Gebelik ve Varis
Yazar Mehmet Okan Özdemir • Kalp Ve Damar Cerrahı • 17 Eylül 2018 • Yorumlar:
Gebelikle birlikte gittikçe büyüyen rahmin hemen yakın komşuluğundaki ana toplardamarlara (iliak venler ve vena cava inferior) yaptığı baskı sonucu bacaklardaki damar kapakçıkları bozulmaya başlar, venler genişler, ven duvarları direncini kaybederek genişler.
Bu gelişmelerin sonucunda gebeliğin sonunda büyük bir kısmı kalıcı olan varisler ve venöz yetersizlik oluşur.
Eğer gebelik öncesinde varisler varsa, varisler olmasa da genetik yatkınlık belirtisi olan ebeveynlerde varis,venöz yetersizlik ve damar içi pıhtılaşma hikayesi mevcut ise bu kişilerin gebelik sırasında veya sonrasında ciddi problemler yaşayabileceklerini bilmeleri gerekir.
GEBELİKTE VARİS VE PIHTI OLUŞUMUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER :
Gebelik boyunca gerek hormonal, gerekse psikolojik nedenlerle artan iştah aşırı kilo almaya neden olursa varis gelişme hızı katlanarak artar. Bu nedenle gebelik ideal kiloya yakın bir ağırlıkla başlarsa ve gebelik takibini yapan kadın doğum uzmanının önerileri doğrultusunda kilo kontrolü yapılırsa varis gelişiminden en az zararla kurtulmak mümkün olabilir. Gebelik boyunca ortalama 11-12 kilodan daha fazla kilo alınmamalıdır. Yine gebelik süresince artan tuz alımı, gebeliğin ilerleyen safhalarında hareketliliğin azalması, düzenli yürüyüş yapılmaması daha çok varis gelişimine ve belki de ileride annenin ciddi sağlık problemlerine dönüşebilecek olan venöz yetersizliğe neden olur.
Anne olmayı planlayanların varis ve venöz yetersizlik açısından kalp damar cerrahi muayenesi, gerekli görüldüğünde venöz doppler ultrason, venografi gibi tetkiklerle incelenmeleri gerekir. Eğer planlı gebelik öncesi bu hastalıklardan herhangi birisi saptanırsa tedavilerinin çeşitli yöntemlerle yapılması, gebeliğin bu tedavi aşamasından sonra gerçekleşmesi en doğru yol olacaktır. Gebelik öncesinde mevcut varisler önemsenmez ise doğum sonrasında bazen ameliyat gerektirebilecek varisler haline dönüşebilir ayrıca bu varisler altta yatan venöz yetersizlik hastalığının belirtileri de olabilir. VenözYetersizliğe bağlı dolaşım bozukluğu gebelerde daha sık olmak üzere derin ve yüzeysel venlerde pıhtılaşmalara yol açar,anne ve bebek açısından tehlike oluşturur.Bu nedenle varisler gebelik öncesinde muhakkak tedavi edilmelidir.
Venöz yetersizliğin gebeler açısından en talihsiz sonucu sıklıkla oluşan yüzeysel toplardamar pıhtı ve iltihapları (tromboflebitis) ve derin ven trombozu yani “derin toplardamar pıhtılaşması”dır. Derin ven trombozu oluşmuş hastaların bir kısmında ise pulmoner emboli olarak adlandırdığımız akciğerde bacak venleri kaynaklı pıhtı gelişebilir ki bu ölümcül olabilen ciddi bir damar hastalığıdır. Gebelikte derin ven trombozu riski 5 kat, lohusalıkta bir 5 kat daha artarak normalin 10 katı bir orana ulaşır.
Derin ven trombozunun klinik belirtileri bacaklarda oluşan ağrılar ve şişliği takiben solunum zorluğu, hızlı soluma, nefes açlığı, terleme, kan tükürme, öksürük, bayılma, göğüs ağrısı, ani sağ kalp yetersizliği, tansiyon düşüklüğü şeklinde ortaya çıkar. Ani şuur kaybı ve açıklanamayan ani solunum sıkıntılarında akciğer embolisi düşünülmelidir.
Kadınlar için diğer bir önemli risk de derin ven trombozu olasılığının oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullananlarda artmasıdır. Günümüzde koroner hastalıklarını,osteoporozu önlemek için menopozda östrojen ve progesteron preparatları sıklıkla kullanılmaktadır ki bu preparatların derin ven trombozu risklerini arttırdığı gösterilmiştir. En riskli dönem doğumdan sonraki ilk bir haftadır. Varis mevcudiyeti ,az su içilmesi, uzun yolculuklar,sık ve çoğul gebelikler,hareketsizlik,obezite ve ileri anne yaşı kadınlarda uzak pıhtı riskini daha da arttırmaktadır.
Derin ven trombozuna bağlı pulmoner emboliden kurtulan hastayı uzun dönemde hayatının sonuna kadar uğraştıracak olan posttromboflebitik sendrom, venöz ülserler (bacak yaraları) ve pulmoner hipertansiyon gibi komplikasyonlar bekler.
Bir diğer popüler sorun da kadınlarda şıklığın vazgeçilmezi olarak kullanılan topuklu ayakkabıların yeni varislerin ve yaygın derin toplardamar hastalığının gelişmesine neden olmasıdır.