Evlilikte En Sık Yaşanan Problemler
Yazar Gamze Kartal Tellihan • Psikolog • 4 Şubat 2020 • Yorumlar:
İçerisinde tartışmayı barındırmayan bir evlilik düşünmek, bunu hayal etmek ve bunu sağlamak için çabalamak evlilik içerisinde yapılan en büyük hatadır. Tartışma olmayan bir evlilik içerisinde iletişimi de barındırmıyor demektir. Evliliğin temelini karşılıklı iletişim ve fikir çatışmaları oluşturur. Çiftler arasındaki uyum bu fikir ayrılıkları ve bunlar üzerindeki karşılıklı anlaşmaların sağlanmasıyla oluşacaktır. Ancak önemli olan çiftlerin birbirlerinin fikirlerini dinlemeleri ve bu fikirler üzerine düşünmeleridir. Karşılıklı olarak olumlu kabul iyi bir evlilik için esas koşuldur. Bu tartışmalarda yapılan en büyük hata eşimizin kişiliğini hedef alan cümleler kurmaktır. “Sen zaten ...” şeklinde başlayan cümleler bu duruma örnektir.
Her zaman için karşımızdakine bize olan davranışları sonucunda hissettiğimiz duygular hakkında bilgi vermemiz gerekmektedir. “Yaptığın şey bana kendimi değersiz hissettirdi” demek; “sen zaten hep böyle yapıyorsun, beni düşünmüyorsun.” demekten çok daha etkilidir. Eleştiri cümleleri her zaman için bizi asıl amaçtan uzaklaştırır. Bu tip cümleler karşısında karşımızdaki kişi bizi anlamaktan çok kendini nasıl savunacağına odaklanacaktır ki bu durum tartışmadan çok kavga zemini hazırlar.
Bir başka konu da ailelere yaklaşımdır. Sık sık rastladığımız sorunların başında gelir. Ailelerimiz çok değerli ve özeldir. Ancak unutulmaması gereken; evlendikten sonra sizin de iki kişilik bir aile olduğunuzdur. Bu sebeple saygı ve sevgi çerçevesinde ailelerle aranıza koyacağınız sınır çok daha sağlıklı ilişkiler kurmanızı ve kırgınlıklardan uzak durmanızı sağlayacaktır. Kadınların ve erkeklerin bu konuya bakış açısı oldukça farklıdır. Kız çocuk her zaman evden bir gün gidecek bir misafir gibi görülürken; erkek çocuktan beklenti her zaman aileye kol kanat gerecek anne babanın bakımını üstlenecek kişi olacağı yönündedir. Bu bilgilerle büyüyen iki farklı cins insanın evlendikten sonra ailelere karşı tutumları da farklılık göstermektedir. Bu psikolojik bir süreçtir ve bu yaklaşımlardan dolayı kimse suçlanamaz. Ufak farkındalıklarla bu problem aşılabilir.
Çiftler evlendikten sonra bir süre eve kapanır. Arkadaş çevrelerinden , kendilerine ayırdıkları bireysel zamanlardan ve kişisel hobilerinden uzak kalır. İlk zamanlar bu durum çok rahatsız etmese de daha sonraki zamanlarda bunalımlar başlar. Evlilik bir kelepçeyle iki kişinin birbirine bağlanması değildir. Mutlaka bireyler kendilerine özel zamanlar ayırmalıdır. Böylelikle birlikte geçirilen zamanlar da çok daha anlamlı olacaktır.
Sürekli aynı konularda yapılan şikayetler Hiçbir işinize yaramayacak; sadece eşinizi sizden uzaklaştıracaktır. Sürekli kayınvalidenizi şikayet etmektense; onun size kıran davranışları karşısında ne hissettiğinizi anlatmak ve sizi dinlediği için eşinize teşekkür etmek siz çok daha fazla rahatlatacaktır. Unutmayın ki hiç kimse ailesinden vazgeçemez, vazgeçmemelidir.
Kıskançlık evlilik için en tehlikeli durumlardan biridir. Kıskançlık güvensizlik duygusuyla eşleşir. Kendine güvenilmediğini hisseden kişi ilişki içerisinde durmak istemeyecektir. İlişki güven temeli üzerine inşa edilir. Eğer evliliğinizin içerisinde patolojik kıskançlık varsa mutlaka psikolojik destek almalısınız.
Evlilik içerisinde yaşanan her sorun mutlaka görülmeli ve üzerinde konuşulmalıdır. Karşılıklı olarak halledilemeyen konularda mutlaka evlilik terapistinden destek alınmalıdır. Evliliklerde yaşanan bir çok problem düzenli bir psikoterapi ile giderilebilmektedir.