Fıtık Cerrahisi
Yazar Necdet Derici • Genel Cerrah • 16 Ekim 2018 • Yorumlar:
Günümüzde ne yazık ki birçok bireyin yaşıyor olduğu fıtık hastalığı konusunda çoğu kişinin bir bilgisi yok. Fıtık iç organların karın duvarındaki zayıf noktalardan dışarı çıkmasıyla oluşan yumrulardır. Dışarı çıkma işlemi zayıf bir noktadan gerçekleşir. Bu nedenle bedende bir şişlik meydana gelir. Fıtık tedavisi için etkili ve sağlıklı sonuçlar alabilmek adına fıtık ameliyatı gerçekleştirilir. Ancak ameliyata gerek duyulup duyulmadığı ile ilgili kararı hekim verecektir. Fıtıklar ameliyatsız iyileşmezler.
Laparoskopik Fıtık Cerrahisi
Fıtıklar konjenital ( doğuştan) ya da sonradan oluşmaktadır. Karın içi basıncını arttıran durumlarda vücudun bağ dokusunun zayıf olduğu kasıklar, göbek gibi yerlerde ve ameliyat yerlerinde iç organlar dışarıya çıkmaya başlarlar. Karın içi basıncını artıran durumlar sigara, öksürük, tüberküloz, kanser gibi kronik hastalıklar, kabızlık, gebelik, prostat rahatsızlıkları fıtıkların oluşumunu kolaylaştırır. Bazı ameliyat yerlerinde ameliyat sonrası fıtıklar gelişebilir. Bunlara kesi yeri fıtığı denilmektedir.
Fıtık Çeşitleri Nelerdir?
Fıtık, vücudun çeşitli yerlerinde görülebilir. Bunlara örnek olarak kasık ve uyluk fıtığı, mide fıtığı, bel fıtığı ve boyun fıtığı gösterilebilir.
Kasık ve uyluk fıtığı: Kasık fıtığı daha çok erkeklerde görülürken, uyluk fıtığı ise genellikle kadınlarda görülür. Kasık bölgesi yapısal olarak hassas bir bölgedir ve bu durum fıtık oluşumuna zemin hazırlayabilir. Kasık fıtığı doğuştan olabileceği gibi sonradan da görülebilir. Uyluk fıtığı ise genelde hamilelik döneminde ya da kilo problemi yaşayan kadınlarda görülür. Güçlü öksürükler, doğum esnasında ıkınmalar ya da ağır kaldırma gibi pek çok etken fıtık oluşumuna sebep olabilir. Kasık ve uyluk fıtığının teşhisi oldukça kolaydır. Fiziksel muayene ya da ultrason ile teşhis edilir ve kolaylıkla müdahale edilir.
Mide fıtığı: Midenin üst kısmındaki kasların erimesiyle mide, yemek borusuna doğru sarkar, buna mide fıtığı denir. Mide fıtığı genelde aşırı kilolu insanlarda görülür. Karında oluşan yağların mideyi sıkıştırması fıtığa sebep olabilir. Aşırı kilo, yoğun kusma, şiddetli öksürük mide fıtığına neden olabilir. Mide fıtığın en belirgin özelliği göğüste ve boğazda görülen şiddetli ağrılardır. Bu ağrılar özellikle yemekten sonra, eğilirken ya da yatarken daha da şiddetlenir. Mide fıtığı hafif ise kişinin hayatında ufak değişikliklere, diyete yönlendirilebilir. Bunlara rağmen geçmemesi durumunda ilaçla tedaviye geçilir.
Bel fıtığı: En sık görülen fıtık çeşididir. Bel omurunda yaşanan sorun bel fıtığına sebep olabilir. Ağır kaldırma, ters hareket, aşırı kilo ya da hareketsiz yaşan bel fıtığını etkileyen faktörler arasındadır. Şiddetli ağrılar, hareketlerde zorlanma, uyuşukluk, karıncalanma ya da yanma hissi bel fıtığının belirtilerindendir. Bel fıtığı tedavisinde hastalığın şiddetine göre farklı yöntemler kullanılır. Dinlenme, ilaç ya da fizik tedavi ile geçmeyen durumlarda cerrahi müdahaleye geçilebilir.
Boyun fıtığı: Boyun omurlarındaki disklerin zarar görmesiyle oluşur. Zamanla boyun, sırt ve kol ağrıları şikâyetleri görülür. Yaş, ters hareket, zorlama ya da kaza gibi faktörler boyun fıtığına sebep olabilir. MR ve sinir ölçüm testlerinin ardından teşhis konulduktan sonra tedaviye geçilir. Boyun fıtığında öncelik egzersiz ve ilaç tedavisidir. Hasta şikâyetleri devam ederse cerrahi seçenek değerlendirilebilir.
Fıtık Belirtileri Nelerdir?
Fıtık belirtileri oluşum alanına göre farklılıklar gösterir. En önemli belirtileri; şişlik ve ağrıdır. Yatınca bu şişlikler kaybolur. Öksürme, ıkınma gibi zorlamalarda tekrar ortaya çıkar.
Fıtık Tedavisi Yapılmazsa Ne Gibi Sorunlar Meydana Gelebilir?
Fıtık ihmal edilmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Günün birinde hastalar boğulmuş fıtıkla karşımıza gelebilir. Gecikme olursa barsak kangrenine neden olabilir. Bu tür problemlerle karşılaşmamak için zamanında ameliyat olmalıdırlar.
Fıtık tedavisi, sorunun görüldüğü yere ve ağrı geçmişine göre değişiklik gösterir. Fıtık tedavisinde, öncelik dinlenme, egzersiz ve ilaç önerilir. Tüm bunlara rağmen hasta şikâyetinde bir gelişme yaşanmazsa cerrahi müdahale gerçekleştirilebilir