Gastrointestinal Sistem Cerrahisi
Yazar Ahmet Okuş • Genel Cerrah • 17 Mayıs 2017 • Yorumlar:
Gastrointestinal sistem; ağız ile anüs arasında uzun tubüler yapı ve bu yapı ile ilişkili birçok organı içine alan ve temel görevi sindirim olan bir sistemdir.
Bu sistem;
Çiğneme ve yutma: Gıdaların küçük parçalara ayrılarak ağız- farinks aracılığı ile yemek borusuna ulaştırılmasıdır.
Sindirim: Alınan gıdaların küçük emilebilir moleküllere kadar enzimler aracılığı ile parçalanmasıdır (mide, ince bağırsaklar).
Emilim: Emilebilir hale gelmiş moleküllerin (protein, karbonhidrat, yağ), mineral ve vitaminlerin kan ve lenf sıvısına geçişidir(ince bağırsaklar).
Boşaltım: Emilemeyen gıda artıklarının depolanması ve anal yol ile dışarı atılması fonksiyonlarını yerine getirmektir (kalın bağırsak).
Sindirim Sistemi: Ağız, Farinks (yutak), Özefagus (yemek borusu), Mide, İnce bağırsaklar, Kalın bağırsaklar, Rektum, Anal kanal şeklindeki tübuler yapı ve bu yapı ile ilişkili; tükürük bezleri, safra kesesi, karaciğer, pankreas organlarının bütününden oluşur.
- Sindirim Sisteminin Temel Görevi
Sistemin temel görevi sindirimi gerçekleştirmek olmakla birlikte organlar birbiri ile ilişkili çok sayıda görevleri karmaşık bir yapı içinde yerine getirmektedir. Örneğin pankreas hem sindirim için ince bağırsağa sindirim enzimlerini salgılarken diğer taraftan, başta kan şekerini düzenleyen insülin ve glukagon olmak üzere çok sayıda hormon salgılamaktadır. Mide hidroklorik asit ve pepsin salınımı ile kimyasal sindirime destek olurken, diğer taraftan intrinsik faktör ile B12 vitamin emilimi, grelin hormonu salınımı ile de iştahın düzenlenmesinde rol almaktadır. Benzeri sindirim ve hormonal faaliyetler sindirim sisteminin diğer bölgelerinde de devam etmektedir.
- Sindirim Sisteminin Yapısı
Sindirim sistemi tubuler yapısı temel olarak dört tabakadan oluşmaktadır. Tüp şeklindeki duvar yapısı içten dışa doğru; mukoza – submukoza – muskularis propria - seroza şeklindedir. Bu tübüler yapı gıdaların karıştırtılmasını ve ileri doğru itilmesini sağlar. Sindirim sisteminin duvar yapısı organların fonksiyonlarına uygun yapısal değişiklikler gösterir. Mide de kas tabakası farklı konfigürasyonlarda iken özellikle pilor kardia gibi sfinkter bölgelerinde kas yapı ve dizaynı farklı özellikler gösterir. Sindirim sisteminde kanserlerin büyük kısmı en iç tabaka olan mukozadan kaynaklanmaktadır.
- Sindirim Sistemi Hastalıkları
Benign ve malign çok sayıda hastalık mevcuttur. Tüm bu organların sık (mide kanseri, kolon ve rektum kanseri…) ve daha nadir görülen (ince barsak kanserleri, safra kesesi kanserleri, appendiks kanserleri…) malign hastalıkları yanında, sık görülen ( karaciğer hemangiomları, safra kesesi taşları, peptik ülserleri, hemoroid…) nadir görülen (meckel divertikülü, leimyoma, çöliak hastalığı...) benign hastalıkları mevcuttur. Diğer taraftan tüm bu organlara ait enfeksiyöz (amibizis, salmonella, şigalla...) ve nonenfeksiyöz (crohn, ülseratif kolit..) çok sayıda iltihabi hastalıkları mevcuttur.
Kısacası sindirim sisteminde; kabızlık ve dispepsiden kansere kadar farklı yüzlerce hastalık mevcuttur. Bu hastalıklarında ilaçla tedaviden cerrahi tedaviye ve organ nakline kadar geniş bir tedavi seçenekleri vardır.Tedavideki alternatifler her geçen gün artmaktadır.
Sindirim Sistemi Hastalıkları Tedavisinde Güncel Gelişmeler
Gastrointestinal sistem hastalıklarında tanı ve tedavide çok sayıda güncel gelişmeler olmuştur. Özellikle gastroskopi, kolonoskopi gibi endoskopik metotların gelişmesi ile organların direkt içinin görülebilmesi ve yine bazı hastalıkların endoskopik tedavilerinin yapılabilmesi bunlara örneklerdir.
Diğer taraftan laparoskopideki gelişmeler ile birçok cerrahi girişim artık laparoskopik (kapalı) olarak (safra kesesi, reflü cerrahisi, obesite cerrahisi, kolorektal cerrahi…) yapılabilmektedir. Cerrahi tedavideki bilgi birikimi ile teknolojinin kombine edilmesi ile çok daha başarılı ameliyatlar yapılmasına, hastalıkların daha etkin tedavi edilmesine neden olmaktadır.
Sonuç olarak; gastrointestinal sistem vücudumuzun ana sistemlerinden biri olup birçok hastalığın görüldüğü bir sistemdir.
Tanı ve tedavideki gelişmeler, bilinçlenme düzeyindeki artış hastalıklarda daha etkin tedavilerin olmasını sağlamaktadır.