Geçmişten Günümüze Beslenme
Yazar Özden Kaçar • Diyetisyen • 19 Kasım 2019 • Yorumlar:
Geçmişte insanlar avcı-toplayıcılıkla gıdanın peşinde koşuyordu. Beslenmenin yetersiz olduğu eski dönemlerde avcı ve toplayıcılar protein içeriği yüksek olan besinleri “ekonomik gen” profilinde vücutta depolamaktaydı. Depoladıkları bu kaynakları yeterli besin bulamadıkları zaman kullanıyorlardı. Fakat zamanla gelişen tarımla birlikte karbonhidrat içeren besinlerin tüketimi arttı ve böylelikle pankreastan salgılanan insülin miktarı daha çok salgılanmaya başladı. Zamanla vücutta depolanan proteinin yerini karbonhidrat alırken, endüstrileşme ve gelişen ekonomi ile birlikte tüketilen karbonhidratın yerini de fastfood yemekleri almaya başladı. Fastfood tüketiminin artması ile depo edilen ürünler sonucu obez bireyler oluştu. Obezite de salgın bir hastalık gibi yayıldı. Sonuçta, obez bireylerde kalp rahatsızlığı ve diyabet gibi hastalıkların oluşması ve ilerlemesinin sebebi olan bazı risk faktörlerinin (karın yağlanması, aterojenik dislipidemi, yüksek kan basıncı, insülin direnci) bir arada bulunmasıyla oluşan metabolik sendrom görülmeye başlandı (Deitel, M. 2011). Metabolik sendrom ilk kez 1988 yılında Reaven tarafından “Sendrom X” olarak tanımlanmıştır. Kalp hastalıklarının fizyolojik bulgularının genelinde birden fazla gruplaşmış risk faktörlerinin bulunduğu gözlenmiştir.
Gerek genetik sebeplerle, gerek kişinin ihtiyacından fazla besin tüketmesinden kaynaklı vücutta olması gereken miktardan fazla yağ birikir ve kişide obezite gelişebilir. Klinik olarak obeziteyi tanımlamak için kilonun boyun karesine oranlanması (kg/m2) ile elde edilen vücut kitle indeksi kullanılır. Buna göre erişkinlerde vücut kitle indeksinin 25'in üzerinde olduğu kişiler aşırı kilolu, 30'un üzerinde olanlar obez olarak tanımlanır. Ayrıca yaşa göre vücut ağırlığı, boya göre ağırlık, deri kıvrım kalınlığının ölçümü ve içerdiği yağ bakımından vücut kompozisyonu da kullanılan diğer tanı yöntemleridir (Babaoğlu, K. ve Hatun, Ş. 2002:8).
21 yüzyıl tıbbında ise yaşam kodları yeni okunmaya başladı. Yapılan genom çalışmaları kişilerde yaşlanmayı anlamamızı sağlayacak. Fakat sağlık ve zindelik olmazsa ölümsüz olmak sizce ne kadar yeterli?