Fibromiyaljide Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yazar Gizem Ahcı • Fizyoterapist • 29 Mart 2021 • Yorumlar:
Fibromiyalji Sendromu (FMS) etiyolojisi tam olarak bilinmeyen yaygın kronik ağrı ve pek çok fiziksel sorun ile seyreden, birçok duyarlı nokta eşliğinde multisistemik bir hastalıktır. FMS’nin görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır ve en sık 40-60 yaş arasında görülmektedir. Görülme sıklığı kadınlarda erkeklerden 4-9 kat daha fazladır.Duyarlı noktaların varlığı anksiyete, depresyon, yorgunluk ve somatik belirtilerle olduğu gibi, ağrı ile de ilişkilidir.Ağrı duyarlılığı ve psikolojik etkenlere göre birbirinden farklı alt gruplar olabileceği ve bu alt gruplardaki hastaların tedaviye yanıt ve gidiş açısından farklılık gösterebileceği bildirilmektedir. Ağrı FM’de temel belirtidir ve tedavide de ön planda yer almaktadır. FM’de ağrının nedeni henüz tam olarak açıklanamamaktadır. Kronik ağrılı durumlara sıklıkla depresyon ve anksiyetenin eşlik etmesinden dolayı FM’nin psikiyatrik bozuklukların ya da psikofizyolojik anormalliklerin belirtisi olabileceği bildirilmiştir. Ancak FM’de görülen kronik ağrının özellikle sosyal yaşamı bozarak depresyon ya da anksiyeteye neden olabileceği de bildirilmektedir.FMS’ye sıklıkla uyku ile ilgili problemler, yorgunluk (yorgun uyanma, dinlenememe), bitkinlik, sabah tutukluğu, migren, dismenore, sık idrara çıkma, irritable kolon sendromu eşlik etmekte olup yapılan bir çalışmada, FMS’nin sıklıkla fiziksel bir travma ya da viral bir enfeksiyon sonucunda başladığı bildirilmiştir . FMS Amerika’da genel popülasyonda %2, yetişkin kadınlarda %3.4, yetişkin erkeklerde %0.5 oranında görülürken ülkemizde yapılan bir çalışmada hastalığın görülme sıklığı %3.6 olarak bulunmuştur.FMS’de yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen sorun kronik ağrı ve zamanla gelişen yeti yitimidir. Hastalar şiddetli ağrı, isteksizlik ve yeti yitimi nedeniyle ile normal aktivitelerini sürdürememekte dolayısıyla hastaların sosyal ve mesleki yaşantılarında sorunlar yaşamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca FMS hastaları, hastalığın getirdiği sorunlar nedeniyle depresyon, kaygı, somatizasyonda artış ve travma sonrası stres bozukluğu gibi pek çok psikolojik sıkıntılar yaşamaktadırlar. Fibromyalji hastaları sıklıkla yaşadıkları şiddetli ağrılar ve yeti yitimi ile ilişkili olarak depresyon yaşamaktadırlar . Yapılan araştırmalarda fibromyalji hastalarının %20’sinde major depresyon olduğu, yaklaşık %50’sinin de depresyon puanlarının yüksek olduğu bulunmuştur . Ülkemizde yapılan bazı çalışmalarda FMS hastalarının kontrol grubundaki bireylere göre daha sık depresyona girdiği ve daha yüksek düzeyde depresif belirtilerinin olduğu belirlenmiştir. Fibromyalji hastalarının sıklıkla yaşadığı diğer bir psikolojik sorun ise kaygıdır. Hatta birçok çalışmada fibromyalji hastalarının depresyondan daha çok kaygı yaşadıkları bulunmuştur . Fibromyalji hastalarının yaşadığı kronik, yaygın ağrının kaygıyı artırıcı bir faktör olduğu ileri sürülmektedir . Bir grup bilim insanı, 529 fibromyalji hastası ile yaptıkları çalışmada fibromyalji hastalarının depresif belirtilerden (%56) daha çok kaygı (%71) rapor ettiklerini bildirmişlerdir. Sosyal destek, kronik hastalığı olan bireylerin hastalığın getirdiği problemlerle baş etmesinde önemli bir faktördür . Sosyal destek, hastalara duygusal rahatlık vermekte, sorunları ile başa çıkma yolları kazandırmakta ya da günlük yaşamda ve kriz anında stresin olumsuz etkilerine karşı bireyleri korumaktadır. Yapılan pek çok çalışmada daha yüksek düzeyde sosyal destek alan ya da algılayan hastaların depresyon ve kaygı düzeylerinin daha düşük olduğu bulunmuştur. Kişinin yaşantısını etkileyen önemli kavramlardan biri de öz yeterlik olup bireylerin çeşitli durumlar ile başa çıkabilmek için gerekli olan eylemleri ne kadar iyi yapabildiklerine ilişkin inançları olarak tanımlanmıştır .İnsanların yaşam boyu deneyimleri doğrultusunda, başa çıkma yeteneklerini geliştirdiklerini ve öz yeterlik inançları arttıkça da davranışlarında olumlu değişikliklerin olduğu belirtilmiştir . Bireyler, öz yeterlik inançları arttıkça hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendilerini daha sağlıklı hissetmektedirler. Bu nedenle fibromiyalji hastaları ile çalışan sağlık personelinin bu hasta grubunun psikolojik sorunlarını azaltmak için hastaların algıladıkları sosyal destek ve öz yeterlik düzeylerini artıracak müdahalelere önem vermeleri yararlı olacaktır.Fibromyaljinin sebebi belli olmayan, yaygın vücut ağrısı, belirli bölgelerde ağrılı noktalar, başta bel-boyun olmak üzere tüm vücutta hissedilen tutukluk, azalmış ağrı eşiği,yorgunluk, uyku bozuklukları ile beraber görülen kronik, eklem dışı kas iskelet sistemi hastalığı olduğundan söz etmiştik. Fibromyaljiye bazen pelvik ağrı, kronik bel ağrısı,irritabl mesane ve barsak sendromunun eşlik ettiği görülmektedir. Fibromiyaljinin oluşmasında genetik faktörler rol alsa da hem genetik hem çevresel ve nörohormonal faktörlerin de etkisinin olduğunu, yapılan çalışmalar ışığında söyleyebiliriz. Fibromyaljili hastalarda en fazla görülen şikayetlerden biri kronik ve yaygın ağrıdır. Ağrı yanıcı ve batıcı tarzdadır. Aktivite ile artan ağrıdan şikayet eden hastalar için egzersiz yapmak zorlaşır. Genellikle sabahları yaşanan tutukluk,bazı kişilerde gün boyu devam edebilir. Fibromyaljili hastalar basınca karşı hassastır ve aynı zamanda sıcak ve soğuğa toleransları azalabilmektedir. Fibromyalji’de çok çeşitli problemler birlikte görülür dolayısıyla değerlendirme ve tedavi çok yönlü yapılmalıdır.Fizyoterapi ile amacımız ağrı,yorgunluk,tutukluk şikayetlerinin azaltılması,fonksiyonelliğin, egzersiz kapasitesi ve yaşam kalitesinin artırılmasıdır.Egzersiz eğitiminde; aerobik egzersiz, kuvvet egzersizleri, esneklik ve su içi egzersizleri, klinik pilatesi sayabiliriz. FMS’de kas gücü ve dayanıklılığında azalma saptanmıştır . Yapılan çalışmalarda aerobik, güçlendirme, germe, gevşeme egzersizleri ile akuatik egzersizlerin etkinlikleri araştırılmış ve egzersizin FMS tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir . FMS’de egzersizin temel amaçları stresin azaltılması, bozulmuş postürün düzeltilmesi, dayanıklılığın arttırılması ve kardiyovasküler enduransın restorasyonudur . Günümüzde FMS tedavisinde düşük yoğunluklu aerobik egzersizler ve diğer tedavi yöntemleriyle kombine edilebilen egzersiz programları önerilmektedir. FMS’de egzersiz programları bireysel olarak düzenlenmeli, hastanın egzersiz kapasitesinin altında başlanmalı ve kademeli arttırılarak hastanın tolerans durumuna göre düzenlemeler yapılmalıdır.Tedaviye gevşeme teknikleri, yüzeyel ısı ajanları, hidroterapi, balneoterapi,ılık-sıcak banyolar,çamur banyoları ve spa da dahil edilebilir. Yapılan çalışmalarda medikal masajın, fibromyaljili hastalarda uyku kalitesini artırmada faydalı olabileceği görülmüştür. Fibromyalji’de ilaç tedavisi, egzersiz tedavisi, hasta eğitimi ve kognitif davranışsal tedavi gibi yaklaşımların bir arada kullanımı önerilmektedir.