Geçmek Bilmeyen Diz Ağrılarım
Yazar Engin Özay • Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı • 2 Temmuz 2018 • Yorumlar:
Gün içinde aynı cümlelerle karşımıza çıkan pek çok hasta oluyor. ‘ Dr. Bey diz ağrılarım geçmek bilmiyor, bir türlü düzelemiyorum, artık dayanacak takatim kalmadı vs..’ gibi dizlerindeki sıkıntıyı belirten onlarca farklı cümleyle sıkıntılarını belirtiyorlar.
Bu yazının başlığının sebepleri arasında en ön sırada gelen gonartroz yada halk arasındaki adı ile diz kireçlenmesi nedir ne yapılmalıdır?
Hastalarımız kireçlenme dendiğinde diz içinde birikim olduğunu bunun dizini rahatsız ettiğini düşünmekte ancak rahatsızlığın patogenezinde diz eklemini oluşturan kıkırdak yapıdaki hasarlanma ön planda gelmektedir. Yani aslolan herhangi bir birikim değil kıkırdağın haraplanmasıdır. Tedavi modaliteleri de buna göre yapılmaktadır .
Gonartroz’un sebepleri arasında geçirilmiş travma, enfeksiyon, diz cerrahisi, romatoid artrit gibi sebepler sıklıkla görülmekle beraber hastalarımızın büyük çoğunluğunda sebep bulunamamıştır. Bu tür hastalarımızda genetik faktörler, şişmanlık ve diz ekleminin zayıflığı suçlanmaktadır.
Gonartroz’un belirtileri arasında en önde gelen bulgu tahmin edilebileceği gibi diz ağrısı gelmektedir. Bu ağrı erken yaşlarda sadece merdiven inip çıkarken veya aktivasyonla meydana gelirken ilerleyen dönemlerde hastalar en ufak hareketlerini ağrısız yapamaz hale gelmektedir.
Zaman geçtikçe diz eklemi içe veya dışa doğru eğilmekte (genu varum,genu valgus) bu da hastanın yürüyüşünü zorlaştıran bir etken olmaktadır. Yine ileri evre gonartrozda dizde şişkinlik olabilmektedir.
Tanı
Gonartroz tanısında anamnez ve fizik muayenenin yanında direkt grafi değerlidir. Ayakta basarak çekilen diz grafilerinde hastaların dizinde eklem aralığında daralma, subkondral kıkırdaktaki harabiyet, tibia ve femurdaki kemik çıkıntılar (osteofit) gözlenir.
Gonartroz hastalarında MR ilk tercih edilen görüntüleme yöntemi değildir. Ancak direkt grafide gonartroz bulgularının görülmediği, kronik diz ağrısı hastalarında meniskal yapılar ve kıkırdaktaki harabiyeti görmek amacıyla MR istenebilir.
Tedavi Yaklaşımı
Hastanın öncelikle bilmesi gereken şey gonartrozun geriye dönüşümlü bir hastalık olmadığı amacımızın hastalığın ilerlemesini durdurmak olduğudur. Hastaya düşen görev, dize binen yükü azaltmak amacıyla kilo almaması, mümkünse kilo vermesi, bunun yanında uyluk ve baldır kaslarını kuvvetlendirmek amacıyla fizik tedavi egzersizlerini düzenli yapmasıdır.
Ayrıca son dönemde uygulanmakta olan PRP (platelet reach plasma) uygulamalarında hedef kanda bulunan kıkırdak tamir edici (PDGF) hücrelerin çoğaltılarak dize uygulanması ile kıkırdak yenilenmesini sağlamaktır. Bu uygulamada hastanın kendisinden bir miktar kan alınıp uygun ortamda çalışılarak dize uygulama yapılmaktadır.
Tüm bu uygulamalardan fayda görmeyen, ileri düzey gonartroz hastalarında ameliyat düşünülebilir. Ameliyat kararı verilirken hastanın yaşına ve gonartrozun derecesine göre hareket edilir.
Hastalarımızın merak ettiği bir konuda cerrahi sonrası komplikasyonlar olmaktadır. Her cerrahide olduğu gibi üstte sayılan ameliyatların da komplikasyonları mevcuttur. Erken dönemde pıhtı atması, infeksiyon, geç dönemde ise protez veya kemik kırılması görülebilir. Ancak bu komplikasyonlar tüm vakaların sadece %2-4 ünde görülmüştür.