Evlilik Aşkı Öldürüyormuş, Peki Ya Cinselliği?
Yazar Burcu Akdağ Özkök • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 27 Temmuz 2020 • Yorumlar:
“Ne zaman canlanmıştı ki ölsün!” dediğinizi duyar gibiyim. “Kadınlarda en sık görülen cinsel sorunlar ve çözüm önerileri” yazımdan sonra o kadar çok geri dönüş aldım ki, bu hafta şu bir türlü canlandıramadan ölüp giden cinsel hayatımız üzerine yazmaya karar verdim.
Evlilik aşkı öldürür mü öldürmez mi, aşk nedir ne değildir, var mıdır yok mudur, ölür mü dönüşür mü; bunlar, üzerine uzun yıllardır konuşulan, araştırmalar yapılan konular ancak bizim bugünkü konumuz “aşk” değil. “Aşk” yeterince konuşuldu-konuşuluyor ancak seks hayatımız hakkında konuşmaktan itinayla kaçıyor, kafamızdaki onlarca soruyu soracak kimseleri bulamıyor, kulaktan dolma bilgilerle en güzel yıllarımızı geçiriyoruz…
Peki nedir cinsellik, kadınlar için de gerçekten bu kadar da önemli midir yoksa bizlere hep öğretildiği gibi sadece erkekler için önemli ve keyifli olan bir “zorunluluk” mudur? Orgazm esnasında salgılanan hormon olan “oksitosin”in, halk arasında ‘süt hormonu’ olarak bilinen hormonlardan biri olduğunu ve annelik duygusunun oluşmasında çok önemli bir rolü olduğunu söyleyerek söze başlarsam işlerin ne kadar ilginçleşeceğini tahmin edersiniz sanırım!
Sağlıklı bir cinsel hayat yalnızca eşimizi mutlu etmek ve evliliği sürdürebilmek için değil, kendi ruhsal ve bedensel sağlığımız için de öylesine önemlidir ki; sadece düzenli ve tatminkar bir seks hayatıyla depresyon, şeker hastalığı ve obeziteden bile korunabiliriz. (harika bir geceden sonra çok acıktık diye yarım ekmeğe çift kaşarlı tost yapıp yememeniz koşuluyla )
Peki seks hayatımızı canlı tutabilmek için ne yapabiliriz? Pek çok danışanımın ortak şikayeti olan ‘uçup giden cinsel isteğimizi’ nerede ve nasıl bulup yakalayacağız? Hadi yakaladık diyelim, sıradan bir seksten farklı hale nasıl getireceğiz?
Her gün birini deneyebileceğiniz 7 özel öneri ile 7 gün sonra cinsel hayatınız hakkındaki düşüncelerinizin nasıl değişeceğine siz de şaşıracaksınız!
-
Aklınızda yarın pişireceğiniz yemek, ütülenecek gömlekler, hazırlanacak raporlar, atılacak mailler varken kendinizi sekse nasıl verebilirsiniz ki? Unutmayın ki ancak günlük koşuşturmalardan arınmış bir zihin kendini sekse verebilir ve doyuma ulaşabilir, yoksa en heyecan verici noktada aklınıza geceden fasulyeleri ıslamak geliyorsa hazır eliniz değmişken 2 de gömlek ütüleyin sonra kaldığınız yerden devam edersiniz sevişmeye İlk kural: sadece bedenimizi değil zihnimizi de “o an” da tutacağız!
-
Çocuklar okuldan geldi, yemek yendi, çay demlendi, meyveler yendi, çocuklar uyudu, elinizde kumanda eşiniz de siz de kanepede sızdınız kaldınız… Kalkın kalkın hemen çocuklar uyudu dedim duymadınız mı! Monotonluk sinsi bir hastalık gibi sarar insanları ancak bunu değiştirmek bizim elimizde. O gece sevişmeyi kafaya koymanız o kadar önemli ki! Bir kere kafaya koyduktan sonra çocukları yatağa nasıl çabucak gönderdiğinize kendiniz bile şaşıracaksınız!
-
O gece sevişmeyi kafaya koymak derken bunu çok eğlenceli bir oyun haline getirmek sizin elinizde. Gün içinde eşinize bu planınızla ilgili küçük bir ipucu vermek, gizemli ve vaadler mesajlar atmak ikinizi de gün boyu heyecan içinde tutacak; akşamı iple çekmenizi sağlayacaktır. Sinemada elele tutuşup masum bir öpücük vermek için ışıkların kapanıp filmin başlamadığı o 3 saniyelik anı bekleyen gençlerin heyecanı gibi taptaze bir heyecan kaplayacak içinizi, deneyin ve görün!
-
Peki diyelim ki her şey tamam, haftada 2 veya 3 gece eşinizle birlikte oluyorsunuz ama her şey öylesine “aynı” ki sıkıntıdan tavandaki noktaları saymaya başladınız! Bu öylesine normal ki; en sevdiğiniz yemeği bile 7 gün üstüste yeseniz 8. gün “Yeter artık!” dersiniz! Kendinizi geliştirmediğiniz, yeni şeyler denemediğiniz bir cinsel hayat da tam olarak böyledir. Burada partnerlerin ikisine de görev düşmektedir. Seks ne erkeğin, ne de kadının tekelindedir; her iki taraf da kendini geliştirmeye çalışmalıdır. Nasıl ki ilk okumayı öğrendiğimizde Cin Ali’lerle başlayıp önce hikaye kitaplarına sonra romanlara geçiş yaptıysak cinsel hayatımızda da benzer ilerlemeyi göstermeliyiz. Daha renkli ve haz dolu bir cinsel hayat için okumalı, araştırmalı yani kısacası emek vermeliyiz ve en önemlisi yeni şeyleri denemekten çekinmemeliyiz.
-
“ Bunları yazmak kolay, ben yeni bir pozisyon denemek istediğimde eşim benim hakkımda ne düşünür, nerden çıkardın bunları diye düşünmez mi, benim hakkımda olumsuz duygu ve düşüncelere sahip olmaz mı?” diye düşünüyorsunuz di mi? Atın o önyargıları zihninizden! İlişkilerimizde şeffaflık her konuda olduğu gibi cinsel hayatımızda da çok önemli. Eşinizle bunları konuşmaktan çekinmeyin. Bu konu ile ilgili bir kitap alın veya almaktan utanıyorsanız internetten sipariş verin veya www.jinekolognet.com kadın sağlığı web portalından yararlanın ve eşinizle öğrendiğiniz tüm yeni bilgileri paylaşın. Gözlerindeki ışığı görünce bana hak vereceksiniz.
-
“Bu 5 basamağı da geçtim, her şey yolunda ama kafamdan bedenimle ilgili olumsuz düşünceleri atamıyorum” veya “sevişme esnasında kesin çok garip ve komik görünüyorum ve bu düşünce nedeniyle bir türlü sevişmeye adapte olamıyorum” mu diyorsunuz? Yatak, bizim kendimizi eşimize sergilediğimiz bir podyum değil, çok yoğun duygular ve hormonlarla biraraya gelip hem ruhumuzu hem bedenimizi birbirimizle harmanladığımız bir yerdir. Bırakın hem zihninizi hem bedeninizi, vücudunuzun her bir noktasının aldığı hazza odaklanın. Siz haz aldıkça karşınızdakinin aldığı haz da artacak unutmayın.
-
Geldik son maddeye! Buraya kadar her şey harika gidiyor; planları yaptık, minik heyecanlar yarattık, bulduğumuz ilk fırsatı değerlendirdik, zihni rahat bıraktık, kulağımızı çamaşır makinesinin bitme sinyalinden uzak tuttuk ( çamaşırlar makinede 30 dk kalınca dünyanın sonu gelmiyor- kesin bilgi!) , bedenimizle ilgili negatif düşüncelerden kendimizi arındırdık ve hazza odaklandık. Mükemmel! O zaman hadi orgazm olalım, yani olacağız di mi? Kesin olmamız gerekmiyor muydu, ya olmazsak, nasıl olacağız? İşte tam bu noktada doğru zannettiğimiz tüm yanlışları bir kenara bırakıyoruz ve kendimizi “an”a bırakıyoruz. Unutmayalım ki orgazmın en büyük düşmanı orgazmı “beklemek”tir! Önemli olan sadece orgazm olmak değil tüm süreçten, seksin her anından keyif almaktır. Zaten orgazm doğal bir sonuç olarak yaşanacaktır.
7 özel maddeyi öğrendiğimize göre haydi o zaman bunları uygulamaya başlayalım! Takıldığımız noktalar mı var, tek başımıza işin içinden çıkamıyor muyuz? O zaman bu konuda çalışan bir uzmandan destek almaktan hiçbir zaman çekinmeyelim. Unutmayalım ki sağlıklı bir cinsel hayat hayatımızdaki pek çok şeyin kilit noktası. Doğru anahtarı bulabilmek umuduyla… Aşkla!