Evrimsel Psikoloji: Eş Seçimi, Kıskançlık Ve Cinsellik
Yazar Derin Kubilay • Psikolog • 7 Haziran 2022 • Yorumlar:
GİRİŞ
Partnerinizin sizi başka birine duygusal yakınlık hissederek mi yoksa başkasıyla cinsel birliktelik yaşayarak aldatması mı daha çok rahatsız eder?
Kadınların büyük çoğunluğu partnerlerine karşı duygusal kıskançlık hissederken, erkekler cinsel kıskançlık duyarlar.
Kıskançlık, bir rakibin varlığı nedeniyle yaşanan ilişki kaybı ya da ilişkinin kaybedilmesine yönelik bir tehdit sonucu yaşanan olumsuz duygu durumudur. (Mathes ve Severa, 1981) Darwin ise kıskançlığı, ilişkiyi korumaya yönelik bir içgüdü olarak görmüş ve genlerini çocuklarına geçirerek soylarını sürdürmeleri için gerekli olduğunu söylemiştir.
Bu yazı, evrimsel psikoloji perspektifinden bu soruların cevabını vermektedir. NOT: Psikolojide bu sorunun cevabına farklı perspektifler açısından farklı yanıtlar verilmiştir. Bu yanıtlar, yalnızca evrim kuramına göredir.
Eş seçimi: Kadın ve erkeklerin aradığı özellikler
Evrimsel olarak, eş seçimi rastgele değildir; tam aksine, belli başlı faktörlere göre bu seçim yapılır. Her iki cinsiyet için, eş seçiminde kibarlık ve karşılıklı sevgi aranan en önemli özelliklerdir. Ancak, kadınlar ve erkeklerin eş seçiminde aradığı özellikler değişkenlik gösterir:
Erkekler, eş seçiminde fiziksel çekiciliği öne koyar.
Kadınlar ise eş seçiminde hem kişisel özelliklere (hırslı, dışadönük, zeki, iyi eğitimli) hem de sosyal özelliklere (güç, başarı, toplumsal statü) göre karar verir.
Peki, bu farkın sebebi nedir?
Ebeveyn Yatırımı: Ebeveynler, soyunun devam edebilmesi için çocuklarına birtakım yatırımlar yapar. Kadınların yatırımı yüksek olduğu için çocuğunu en iyi şekilde büyütebilmek amacıyla kendisine aile kurmakta yardım edecek, onu ekonomik olarak destekleyecek (hırslı ve dışadönük insanların daha başarılı olduğuna dair inanç) ve ona bağlılık göstererek onu terk etmeyecek bir eş arayışındadır. Bu yüzden de erkeğe göre daha seçicidir. Erkekler ise fiziksel olarak çekici ve genç kadınların doğurganlığını daha yüksek gördüğü ve genlerini taşıyarak soyunu devam ettirebileceğine inandığı için eş seçiminde onları tercih eder.
Kadınlar: Çocuğunu en iyi şekilde büyütebilmek amacıyla kendisine aile kurmakta yardım edecek, onu ekonomik olarak destekleyecek ve ona bağlılık göstererek onu terk etmeyecek bir eş arayışındadır. Bu yüzden de erkeğe göre daha seçicidir.
Erkekler: Genlerini taşıyarak soyunu devam ettirebileceği ve doğurganlığı yüksek, fiziksel olarak çekici ve genç kadınları tercih eder.
Peki, kıskançlık nedir ve neden oluşur?
Kıskançlık: Neden oluşur?
Kadın ve erkekler neden farklı şeyleri kıskanırlar?
Evrim kuramına göre erkekler, partnerinin cinsel sadakatsizliğini daha çok kıskanırlar çünkü babalıkla ilgili kuşku doğar ve doğurgan bir partnerin “rakip”lerinden birine karşı kaybedilmesi söz konusudur. Babalık kuşkusu, çocuklarının gerçek babası olup olmadığına dair duyulur. Cinsel sadakatsizlik sonucu ebeveyn yatırımlarını (maddi ve manevi yatırımlar) başka birinin çocuğuna yapma ihtimali vardır. Bu kıskançlık; kaynaklarını kendi soyundan birine aktararak kendi soyunun sürmesini engellediği için doğar. Onlar için “tek cinsel partner” olmak dolayısıyla çok önemlidir.
Kadınlar ise partnerleri başka birine dair duygusal yakınlık hissettiğinde daha çok kıskanırlar. Bunun sebebi, erkeğin sağladığı kaynakların ve bağlılığın tehlikede olmasıdır. Kadınlar, eş seçimi konusunda fazlasıyla seçici olduktan ve kendisine/çocuğuna hem maddi hem de manevi kaynaklar sağlayacak bir partner bulduktan sonra ondan bağlılık bekler. Ancak, erkeğin başka bir kadına duygusal yakınlık duyarak onu aldatması tüm bu kaynakların kaybına yol açar.
Kıskançlık: İnançlar
Kıskançlığın gelişiminde sosyal olarak öğrendiklerimiz de etkilidir. Kadınlar cinselliği duygusal yakınlık, sevgi ve şefkatle bağdaştırırken erkekler bunu bir başarı, heyecan ve fiziksel rahatlama ile ilişkilendirir. Bu yüzden de cinsellikle ilgili olan inanç farklılıkları kıskançlığı da etkiler.
Erkeklerin inancına göre, kadınlar cinsel bir beraberlik yaşamadan da başkalarına âşık olabilirler. Eğer cinsellik varsa, kadınlar duygusal olarak da başkasına yakınlık duyuyordur. Yani, kadınların onları hem duygusal hem de cinsel olarak aldattığını düşünürler. Bu da ilişkinin sonu demektir.
Kadınların inancına göreyse, erkekler başka birine âşık olmadan da cinsel birliktelik yaşayabilir. Ancak başka birine duyulan duygusal yakınlık, ilişkilerine karşı gerçek bir tehdittir.