Evliliği Kurtarmak İçin Neler Yapılmalıdır?
Yazar Işıl Ustaalioğlu • Psikolojik Danışman Ve Rehber • 14 Mart 2022 • Yorumlar:
Aile, anne, baba ve çocuklardan oluşur ve toplumun en küçük kurumudur. Aile içerisinde huzurun sağlanması çiftlerin evlilik için sahip olduğu en önemli beklentidir. Toplumsal kurumlar ilişki temelli olduğu için aile de ilişkiye dayalı bir yapıdır. Sağlıklı bir ilişkinin temelinde saygı, güven, sadakat, sevgi, sağlıklı iletişim, dayanışma, anlayış, dürüstlük ve sorumluluk bulunmaktadır. Bunları temel alan ailelerde bireyler ne gördüğünü, duyduğunu, hissettiğini kendilerine de aile üyelerine de açık bir şekilde ifade edebilir. Aile bireyleri birbirine duygusal anlamda bağlıdırlar. Aile üyeleri birlikte vakit geçirir ve bundan keyif alırlar. Birbirlerinin fikir ve görüşlerine saygılıdırlar. Farklılıklar aile üyeleri tarafından benimsenir ve yargılamadan kabul edilir.
Sağlıksız ailede ise psikolojik sağlamlık korunamaz. Bireyler birbiriyle uyumlu değildir. Bu durum nedeniyle bazı aile üyelerinde yalnızlık, kendini soyutlama, çaresizlik, umutsuzluk, sevgisizlik, kaygı, hayal kırıklığı, suçlama gibi olumsuz duygu durumlar yoğundur.
Bu gibi durumlarda kendinize şunu sormalısınız; evliliğinizde sevildiğinizi nasıl hissediyorsunuz? Eşiniz size karşı olan sevgisini nasıl ifade ediyor? Hangi söz ve davranışları kullanıyor? Daha sonrasında ise kendi düşünce ve davranışlarınız hakkındaki farkındalığınızı arttırmanız gerekir. Örneğin kendinize “sevgimi nasıl gösteriyorum?” sorusunu sorduğunuzda ne cevap verdiğinizle ilgili düşünebilirsiniz.
Nitelikli bir birliktelik için sevginin ifade ediliş biçimi önemlidir. Mesela eşinize sıradan bir günde hediye almak, bir sebep olmadan sarılmak ya da dokunmak, bir çay demlemek ya da kahve yapmak… Onun sevdiği içeceklerden sırf içinizden geldiği için ikram edebilirsiniz. Bu hem kadınların hem de erkeklerin partnerine yapabileceği bir jesttir aslında. Kendinizi o enerjiye sahip hissetmiyorsanız, onun hoşuna gidebileceğini düşündüğünüz sözler de söyleyebilirsiniz. Belki bir anda kocaman bir etki görülmeyebilir yine de denemeye değer. Bilirsiniz damlaya damlaya göl olur… Yani bu tarz küçük mutluluk yaratan davranışlarda bulunmanız zamanla onun gözündeki değerinizi arttıracaktır.
Huzurlu bir aile yaşantısı herkesin hayalidir. Fakat bazen evlilikte işler beklenildiği gibi yolunda gitmez. Sonrasında çiftler evliliğe devam etmekle etmemek arasında git gel yaşamaya başlar. Tartışmalar şiddetlenir, anlayışsızlık artar, çiftler arasındaki mesafe artar bazen de psikolojik ya da fiziksel şiddet devreye girer. Evliliğinizi değerlendirmeniz gerekebilir. Bu tarz durumlarda evlilik danışmanlığı alınması gerekebilir. Çiftler arasında yaşanan travmatik bir olay (aldatma, kürtaj, evlat kaybı, şiddet, partnerin ailesinden kaynaklı sorunlar… gibi) sonrasında ya da çiftlerin sürekli birbiriyle tartışma-çatışma-gerginlik içerisinde olduğu veya eşlerin birbirinden uzaklaştığı, duygularına karşılık göremediği durumlarda profesyonel yardım alınabilir. Bu durumda eşlerin evliliklerini nasıl algıladıkları önemlidir.
Eşler birbirine karşı bir şey hissetmedikleri halde dinî inançları gereği ayrılmayıp mutsuz bir evliliği sürdürebilir. Çocukları olacağı için evlenmek zorunda kalan bir çiftin sonrasında evliliğe bir zorunluluk olarak bakıp devam ettirmeleri de mutsuzluk duygusunu pekiştirir. Bu gibi durumlara birçok örnek verilebilir. Kısaca özetleyecek olursak çiftler evliliklerini zorunluluktan kaynaklanan bir birliktelik şeklinde adlandırmaya başlarsa heyecan da kalmaz sevgi de… Bununla birlikte eşler arası çatışmaların yaşanması da kaçınılmazdır.
Her zaman her konuda aynı fikirde olmak mümkün değildir. Elbette ki ailede bazı çatışmalar yaşanabilir. Birbiriyle çatışmayan eşler birbirlerinden uzaklaşıp soğuyabilir. Her zaman mantıklı ve makul olmak da mümkün olmayabilir. Bu noktada eşlerin birbirine hata payı bırakması gerekebilir.
Çiftler genellikle terapiye karşı tarafın değişmesi gerektiğini söyleyerek başvurur. Fakat bir tarafın profesyonel yardım alarak değişmesi eşler arasında daha farklı çatışmalara yol açabilir. Terapi profesyonel bir iş birliğidir.
Evliliği kurtarmak için öncelikle çiftler evliliğe bakış açılarını ayrı ayrı değerlendirmelidir. Evlilik sizin için ne anlama gelmektedir?, İdeal ilişki nasıl olmalıdır?, Evliliğinizdeki asıl problem nedir ? gibi sorulara cevap verilmelidir. Daha sonra ise probleminizin evliliğinizi ne düzeyde etkilediğini belirlemelisiniz. Ardından eşler yaşamlarındaki kişisel hedefleri ayrı ayrı belirlemelidir. Bu zamana kadar hangi çözüm yollarının denendiği gözden geçirilip, yeni ve farklı seçenekler belirlenmelidir. Sorun meydana geldiğinde ne yapıyorsunuz? Kendinizi gözlemlemelisiniz. Hangi davranışlarınızı değiştirdiğinizde sorununuzun etkisini azalttığına bakmalısınız. Birbirimizi seviyorduk ama ne oldu da bu hale geldik diye üzülmek yerine farklı çözüm yolları aranmalıdır. Eşler birbirine karşı olan duygularını ifade etmelidir. Çatışma becerisi geliştirmek bu noktada önemlidir. Kırıcı olmadan çatışmanın yönetilmesi öğrenilmelidir. Sağlıklı bir iletişim kurabilmek için eşler haklı olmaya çalışmak yerine mutlu olmayı seçmelidir. Krizler evliliği yıkabileceği gibi güçlendirebilir de… Önemli olan çiftlerin bu durumla baş etme şeklidir.
Empati en önemli kısımdır. Kendisini karşısındakinin yerine koyan insan, eşinin duygularını daha iyi anlayabilir ve hatalı bir davranış gerçekleştirdiğinde bu hatayı kabullenip telafi edebilir. “Yapamaz, beceremez, yine mi ? hep böylesin?... kalıplarını eşinize kullanmak yerine onu anlamaya çalışın.
Romantizmi yaşamayı unutmayın. Zamanınızı dengeli harcamalısınız. Asla geri gelmeyecek tek şey zamandır. Bu nedenle eşinizle yaşayacağınız özel anlarınızı unutulmaz kılabilirsiniz. Baş başa kalabileceğiniz aktiviteler yapabilirsiniz. Ayrıca cinsel yaşamınızı ihmal etmeyin. Bununla birlikte aile olmanın gerektirdiği sorumlulukları birlikte üstlenin. Unutmayın, aile bağları, aile üyeleri ortak paylaşımda bulundukça güçlenir. Onu mutlu edecek küçük davranışları gözlemleyip fark ettiğinizi belli edebilirsiniz.
Eşler sevdiğinden değer görmek ister. Mükemmelliyetçi olmanıza gerek yok. Kimse sizden eşinizin zihnini okumanızı beklemiyor ki böyle bir şey zaten mümkün değildir. Eşinizle göz teması kurmanız duygusal yakınlık için etkili olacaktır. Eşinize destek olduğunuzda ya da sevginizi gösterdiğinizde kendini değerli hissedecektir. Hatalı davranışlarında onu yargılayıp suçlayıcı davranmak yerine bunları masaya yatırıp konuşun. Sorunları görmezden gelmek fayda sağlamaz. Ayrıca bunun uzun süreli etkilerine baktığımızda eşlerin arasını açtığı görülmektedir. Sorunları konuşmamak eşlerin birbirinden uzaklaşmasına neden olur. Eşinizi uyarabilir, hatalı davranışlarında yanında olduğunuzu hissettirebilirsiniz. Bu sayede kendisine değer verdiğinizi anlayacaktır.
Tek çözüm boşanmak değildir. Fakat çözüm, mutsuz bir evliliğe katlanarak o evliliği sürdürmeye çalışmak da değildir. En başa giderek evlenme nedeninizi kendinize sorun. Birbirinize karşı olan sevgi ve saygınızı geliştirin. Güven duygunuzu pekiştirin. Sorunlarınızı karşılıklı konuşun. Seviyeli tartışmalarda bulunun. Bu tartışmaların sorunu çözmeye yönelik olması önemlidir. Eşinizle birbirinize ortak bir paylaşım alanı yaratın. Unutmayın hayatınızı yönetmek sizin elinizde!