Gebelikte Beslenme ve Vitamin-Mineral Kullanımı
Yazar Burcu Timur • 9 Eylül 2024 • Yorumlar:
Gebelik öncesinde, gebelik esnasında ve emzirme döneminde beslenme ve vitamin, mineral desteği anne karnındaki bebeğin gelişimi ve emzirme döneminde süt üretiminin sürdürülebilmesi için çok önemli bir yere sahiptir. Tüm dünyada vitamin ve mineral eksiklikleri önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır ve özellikle gebelik döneminde bu eksiklikler; anne karnındaki bebeklerde nöral tüp defektleri gibi gelişimsel problemlere, preeklampsi (gebelikte yüksek tansiyon-gebelik zehirlenmesi), gestasyonel diyabet(gebelik şekeri) ve gebelik kayıpları gibi ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
Gebelikte mutlaka vitamin ve mineral desteği almalı mıyız?
İçeriğinde sebze, meyve, kırmızı et, beyaz et, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal protein kaynakları, baklagiller, tahıllar, sebze ve meyvelerin bulunduğu sağlıklı ve dengeli bir beslenme şekliyle doğal yoldan, ihtiyacınız olan vitamin ve mineralleri alabilirsiniz. Vitamin ve mineral içeren ilaçların kullanımı hiçbir zaman sağlıklı bir diyetin yerini alamaz. Ancak ülkemizde folik asit, D vitamini , iyot ve demir gibi bazı vitamin ve minerallerin eksikliği sık olarak görülmektedir. Bu nedenle özellikle gebelik döneminde bunların dışarıdan takviye olarak alınması gerekebilir.
Vitamin ve Mineral takviyesine ne zaman başlanmalıdır?
Gebelik planlayan kadınların gebelik öncesinde bir kadın doğum uzmanına muayene olması ve gerekli muayene ve tetkiklerle birlikte sağlık kontrolünden geçmesi gereklidir. Ayrıca gebelik planlayan her kadın, gebelik önce dönemden başlayarak hem kendi hem de oluşacak olan bebeğinin sağlığını optimize etmek için diyet değişiklikleri yapmalı, sigara ve alkol gibi toksik maddelerden uzaklaşmalı ve gerekli vitamin ve mineral desteklerine başlamalıdır.
Doğurganlık çağında ve gebelik planlayan her kadın için ülkemizde sağlık bakanlığının da takviye olarak önerdiği en önemli vitamin ve mineraller ; folik asit, D vitamini, iyot, demir ve omega 3 yağ asitleridir.
Folik Asit: Folik asit B vitamini grubundan olup diğer adı B9 vitaminidir. Özellikle bebeğin sinir sistemi gelişiminde çok önemli bir rolü vardır. Folik asit eksikliği anne karnındaki bebeklerde başta nöral tüp defekti dediğimiz omurilik açıklıkları ve kalp hastalıkları da dahil bir takım doğumsal defektlere ve ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek kanser hastalıklarına neden olmaktadır. Bu yüzden gebelik öncesi dönemden itibaren başlayarak , gebeliğin ilk 12 haftası boyunca günlük 400 mikrogram folik asit alınması gerekir.
Baba adayları folik asit kullanmalı mı?
Folik asit , sadece bebeği taşıyan anne adayı için değil, baba adayı için de oldukça önemlidir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda folik asidin erkeklerde sperm kalitesini sağlamak için gerekli olduğu gösterilmiştir. Ayrıca folik asit yetersizliği erkeklerde sperm yoğunluğunda azalmaya sebep olmaktadır. Bugün artık şunu biliyoruz ki, baba adayları da eşleriyle birlikte folik asit kullanmına başlamalı ve güne 400 mikrogram folik asit almalıdır.
D Vitamini: Gebelikte D vitamini eksikliği, anne adayında kemiklerde yumuşama ve kırılganlıkta artış, preeklampsi, sezeryan doğum sıklığında artışa ; bebekte gelişme geriliği ve iskelet bozukluklarına neden olmaktadır. Ülkemizde D vitamini eksikliğinin yaygın olarak görülmesi nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından tüm gebelere , 12 haftalık gebelikten itibaren tüm gebelik boyunca ve doğum sonrası da 6 ay olmak üzere toplam 12 ay boyunca D vitamini desteği önerilmektedir. D vitamini dozu, günlük tek doz alınmak üzere 1200ıu ( 9 damla) olmalıdır.
İyot: İyot, tiroid hormon yapımında kullanılan önemli bir elementtir. İyot eksikliği durumunda tiroid hormonları yeterli olarak üretilemez ve bebekte başta beyin gelişimi olmak üzere bir çok sağlık sorunu ortaya çıkar. Ülkemizde özellikle Karadeniz Bölgesi iyot eksikliği açısından risk altındadır. Dünya Sağlık Örgütü ( WHO) hem gebeler hem de emziren anneler için günlük 250 mikrogram iyot alımı ve iyotlu tuz kullanımı önermektedir.
Demir: Gebelik döneminde anne karnındaki bebeğin oksijen ihtiyacını karşılamak için artan kan yapımı ile beraber , demir ihtiyacı da artmaktadır. Demir eksikliği durumunda annede kansızlık ve buna bağlı olarak yorgunluk, halsizlik, kalp çarpıntısı gibi semptomların yanında gebelik kayıpları, erken doğum, doğum sonu kanama ve fetusta gelişme geriliği gibi durumlar görülebilir. Kırmızı et, sakatat, kümes hayvanları, balık, yumurta gibi hayvansal protein kaynakları, baklagiller, kuru yemişler, yeşil yapraklı sebzeler ve meyveler önemli demir kaynaklarıdır. Ancak gebelik döneminde besinlerle alınan demir miktarı yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı gebeliğin 4. Ayının başından ( 2. Trimestr) itibaren gebelik süresince 6 ay ve doğum sonrası 3 ay olmak üzere toplam 9 ay süreyle demir desteği alınmasını önermektedir. Günlüğk demir takviyesi ihtiyacı 27 mg dır ve C vitamini açısından zengin gıdalar ile tüketilmesi demir emilimini artırmaktadır.
Omega 3 : Omega 3 yağ asitleri fetusun beyin gelişimi için oldukça önemlidir. Kadınlar gebelik öncesi dönemde, gebelik süresince ve emzirme döneminde haftada en az iki kez balık tüketmelidir. Hamsi, istavrit mezgit, palamut, alabalık gibi balıklar dip balığı olmadıkları için daha az civa içerirler. Balık tüketimi mümkün değilse, günlük en az 200-300 mg EPA/DHA oranı 3/2 olan trigliserid formda omega 3 yağ asidi takviyesi alınmalıdır.
Kalsiyum: Kadınlar hamilelik ve emzirme döneminde kemik kütlesinin %3-5 ini kaybeder. Anne adayı beslenmesinde çok az kalsiyum alırsa bu oran daha da büyür. Gebelik ve emzirme döneminde kadınlar günlük en az 1 gram kalsiyum almalıdır. Kalsiyumun gıdalarla alınması en iyisidir. Süt ve süt ürünleri, peynir, yoğurt, kefir, brokoli ve yeşil yapraklı sebzeler iyi birer kalsiyum kaynaklarıdır.
Anne adayının beslenme alışkanlıkları, bebeğin organ gelişimi, beyin fonksiyonları genel sağlığı üzerinde doğrudan etkilidir. Doğru beslenme ve doğru besin takviyelerinin alınması, gebelik sırasında ortaya çıkabilecek komplikasyonların riskini azaltır; hem kadının hem de bebeğin gelecekteki sağlık durumunu olumlu yönde etkiler. Beslenme programi ve vitamin-mineral desteği anne adayının bireysel ihtiyaçlarına ve sağlık durumuna göre düzenlenmeli ve doktor tarafından düzenli kontrol edilmelidir .