Gebelikte Ağrılar ve Egzersizler

Yazar Gülis KavadarFizik Tedavi Uzmanı • 21 Eylül 2020 • Yorumlar:

Hamilelik döneminde, salgılanan hormonlar, kilo artışı, vücut postürünün bozulması gibi sebeplerden dolayı çeşitli ağrılar, uyuşma ve güçsüzlük şikayetleri sık görülür. Fetusu korumak açısından çeşitli tetkik ve tedavilerinin uygulanamaması bazen sorun yaratabilir ancak gerekli tavsiyelere uyulduğunda ve uygun tedaviler yapıldığında pek çok sorun kısa sürede çözülebilir.

Bel ağrısı

Gebelikte bel ağrısı görülme oranı yaklaşık yüzde 50-70 arasındadır. Hamileliğin başında oluşan bel ağrısı genellikle rahimin büyümesi ve kanlanma artışına bağlıdır. İlerleyen haftalarda rahim ve bebeğin büyümesi ile anne adayının ağırlık merkezi öne doğru kayar, vücudun dengesi için otomatik olarak baş ve sırt geriye yönelir ve anne adayının bel kavsi (lordoz) arttığından belde ağrı oluşur. Ayrıca doğuma yakın dönemde kalça eklemlerinin gevşemesini sağlayan “relaksin” hormonu omurgadaki destekleyici bağları da gevşettiğinden ağrı oluşumu kolaylaşır.

Gebelikte bel ağrısı tamamen engellenebilir bir durum değildir, ancak bazı önlemlerle oluşma riski azaltılabilir. Alınması gereken ilk önlem kilo artışının dengelenmesidir. Yataktan kalkarken önce yan dönmek, sonra doğrulmak, otururken beli yastık ile desteklemek, uzun süre ayakta veya oturur pozisyonda kalmamak, alınabilecek basit önlemlerdir. Hamilelik öncesi ve erken haftalarda kişiye özel planlanan egzersizlerle bel kaslarını güçlendirmek ve özellikle yüzme, pilates gibi orta hat kaslarının güçlendiği fiziksel egzersizler son derece yaralı olacaktır.

Önlemlere rağmen oluşan veya devam eden bel ağrılarında, gebeler için özel üretilmiş korseler verilebilir, kuru iğneleme ve kinesiotape uygulamaları yapılabilir. Medikal tedavide parasetamol, magnezyum içeren tabletler ve bitkisel kremler kullanılabilir.

Bel fıtığı

Gebelikte bel fıtığı sıklığını araştıran çeşitli araştırmalarda bu oranın yaklaşık her 10 bin gebede bir olduğu belirtilmiştir. Ancak hamilelik sırasında görüntüleme teknikleri tercih edilmediğinden bu konuda yapılan araştırmalar net değildir. Bel fıtığı tanısında ve tedavisinde asıl önemli olan, hastanın muayene bulgularıdır. Acil cerrahi gerektiren muayene bulguları saptanmadıkça, herhangi bir görüntüleme yöntemine başvurmadan, bel ağrılarında uygulanan tedaviler uygulanır ve anne adayı yakından takip edilir.

Kalça ağrısı

Gebelikte salgılanan hormonlara bağlı olarak özellikle kalça bölgesindeki eklem ve bağların gevşemesi, sakroiliak eklem dediğimiz kalça içi eklemlerde fonksiyonel bozukluk ve ciddi ağrılara sebep olabilir.

Bebeğin ağırlılığının artmasıyla yoğunlaşan bu ağrılar için anne adayının duruşunun ve aktivitelerinin düzenlenmesi, karın ve bel kaslarını güçlendiren ancak kişiye özel planlanan egzersizler, korse, kinesiotape ve kuru iğneleme tedavileri yapılabilir.

Bacak krampları

Gebelerin yüzde 15-30’unda bacak kramplarına rastlanır. Kramplar, gebelikte salgılanan hormonlar, vücutta artan su tutulumu, hareketsizlik, kalsiyum ve magnezyum eksikliği gibi nedenlerle ilşikilidir. Bu krampları engellemek için çeşitli egzersizler, uykudan önce hafif yürüyüş ve ılık banyo önerilebilir. Kalsiyum ve magnezyum takviyesi de kimi vakalarda faydalıdır.

Sinir sıkışmaları

Gebelikte salgılanan hormonların eklem çevresindeki bağları gevşetmesi, vücutta su tutulumunun artması ve kilo artışı sonucu sinirlere bası riski artar ve kol ve bacaklarda uyuşma, ağrı, güçsüzlük yaratabilen sinir sıkışmaları görülebilir. Gebelikte en sık görülen sinir sıkışması, karpal tünel sendromudur. Ellerini yoğun kullanan, aşırı kilo alan, diyabet veya hipotiroidisi olan gebelerde daha fazla görülür. Tipik olarak ilk üç el parmağında ve avuç içinde sıklıkla geceleri uyandıran ve elleri sallamak ile hafifleyen uyuşma şeklinde belirti verir. Tedavi edilmediği takdirde bazı el kaslarında erime ve güç kaybı gelişebilir. Önlem olarak, vücutta su tutulumunun azaltılması amacıyla  tuz tüketiminin azaltılması, gebelik boyunca kilo alımına dikkat edilmesi,el üzerine yatılmaması, tekrarlayıcı el hareketlerinden kaçınılması ve elini çok kullanan anne adaylarının el bileklerini belirli aralıklarla dinlendirmesi önerilir. Genellikle hamileliğin etkisiyle oluşan sinir sıkışmasında, belirtiler doğumdan sonra geçer. Tedavide uygulanan yöntemler, bileğin düz olarak tutulmasını sağlayacak bandaj ve atel uygulamaları, sıcak uygulama ve çeşitli egzersizlerdir. Uygun vakalarda kuru iğneleme ve kinesiotape yapılabilir. Ağır durumlarda, hamilelik için riskli olmayan steroid ilaçların el bileğine enjekte edilmesi gündeme gelebilir. Eğer bunlar sinir sıkışması sorunlarını gidermezse, küçük bir operasyonla sinir serbestleştirilebilir.

Kemik Erimesi

Gebeliğin son 3 ayında görülebilen nadir bir durumdur. Kemik erimesi açısından çeşitli hormonal bozukluklar, çeşitli ilaç kullanımları gibi risk faktörleri bulunan anne adaylarında, gebeliğin son 3 ayında ortaya çıkan sırt ve bel ağrılarında istirahat, korse, kalsiyum ve D vitamini takviyeleriyle hasta takip edilir. Doğum sonrasında kemik mineral yoğunluğu ölçülür. Kemik erimesine bağlı kırık gelişen ve tedavilere rağmen geçmeyen ağrısı olan kişilerde, gerekirse emzirme kesilerek kemik erimesi ilaçları başlanır.

Kalçanın geçici kemik erimesi (Transient osteoporoz)

Gebeliğin son 3 ayında ortaya çıkan tek veya çift taraflı kalça ağrısı, kalça hareketlerinde kısıtlılık, aksayarak yürüme şikayetlerinin varlığında kalçanın geçici kemik erimesi akla gelmelidir. Tanı için gerekirse ultrason veya MR istenebilir. Tedavide, kalçaya yük verilmemesi ve gebelik sırasında gereken kalsiyum, D vitamini desteğinin verilmesi esastır. Şikayetlerin şiddetine göre kademeli olarak arttırılan egzersizler uygulanır. Kalçanın geçici kemik erimesi, sadece kalçada görülen ve uygun tedaviyle kendini sınırlayan bir durum olduğundan kemik erimesi ilaçları genellikle kullanılmaz.

GEBELİKTE EGZERSİZ

Hamilelik döneminde kas-iskelet sistemi sorunlarının, hipertansiyon, varis ve lenfödem gibi dolaşım problemlerinin önlenmesi için düzenli egzersiz çok önemlidir.  Ancak gebelik sırasında yapılan egzersiz aktiviteleri mutlaka hekim kontrolü altında yapılmalıdır. İdeali, fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi tarafından yapılan muayene sonrası uygun egzersizlerin planlanması ve gebelik boyunca kadın doğum hekimiyle iletişim halinde olarak takip edilmesidir.

En uygun egzersizler, yüzme, yürüyüş, kondisyon bisikleti gibi aerobik egzersizler ve kişiye özel planlanan bazı pilates egzersizleridir. Bu egzersizler,

  • Kalbi güçlendirir, kan basıncını düşürür, solunumu düzenler, varis ve pıhtı oluşumunu önler.

  • Vücut ağırlığı, vücut yağ oranı, kemik yoğunluğu, kas tonusu ve mesane fonksiyonları pozitif etkilenir.

  • Postürü (vücut duruşunu) düzeltir.

  • Bel, karın ve özellikle pelvis (çatı) kaslarında kontrolü sağlar, doğumla ilgili kasların elastikiyet ve kuvvetini arttırarak doğumu kolaylaştırır.

  • Anne adayının depresyon ve endişelerini azaltır.

  • Anne adayının sağlıklı uyumasına yardımcı olur, enerji seviyesini yükseltir.

  • Psikolojik, bedensel ve solunum bilinci olarak anne adayını doğuma hazırlar ve doğum korkusunu azaltır.

  • Doğum sonrasında annenin çabuk toparlanmasını sağlar.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Gülis Kavadar Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon, Ozon Terapi Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)