Evlilik Öncesi ve Sonrası
Yazar Merve Kübra Çıtışlı Turgut • Psikolojik Danışman Ve Rehber • 22 Haziran 2020 • Yorumlar:
“Büyük sevgi duygusunu bir sevgiliden elde etmeye çalışmak hatasına düşmemeliyiz. Çünkü kadınların yaratma ilahisini bulup söylemeye dönük bu çabaları, tek başlarına altından kalkacakları bir iştir.” Diyor Clarissa P. Estes.
Bastırılmadığı ve ezilmediği müddetçe kadınlar canlılıklarını kazanacak ve başta kendini sonra bir adamı, bir evi, bir çocuğu ışıklandıracak. Sevgi duygusu içimizde, bir başkasından elde etmeye çalışmak ne büyük bir hata.
Evlilik öncesi ve sonrası değişim ve gelişim gerektiren bir yolculuk. Başta sevgi duygusu başlı başına insanın bakış açısını değiştiren bir duygu. Fakat burada önemli olan soru şu: “Bu değişim kim için olacak?” “Kime ne fayda sağlayacak?” “Bu değişimin sonunda karşımıza çıkacak ‘ben’; tanıştığımızdan dolayı mutlu olduğumuz biri mi olacak yoksa bir başkasının isteklerine göre şekillenmiş tamamen farklı biri mi?”
Evli isek evlenmeden önceki ve sonraki beni bir düşünelim. Evli değilsek düşüncelerimizi gözden geçirelim. Evlenmeden önce partnerimizle görüşmelerimizde giyimimiz nasıldı? Tartışmalarımızın seyri nasıl gelişiyordu? Partnerimizi olduğu gibi kabul edebiliyor, eleştirilerimizi düzgün bir üslupla söylüyor muyduk? Sonra da tüm bu konuların evlendikten sonraki süreçlerini düşünün. İkisinin arasındaki fark açıksa davranışlarımızı, düşüncelerimizi, en önemlisi bizi gözden geçirmekte fayda var.
Evlilik öncesi duygu yoğunluğu, beğenilme ve kabul edilme isteği, kaybetme korkusu davranışlarımıza yön verebilir. Kendimiz için değil partnerimiz için giyiniriz, ‘aman kırılmasın, küsmesin’ diye düşünerek bize doğru gelmeyen noktalarda susarız, partnerimizde tasvip etmediğimiz özellikler, davranışlar olsa da yoğun duyguyla beraber kaybetme korkusu yaşadığımız için görmezden geliriz, eleştirilerimiz ise nasılda yerli yerinde ve naziktir… Tüm bunlar partnerimize yakınlaşmak için üzerinde hassasiyetle durduğumuz noktalardır.
Evlilik sonrasında ise partnerimiz için giyinme süreci ‘nasıl olsa evlendim’ düşüncesi ile özen göstermemeye doğru gider. Bize doğru gelmeyen davranışları bir bir gözümüze batmaya başlar, eleştirileri yerli yersiz yaparız ve tartışmaların ardı arkası kesilmez. Beraberinde ‘önceden böyle değildi sanki’ düşüncesine kapılırız. Halbuki önceden de öyleydi. Fakat önceden görmek istediğimiz kadarını görüyor ya da nasıl olsa değişir fikrine kapılıyorduk. Önceden her şeye tamam dediğimiz süreçlere tekrar dönüp baktığımızda aslında sevmediğimiz bir çok şeyi yaptığımızı farkederiz. İşte bu yüzden evlenmeden önce partnerimizi kaybetmemeye yönelik tutum sergilerken, evlendikten sonra benliğimizi kaybetmemeye yönelik savaş veririz.
Yukarıda bahsedilen süreçler her evlilik öncesi ve sonrasında çiftlerin yaşayacakları problemlerden birkaçı. Her şeyden önce kendimize sormamız gereken soru şu: “benliğimden uzak sahte bir yaşam mı istiyorum, yoksa beni olduğum gibi kabul eden biriyle özgür bir yaşam mı?” bunun cevabını özgür bir yaşam olarak verdikten sonra yukarıda bahsedilen sıkıntılı konular kuş olup uçmayacak elbet, tekrar karşımıza çıkacak. Fakat davranışlarımız ve bakış açımız değişecek. Partnerimiz için değil kendimizi nasıl güzel ve mutlu buluyorsak öyle giyineceğiz (tabiki fikirlerini alabiliriz, sevdiğimizin gözünden de kendimize bakarız çoğu zaman), ‘aman kırılmasın, üzülmesin’ söylemleriyle ertelediğimiz durumlar olmayacak, bize doğru gelen şeyleri yerinde ve zamanında üsluba dikkat ederek söyleyebileceğiz, tartışma çıkmasın diye gerçek duyguları gizlemek yerine, tartışmanın farklılıkları ortaya çıkardığını, fiziksel ve psikolojik zarar verici olmamak kaydıyla, geliştirici ve iyileştirici olduğunu bileceğiz, bir ilişkide kendimiz olmamız dışlanmamıza yol açacaksa ve bu bizi boyun eğmeye zorlayacaksa ‘ben yokum’ cesaretini göstereceğiz.
Önce kendimizi seveceğiz. Önce kendimize sarılacağız, ruhsal olarakta, fiziksel olarakta. Önce hatalarımızla kendimizi kabul edip seveceğiz. Sevginin dört dötlük hatasız mutlu bir yaşamdan ibaret olmadığını bilerek, bir adamı, bir evi, bir çocuğu sevmeye başlayacağız. Hatalarıyla. Onlardan beklemeden.