Fedakarlık Yaparak Neyi Feda Ederiz?
Yazar Seda Karakuş • Psikolog • 10 Mayıs 2022 • Yorumlar:
Fedakarlık; belli bir amaç uğruna çaba göstermekten çekinmeyen olarak tanımlanırken, fedakar bir kişi özverili, kendini feda etmekten çekinmeyen olarak tanımlanır. Fedakarlık duygusu ilişkinin doğru bilinen yanlışlarındandır. Çünkü fedakarlık duygusu giderek altı boşalan ve ‘aşk ‘ tanımı içerisinde hikayeyi daha da özel kılan bir araç haline gelmiştir. Fedakarlık edilmeyen bir ilişkinin yeterince iyi ya da özel olmadığı bilgisi ya hissi hepimiz tarafından paylaşılan bir fikir/histir. Halbuki bu duygunun bir ilişkinin sonunu getirebilecek kadar güçlü ve olumsuz bir duygu olduğunun farkında mısınız?
’Kendinden ödün vermek’ ilişkilerin en yaygın ve etkisi en olumsuz öğretidir. Bu duygu ilişkinin çıkmazlarına doğru çözümlenemez çentikler atar. Fedakarlık yapılan ilişki her iki tarafta farkında olarak ya olmayarak davranışın ödüllendirilmesini ya da karşılığının aynı şekilde verilmesini bekler. Beklenti karşılanmadıkça hayal kırıklığı duygusu ilişkiyi hakimiyeti altına alır.
Kendimizden eksilttiğimiz şeyin karşılığında partnerimizin de kendinden ödün vermesini bekleriz. Fedakarlık duygusu kişilerin birbirilerini tanıma sürecindeki dengeyi alt üst ederek , duygu alışverişinde bir tarafı borçlu bırakır. İlişkilerde kendini feda edenin karşısındaki partnerlerin iki düşünce kalıbı şansı bulunur:
Fedaya karşı kayıtsız kalmak(Ben senden böyle bir şey istemedim): Bu cümleyi çoğu zaman partnerlerin birinden duyarız, çünkü yapılan herhangi bir feda davranışının talep edilmeden yapıldığını anlayacakları zaman geçmiş ve artık bu davranışlar ilişkinin dengesini oynatmaya başlamıştır. Kendini feda davranışında bulunan partner artık buna karşılık almayışıyla ilgili eleştirilere başlar ve hesap sorar. Karşısındaki partnerin kendi yaptığı davranışların/fedaların kıymetini ve anlamı yeterince kavramadığını düşünür. Hatta fedaya karşı alamadığı tepki ilişkinin verimsiz bir noktaya gittiğini düşündürür ve bu duygunun sonucunda haksızlığa uğramış, hiçe sayılmış hisseder. Kayıtsız kalan partner ise haklılığının peşinde olabilir,
Fedaya karşı suçluluk duygusu yaşamak( Davranış kontrolünün fedakarlığın büyüklüğüne göre ayarlamak): Feda eden partnerin karşısındaki partner yapılan davranışların karşılılığını vermek noktasında yetersiz hissetmeye ve bunun sonucunda suçluluk duygusunun sık sık tüm duygularının üstünü kapattığı bir döneme girer. Bütün yaşadığı duyguların sınırını partnerin fedalarına karşılık duyduğu suçluluk duygusuyla çizer. Aslında duyguların arasına karışmış bu suçluluk duygusu tüm duyguları ikinci plana iterek partnerler arasında sorunlar şeffaf olarak konuşulmasına engel teşkil eder.
Her iki durumda da çiftler arasına bir perde çekilir ve artık partnerler birbirine karşı şeffaf davranamaz. Bu da demek oluyor ki bir ilişkinin olmazsa olmazı kendinden ödün vermek ya da fedakarlıkla bezeli bir aşk hikayesi yaratmak; farkında olmadan bir ilişkinin en büyük yanılgısını tekrar etmekten ibarettir.
Tüm bunların çözümü ilişkide aşama aşama giden tanıma ve birbiri tarafından anlaşılma süreçlerinde kendinizi en şeffaf haliyle ortaya koymak ve karşınızdaki partnere de şeffaf olma şansı yaratmaktır. Şeffaf iletişimin kurulduğu ilişkilerde yapılan davranışların alt metinleri ortada olur ve hiçbir partner dolaylı yoldan bir amaç edinmez ve her davranış ve jest doğru bir mesajla karşı tarafa ulaşır.
Gelin, ilişkimizdeki fedakarlıkların aslında neye hizmet ettiğini bulalım ve aramızdaki perdeleri ekerek kucaklaşalım…