Fibromiyalji Büyük Taklitçi

Yazar Sinan KorkmazAile Hekimi • 26 Temmuz 2018 • Yorumlar:

Polis gördüğü hırsızın ‘A’ olduğunu sandı, karakolda sorgulamada ‘B’ çıktı, mahkemede laboratuvar kanıtlarıyla ‘C’ dendi, hapishaneye ‘D’ diye atıldı. Fibromiyalji, bu senaryodaki gibi birçok farklı doktorun kendi branşından hastayı değerlendirmesinden dolayı depresyon, hipotiroidi, migren, romatizma, bel-boyun fıtığı gibi farklı tanılar alabiliyor. Tıpkı görüntüsü sürekli değişen bir bukalemun gibi farklı semptom ve belirtilerle giden kronik bir hastalıktır.

Hastalığa yumuşak doku romatizması, kronik ağrı ve yorgunluk sendromu vs dendiği gibi kan laboratuvar değerlerinin çoğunlukla normal olması ve bir grup hastalığın bir arada görünmesinden dolayı ayrı bir hastalık olarak görmeyen hekimler de vardır.

Kendini kırgınlık, halsizlik ve buna bağlı üşengeçlik, beyin sisi, karar almada ve uygulamada zorlanma, baş ağrısı, özellikle boyun ve iki kürek kemiği arasında olmak üzere yaygın tetik noktaları (düğümlenmiş kas spazmları), elle muayenede belli noktalarda hassasiyet, uyku hijyeninin bozulması ve buna bağlı, el ve ayakları sürekli kıpırdatma, çene sıkma, sabah yorgunlukları vb. belirtiler ile kendini belli eden bir hastalıktır. Unutkanlık oldukça sık rastlanılan bir yakınmadır. Hafıza boşluğu oluşur ve konsantre olmak güçtür. Hatta bazen konuşurken kelimeleri bulmakta güçlük çekerler. Kitap, gazete okumak işkence halini alır. Bu yakınma stresin yoğunlaştığı durumlarda daha da belirginleşir.

Fibromiyalji hastaları genelde mükemmeliyetçi insanlardır, kendilerinden beklentileri yüksektir ve bu hastalık onların yaşam standardını ve iş performansını zayıflatır. Bu performans düşüşü onların kaygılarını daha arttırır ve hastalığın semptomlarını daha da şiddetlendirir. Ayrıca çocukluk çağlarında geçirilen fiziksel ve duygusal travmalar fibromiyalji için büyük risk faktörleri arasında kabul edilir.

Ağırlıklı olarak 25-55 yaş arası kadınlarda erkeklere oranla üç kat fazla görülse de birçok yaşta ve her iki cinsiyette gözlenir. Ülkemizde yaklaşık 1,3 milyon insan bu hastalıktan etkilendiği söylenmektedir.

Fibromiyaljinin tedavisinde ağrı kesiciler, depresyon ilaçları, fizik tedavi gibi birçok yöntem uygulanmasına rağmen çoğu zaman hastanın şikayetleri geçmez veya kısa süre sonra tekrarlar. Hastalığın tedavisinde multidisipliner yaklaşım çok önemlidir. Ve her hastanın ayrı ayrı ele alınıp tedavisinin düzenlenmesi gerekir. Karşılaştığımız sayısız fibromiyalji rahatsızlığı olan danışanımızda birçoğunda “geçirgen bağırsak hastalığı” başta olmak üzere sindirim sistemi rahatsızlıklarının olduğu ve beslenmelerinin son derece bozuk olduğunu gözlemlenmektedir. Bu insanlar sürekli yiyecek ve içecek birşeyler ararlar. Bunlar da çoğunlukla pratik olduğu için paketlenmiş ürünlerdir. Ve daha önce aldıkları tedavilerde bu konulara hiç girilmeden sadece ağrı kesici veya lokal iğnelerle tedavi edilmeye çalışılmış olması bu hastaların daha bir güvensiz olarak başka merkezlerin kapısını aşındırmasına neden olmaktadır. Ayrıca danışanlarımızda daha önceki tedavilerinde birçok defa vitamin D damlası kullandırıldıkları halde buna rağmen sıklıkla vitamin D eksikliğine rastlamaktayız. Beslenme, doğru bir şekilde düzenlenmeden ve kapalı ortamlardaki yaşam tarzını değiştirmeden verilen D vitamini semptomları azaltmada yetersiz kalmaktadır.

Fibromiyaljide biorezonans ile manyetik alan terapisi, nöralterapi, akupunktur, kupa-hacamat, hipnoz, germe egzersizleri, Dokuz Tip Mizaç temelli psikoterapiden bir veya birkaçının kombineliğini kullanılır. Her danışanın mizacına göre bu tedavi planlarından bir tanesi ön plana çıkartılıp tedavi gerçekleştirilir. Ve yine kişiye özel ve çok katı olmayan uyum sağlayabileceği bir diyet listesi ile ileride rahatsızlanmasının önüne geçilir. Mizacının hangi yiyeceklere ihtiyacı olduğunu ve mutlaka tüketmesi gereken yağlar önerilir. Bu kişiler hareket edemeyecek kadar yorgun ve halsiz olduklarından ilk başta şikayetlerini azaltıp, diyetini düzenledikten sonra halsizlikleri azalınca nasıl ve ne sıklıkla bir egzersiz yapacağı konusunda cesaretlendirilir. Güneşten faydalanması, terleme detoxu gibi ağrıları tetikleyen toksinleri dışarı atma yolları vb. faaliyetler dahil birçok noktadan danışan desteklenir. Herkese standart günde 1,5-2 litre su içmesini önermek yerine kiloya ve soğuk- sıcak olmasına göre su tüketmelerini önerilir.

Bugüne kadar bir çok fibromiyalji rahatsızlığı olan danışanların sadece şikayetlerini geçirmek değil aynı zamanda uyku, beslenme, egzersiz, ergonomi vb. bir çok konuda kalıcı bir farkındalık oluşturmak insana daima bütüncül yaklaşımın bir yansımasıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Sinan Korkmaz Pratisyen, Kupa Terapi (Hacamat) Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)