EVLİLİĞİ MİTLER BİTİRİYOR!
Yazar Emine Özdemir • Psikolog • 18 Ağustos 2017 • Yorumlar:
EVLİLİĞİ MİTLER BİTİRİYOR!
Mit; bilimsel verilere dayanmayan, gerçekliği kanıtlanamayan, toplumun geneline mal edilen düşünce, inanış ve alışkanlıklar bütünüdür. Örneğin; “eşini seven insan, onun her dediğini yapar, onu hiç üzmez” düşüncesi evliliğe ait bir mittir. Bu düşünce gerçekçi olmayan bir düşünce ve inanışı yansıtır.
Mitler; sadece evliliklerde yoktur. Genel olarak yaşamın her alanında sıkça karşımıza çıkarlar. Ama ben bugün mitlerin evliliğe bakan yönünü ele almak istiyorum. Çünkü kişilerin evliliğe dair mitleri, evlilikte sorunlar yaşanmasına ve toplumun temel taşı olan aile kurumunun parçalanmasına yol açmaktadır.
Evlilikle ilgili kişilerin düşünce, inanış ve tercihleri olması doğaldır. Bu düşünceler ve inanışların oluşmasında yetişme ortamı ve eğitim düzeyi etkilidir. Sorun şu ki; kişinin tercihlerini yansıtan mitlerin, zorunluluk olarak algılanması ve karşıdaki kişilerin bu zorunluluğa göre davranmasının beklenmesi.Yukarıda verilen örnekte, ‘eşini seven insan, onun her dediğini yapar, onu hiç üzmez’ mitine sahip olan bir kişi; bu inanışa göre hareket edecek ve eşinden tercih etmediği bir davranış gördüğünde eşini suçlayacak ve eşinin kendisini yeteri kadar sevmediğini düşünecektedir.
Böyle bir mit ne kadar gerçekçidir?
Bu mite sahip kişinin eşi için evlilik ne kadar zordur?
Evliliğe dair yaygın olan bazı mit örnekleri vermek istiyorum.
“Eşini seven biri onu üzmez. Onun her dediğini yapar.”
Bu mit gerçekçi olmayan bir düşüncedir. Bir insan eşini ne kadar severse sevsin, arada sırada onun tercih etmediği davranışları yapabilir. Her komutu yerine getiren, her denileni yapan olsa olsa bir makine olur. Bir insanın her zaman eşinin her dediğini yapması mümkün değildir.
“Kişi evliliğinde mutluysa, arkadaşa ihtiyaç duymaz.”
İnsan evliliğinde kendini mutlu hissetse bile, arkadaşın yeri ayrıdır. Bir eş, arkadaşın yerini tutamaz. Eşle paylaşım ayrıdır, arkadaşla paylaşım ayrıdır.
“Çocuk sahibi olmak evlilikteki sorunları bitirir.”
Gerçekçi olmayan bir düşünce tarzı daha. Çiftler aralarında sorun yaşıyorlarsa, sorunları çözmeye çalışmadan sadece bebek sahibi olarak sorunların çözümünü beklemek doğru değildir. Aksine sorunlar devam ederken bebek sahibi olmak sorunların daha da çoğalmasına yol açabilir.
“Tartışmaların yaşandığı bir evlilik kötüdür.”
İnsanın olduğu yerde, tartışma ve çatışmaların yaşanması doğaldır. Tartışmasız veya sorunsuz hiçbir evlilik yoktur. Tam tersine bir evlilikte sorun yoksa, o evlilikte ciddi sorunların varlığından endişe etmek gerekir. Önemli olan sorunsuz bir evlilik temenni etmek değil, sorunları sağlıklı bir şekilde çözebilmek için çabalamaktır.
“Evde yemeği kadın pişirmelidir.”
Böyle bir zorunluluk yoktur. Evde yemeği kimin pişirip pişirmeyeceği eşler arasındaki işbirliğine göre değişebilir. Kadının pişirmesi bir zorunluluk değil, tercihtir. Yemeği bazen kadın, bazen erkek pişirebilir.
Özetle, vurgulamak istediğim nokta; evlilikte kişinin sahip olduğu inanışlar %100 mutlak doğrular değildir. Mutlak doğru olmayan her şey değişebilir. O yüzden gerçekçi olmayan inanışları bir zorunluluk olarak algılamaktan vazgeçip esnek bir bakış açısı geliştirmek gerekir. Aksi halde evliliklerde sorunların yaşanması kaçınılmazdır.
Yazımı şu sözlerle noktalamak istiyorum.
“Eşler bir makasın iki tarafı gibi olmalıdır. Araya giren tüm olumsuzlukları kesebilmelidirler.”