GECE AĞRISI VE SABAH TUTUKLUĞUNA DİKKAT
Yazar Cengiz Bahadır • 5 Ekim 2017 • Yorumlar:
Ağrı aslında kişinin kendi vücudundan haberdar olmasını sağlayan en önemi duyudur. Kişinin vücudunda bir şeyler ters gittiğinde, bir hastalık bir zarar oluştuğunda bu genelde kendini ağrı olarak hissettirir. Ağrı duyusu gerçekten çok önemlidir ama insanlar ağrılara hak ettiği önemi vermemekte, bazen hastalık ilerlediğinde ve hatta iş işten geçtiğinde doktora başvurabilmektedirler. Omurga ağrıları yani sırt-bel-boyun ağrıları günlük yaşamda en sık karşılaştığımız ağrılar olup aynı zamanda “nasıl olsa geçer” mantığıyla en çok ihmal edilenlerdir. Omurga ağrılarının bir kısmı mekanik ve bir dereceye kadar normal olabilir. Örneğin çok uzun süre ayakta kalmakla kişinin belinin ağrıması normaldir. Ama iki dakika ayakta kalmakla ağrının başlaması normal değildir. Mekanik ağrıların tipik özelliği istirahat halinde olmamalarıdır. Yani kişi yatakta dinlenirken ağrı hissetmez, iş yapınca, yorulunca ağrı başlar. Omurga ağrıları içinde kesinlikle önemsenmesi gereken ağrılar gece ağrılarıdır. Kişi gece yatakta ağrı hissediyor ve bu ağrı onu uykusundan uyandırıyorsa o zaman bir şeyler ters gidiyor demektir. Bu ağrı mutlaka önemsenmelidir. Gece ağrıları içinde en önemli olanlar kanser ağrılarıdır ama şükür ki nadir olup ileri yaşlarda rastlanır. Özellikle kemik ve kan kanserleri, kanserlerin kemiğe sıçradığı durumlar başlangıçta gece ağrıları olarak kendini gösterebilir. Hastalık ilerledikçe ağrılar gündüze de yayılıp devamlı hal alır. Gece ağrıları içinde daha sık rastladığımız genellikle genç ve orta yaşlarda görülen, sabaha doğru artan ağrılardır. Eğer bu ağrıya birde sabah tutukluğu ekleniyorsa iltahaplı omurga romatizması yani bilinen adıyla ankilozan spondilit hastalığı olma şansı çok yüksek demektir. Ankilozan Spondilit genelde omurgayı bazen omurgaya ek olarak kalça ve diz gibi büyük eklemleri tutan sakatlayıcı bir hastalıktır. Yıllar içinde tüm omurga kemiklerini birbirine yapıştırıp hastayı öne doğru iki büklüm eğer. En önemli özelliği genelde çok sinsi ilerlemesidir. Ağrılar başlangıçta çok hafiftir ve yıllar içinde yavaş yavaş artar. Omurga hareketleri giderek kısıtlanır. Ağrı ve hareket kısıtlılığı çok yavaş ilerlediğinden kişiler bunu pek önemsemez. Öyleki bazen hasta muayene odası kapısından içeri girerken hastalığın tanısını vücudunun şekline bakarak koyabiliriz ama kişi henüz hastalığının farkında değildir. Sırt kamburlaşması ve bel-boyun hareket kısıtılılığı iyice artıp hastalığın son dönemlerine yaklaşıldığında bile tanı konan hastalar vardır. Bu sinsi ilerleme yüzünden ilk ağrı şikayetlerinin başlamasından sonra ortalama tanı konma süresi 5 yılı bulmaktadır. Bu nedenle Ankilozan Spondilit hastalığının en önemli ve erken bulgusu olan gece omurga ağrısı olanlar, hele hele bu ağrıyla beraber sabah tutukluğu şikayeti de olan hastalar çok geç olmadan doktora başvurmalıdır. Yalnız burda bahsettiğimiz sabah tutukluğundan kasıt her sabah normal insanlarda da olabilen birkaç dakika süren bir bel-sırt tutukluğu değildir. Bu hastalıkta sabah tutukluğu, hastanın yataktan kalktığında en az 30 dakika (bazen bir iki saat olabilir) omurga hareketlerini istesede yapamaması ve omurgasının etrafında aşırı bir sertlik olmasıdır. Genelde birkaç saat içinde bazen öğlene doğru bu sertlik gider ve hasta normal hareket etmeye başlar. Ertesi sabah aynı senaryo tekrarlanır. Bu nedenle bel-sırt bölgesinde sabah tutukluğu uzun süren kişiler en kısa zamanda doktora başvurmalıdır. Ankilozan spondilit hastalığının tedavisinde tıp artık 15 yıl öncesinde olduğu gibi çaresiz değil. Yeni çıkan biyolojik tedaviler ile son 10 yılda hastalığın tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedildi. Bu hastaların en büyük sorunu olan ve omurga hareketine izin vermeyen dirençli ağrılar artık bu ilaçlar ile kontrol altına alınabiliyor. Ankilozan spondilitte omurga hareketlerinin kısıtlanmasını önleyen en önemli tedavi ilaç değil egzersizdir. İlaçlar ile ağrı düzeltildikten sonra hastaların düzenli egzersiz yapması ile omurganın eğilmesi engellenebilmektedir. Ama asıl problem hastalığın tanısını erken koymaktır ve omurga kemikleştikten sonra ne ilaç ne egzersiz bunu düzeltemez. Bu nedenle geceleri bel-sırt ağrıları ve sabah tutukluğuna DİKKAT diyoruz……