz Yangın Alanı Olmadan...
Yazar İlknur Özhan • Aile Danışmanı • 7 Şubat 2020 • Yorumlar:
Ben evliliğe inanıyorum. Evlilik, karşılıklı içilen bir sabah kahvesinden, akşam aynı yatağı paylaşmaya kadar her konuda, yaşamın en güzel armağanlarının kapılarını ardına kadar açar. Evlilik, tutarlı bir toplumun yapı taşını oluşturan, bireylere önemli ayrıcalıklar sağlayan, yasalar önünde bir ortaklık sözleşmesidir.
İki farklı cinsiyette ve iki farklı ailede yetişmiş insanlar arasında kurulan evliliklerin mutlak uyum içinde ve dört dörtlük anlaşarak yaşanması beklenemez, beklenmemelidir. Evlilikte, karı-koca, ebeveyn-çocuk, yakın çevre-akraba ilişkilerinden doğan pek çok sorunla karşılaşmak mümkündür. Günümüzde karşılaşılan sorunların niceliğindeki artış ve niteliğindeki değişmeler, ilişkilere de doğrudan yansımaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2018 verilerine göre; evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,9 azalırken, boşanan çiftlerin sayısı yüzde 10,9 oranında artmış. Bu tespit bize şunu söylüyor; boşanan eşler sorun yaşadıkları için değil, sorun çözemedikleri için boşanıyorlar.
Aile içi sorunlar ve çözüm yöntemleri konusunda yapılan araştırma sonuçlarına göre mutsuz ailelerin yaşadıkları sorunların yüzde seksen beşinin, mutlu bir şekilde hayatını devam ettiren ailelerin de yaşadığı yönündedir. Peki nasıl oluyor da bir kısmı mutlu bir kısmı mutsuz? İşin sırrı problem çözebilme becerisinde. Mutlu çiftler, sorun oluştuğu zaman birlikte sorun çözebilen çiftlerdir. Sorunun kendilerinden değil, evlilik ilişkisinden kaynaklandığını, her iki tarafında eşit katkıda bulunduğunu anlayan, birbirlerini değil de problemleri karşılarına alan çiftlerdir. Yani mutlu aileler hiç sorun yaşamadıkları için değil, sorun çözmeyi becerdikleri, doğru metod ve yöntemleri kullandıkları için mutludurlar. Mutsuz aileler ise, sorun yaşadıkları için değil sorun çözemedikleri için mutsuzdurlar. Bu çiftler hatayı sürekli karşısındakinde gören, kumbaralarında öfke ve kızgınlık biriktiren, zamanı gelince bunu karşısındakinin canını acıtmak için kullanan çiftlerdir.
Hayat bir okuldur. Nasıl ki öğrenci sınıfını geçmek için sorularla muhatap olur, hayat okulunda da insanların karşı karşıya kaldıkları sorunları vardır. Mutlu ve başarılı öğrenci, sorulara hiç muhatap olmayan öğrenci değil aksine sorulara muhatap olduğu için başarılı olmuştur. Yani mutluluğunu sorulara borçludur. Mutsuz ve başarısız öğrenciden tek farkı, soruları doğru cevaplamasıdır.
Diğer bir nokta, eşler arası yaşanan sorunlar sebebiyle eşlerin her geçen gün birbirlerini sevebilir veya silebilir duruma gelebilmeleridir. Bir atom çekirdeği düşünün. Küçüklüğüne rağmen dünyayı yerle bir edecek, tahrip gücü yüksek atom bombasına da dönüşebilir, yeryüzünü aydınlatıp ısıtabilecek nükleer enerjiye de. Tıpkı atom çekirdeği gibi aile içi sorunlar, aileyi tahrip de edebilir tatmin de edebilir. Maharet bu potansiyeli nasıl açığa çıkaracağınızdadır.
Evliliklerde bir noktadan sonra çiftlerin sorunları, kendilerinin aşabileceği sınırların üzerine çıkabiliyor. Gerek ilişkide sorunların yarattığı yorgunluk ve kırgınlıklar gerekse psikolojik birikimler, kendileri taraf olduklarından, eşlerin objektif olarak sorunlarla yüzleşmelerine engel oluyor. Bu noktada deneyimli bir uzmandan zaman kaybetmeden yardım almak çok önem arzetmektedir.
Unutmayın; çözemediğiniz sorun sizi çözer. Eğer sorunları çözme isteği varsa büyük oranda çözülür. Önemli olan ilişki çok yorulmadan, sevgi tükenmeden ve kırgınlıklar aşırıya kaçmadan adım atmasını bilmektir.