Filler ve Öğrenilmiş Çaresizlik
Yazar Şeyma Temel • Psikolog • 15 Kasım 2021 • Yorumlar:
Hadi gelin Fil hikâyesi ile öğrenilmiş çaresizliği konuşalım biraz..
Hindistan’da filleri yetiştirmek için, onları küçükken kalın bir zincirle bir kazığa bağlarlarmış. Tabi bu yavru filin zinciri koparabilmesi, kırabilmesi ya da kazığı söküp atabilmesi mümkün değildir. Küçük fil önceleri bundan kurtulmak için tüm gücüyle uğraşır, defalarca dener ama sonucu değiştiremez, özgürlüğüne kavuşamazmış.
Yıllar geçip fil kocaman olur…
Bağlı olduğu kazığın ve zincirin onlarca katına gücü yetmeye başlar. Ama fil asla böyle bir girişimde bulunmaz. Çünkü o özgür olamayacağına inanmıştır. Artık kırılmayan şey, filin zinciri değil inancıdır. Bizler buna psikolojide öğrenilmiş çaresizlik diyoruz.
Peki, nedir bu öğrenilmiş çaresizlik?
Kişinin göstermiş olduğu tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inanç ile gelen bir ruh hali durumudur. Kişi eğer çok sayıda başarısızlık yaşadıysa; tekrar denese de, nasıl olsa olayların kontrolünün kendisinde olmadığını, başarıya ulaşamayacağını düşünerek adım atma eğiliminde bulunmaz.
İnsan hayatında çaresiz kalınan durumların olması elbette mümkün ve doğal bir durumdur. Bazen belli konularda çözüm üretmek güç olabilir ya da kişi çaresiz kalabilme durumu içine girebilir. Ancak öğrenilmiş çaresizlikte; gerçekten çaresiz olmadığımız halde fil hikâyesinde de olduğu gibi çaresiz olduğumuzu zannederek, çözmek için bir şey yapmayarak başarısızlığı baştan kabul ederiz.
Bunun sonucunda da kişiler de yaşama sevinci azalabilir, sadece mecburi olduğu işleri yapmaya başlarlar. Yine kişilerde özgüven eksikliği, düşünme ve algısında zayıflamalar yaşanabilmektedir. Ve artık öğrenilmiş çaresizlik içerisinde olan kimseler fizyolojik ve psikolojik olarak acıyı kabullenmeye başlarlar.
Öğrenilmiş çaresizliğin insanlarda oluşma sebebine; sürekli aşağılanmaya maruz kalma, insanlara olan güven kaybı, olumsuz çevre koşulları, travma, depresyon gibi psikolojik sorunların olması, stresli ev ya da iş ortamının olması örnek olarak gösterebilir.
Öğrenilmiş çaresizliği yenebilmek için neler yapmalıyız dediğinizi duyar gibiyim. ‘’Yine yapamadın.’’ gibi suçlayıcı eleştiriler yapılmamalı, Kişiye üstesinden gelemeyeceği görevler verilmemeli, motive olması ve kendini başarılı hissetmesi sağlanmalı ve işinin başarısı takdir edilmelidir.
Son olarak filler hikâyesi örneğinde de olduğu gibi; birilerinin, kendi çıkarlarına göre biçimlendirip kısıtladığı hayatının kendi kontrolünde olmadığına seni inandırmasıdır…
Kısadan hisse..
İster yaşadığımız toplum dâhilinde, ister bireysel anlamda, şunu asla unutmayalım, olur mu?
Çaresizseniz; ÇARE sizsiniz!