Gece Yeme Sendromunuz Olabilir Mi?
Yazar Mehlika Öktem Boz • Diyetisyen • 24 Nisan 2020 • Yorumlar:
Evde kalma günleri arttıkça mevcut alışkanlıklarımızı iyice unutmaya başladık.
Sofralarda değişik yemekler arayıp, farklı tarifler denenmeyi ister olduk. Buzdolabının kapağı
sık sık açılmaya, çekmeceler karıştırılmaya başlandı. Erken kalkmak için bir nedeniniz
kalmayınca uyku saatleri uzadı, gece geç yatmalar başladı. Bunun devamında sabaha kadar
dizi, film, oyun döngüsü uyku saatlerinizi belirler oldu. Aslında günlük rutininiz bozulduğunda
uyku düzeni ilk değişen durumlardan biri oluyor. Hal böyle olunca da vücut geç yatıp geç
kalkmaya uyum sağlayabilmek için sirkadiyen ritmini değiştiriyor. Bu durumda da vücut geç
yatıp geç kalkmaya uyum sağlayabilmek için sirkadiyen ritmini değiştiriyor. Sirkadiyen ritim;
vücudun 24 saatlik döngüdeki fizyolojik ve psikolojik davranışlarının bütünü olarak
tanımlanmaktadır. Vücutta yemek ve uykunun sirkadiyen ritimleri genellikle birbiriyle
bağlantılı olarak çalışır. Uyku düzeninizin bozulması iştahı ve yemek yeme isteğini arttırabilir.
Yaşanılan bu zor günlerde haberlerin ve sosyal medyanın yarattığı stresle veya evde
oturmanın verdiği can sıkıntısı ile de yeme isteğiniz artabilir. Özellikle stres durumunda
böbrek üstü bezlerinden salgılanan kortizol hormonu tatlı yeme isteğiniz başta olmak üzere
iştahınızın artmasına neden olur. Bu durum da aslında fizyolojik olarak değil psikolojik olarak
sizi besin tüketimine yönlendirir. Haz almak amacıyla besin tüketimi ise hedonik beslenme
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu süreçte özellikle gece geç saatlerde artan bir iştahınız olduğunu fark etmiş
olabilirsiniz. Peki bu yeme isteği açlıktan mı yoksa psikolojik mi? Gece yeme sendromu,
geceleri artan iştah ve uyku problemlerinin yaşandığı bir durumdur. Her gece yemek yiyorum
diyen kişinin yeme bozukluğu var mıdır? Sadece gece yemek yiyor olmanız gece yeme
sendromu olduğunuzu göstermez. Tanı koyabilmek için farklı kriterleri değerlendirmek
gerekmektedir. Gece yeme sendromu için 6 farklı kriter belirlenmiş ve bu şekilde tanı
konulması planlanmıştır. Bunlardan ilki akşam ve gece saatlerinde artan besin tüketimi olarak
karşımıza çıkmaktadır. Günlük alınması gereken kalorinin yaklaşık %25’i akşam yemeğinden
sonra alınmaktadır. Her gün olmasa bile haftada en az 2-3 kere gerçekleşen gece yemek
yemeler de bu gruba sokulabilir. İkinci kriter olarak gece yeme sendromu olan bireyler
kahvaltı yapmak istemezler ve genellikle sabah oldukça iştahsız olurlar. Üçüncü olarak bu
bireylerin akşam yemeğinden uyuyana kadar sürekli bir şeyler yeme isteklerinin olmasıdır.
Hatta bu istek o kadar kuvvetlidir ki bireyleri uykudan uyandırmaya bile neden olabilir.
Bununla beraber uykusuzluk problemleri çekmek de tanı kriterleri arasında sayılabilmektedir.
Bir diğer kriter ise bu sendroma sahip bireylerin uyuyabilmek veya gece uyandıktan sonra
tekrar uykuya dalabilmek için yemek yemek zorunda hissetmesidir. Aynı zamanda yapılan
çalışmalar uykusuzluğa bağlı olarak bu bireylerde özellikle akşam saatlerinde artan depresif
ruh hali olduğunu da göstermektedir. Bireyleri bu ruh haline sürükleyen ise daha çok gece
artan yeme isteklerini bastıramamanın verdiği üzüntü, sinirlilik ve besin tüketiminden sonra
gelen suçluluk ve utanç duygusudur. Tüm bu tanı kriterlerinin en az 3 aylık bir periyotta
herhangi bir ilaç veya madde bağımlılığı, sağlık sorunu veya psikiyatrik bozukluktan bağımsız
olarak devam ediyor olması önemlidir.
Normal kilo aralığına sahip, hafif kilolu veya obez bireylerin hepsinde gece yeme
sendromu görülebilen bir durum olsa da yapılan araştırmalar obeziteye yatkınsanız gece yeme sendromuna sahip olma olasılığınızın daha yüksek olduğunu göstermektedir. Özellikle
de bireylerin ekmek, sandviç ve şekerlemelere yöneliyor olması da kilo verme sürecini
olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sendromun bir diğer belirtisi olan uykusuzluk durumu da
sirkadiyen ritminizin bozulmasına neden olarak kilo vermenizi zorlaştırmaktadır. Depresyon,
anksiyete problemleri veya madde bağımlılığı olan bireylerde bu sendrom daha sık
görülmektedir. Sevgili anne babalar; yapılan araştırmalar gece yeme sendromuna sahip
ebeveynlerin çocuklarının da bu sendroma sahip olma olasılığının daha yüksek olduğunu
göstermektedir.
Gece yeme sendromunun ilaç tedavisinin yanı sıra davranış terapisi de oldukça etkili
bir yöntemdir. Bununla birlikte bireylere sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması da
tedavi sürecinin bir parçasıdır. Yapılan bir araştırmada bireylere uygulanan psikolojik
tedavinin yanı sıra beslenme tedavisinin de önemli olduğu görülmüştür. Besin tüketim kaydı
tutmak, öğün planlamak ve günlük kalori alımının kısıtlanması da tedavi için önemlidir. Bu
yüzden tedavi sürecinde beslenme durumu mutlaka bir diyetisyen ile planlanmalıdır. Kalori
kısıtlaması yavaş yavaş yapıldığında ve bireylerin gündüz öğünlerindeki tüketim kalorileri iyi
ayarlandığında gece tüketimleri de azalma göstermektedir. Yapılan son çalışmalar akşam
20:00’dan sonra besin tüketimi ile beden kütle indeksi artışı arasında bir bağlantı
olabileceğini göstermektedir. Beslenme tedavisi ile gece yeme sendromundan kurtulmak için
gece sıklıkla tükettiğiniz besinleri eve almayarak başlayabilirsiniz. Yapılan araştırmalar bu
durumda gece yeme ataklarının haftalar içinde yavaş yavaş azalabileceğini göstermektedir.