Genç Erişkinlerde Kolon ve Rektum Kanserlerinin Görülme Oranı Giderek Artıyor!
Yazar Muhammed Üçüncü • Genel Cerrah • 3 Ocak 2021 • Yorumlar:
Son 10 yılda ciddi bir artış var!
10 yıllık döneme bakıldığında artış oranı çok ciddi. Ülkemizde de Sağlık bakanlığı verilerine bakıldığında bu oran yaklaşık 2 kat artmış durumda. Ülkemizde her yıl 15000 yeni vaka bildirilmekte ve her yıl 7000 kişi bu hastalıktan kaybedilmektedir. Bu rakamlara bakıldığında kolorektal kanser tanısı alacak kişi sayısının giderek artacağını söylemek mümkün. Erken yaş döneminde kanser tanısı alacak kişilerde, hastalık daha agresif ilerleyebileceği için tanının bir an önce konması ve gerekli tedaviye en kısa sürede başlanması gerekiyor.
Temel sorun: Belirtiler göz ardı ediliyor!
Burada asıl sorun, kolorektal kanserlerin erken döneminde hastalığa özgü şikayet ve bulguların olmamasıdır. Rektal kanama, karın ağrıları, dışkılama alışkanlığında değişiklik gibi durumlar selim kolorektal hastalıklarda da görülebildiği gibi, aynı anda da var olabilirler. Yani hemoroid hastalığı ile birlikte kolorektal kanser aynı kişide aynı anda var olabilir. İleri yaşlarda mutlaka dikkat edilmesi gereken bu durum, gençlerde göz ardı edilebildiği için genç hastaların kanser tanısı daha geç evrelerde konulabilir.
Ailede kanser varsa tarama yaptırmak için daha erken davranın!
Aile geçmişinde kolorektal kanser ya da başka bir kanser hikayesi olanların taramalarını daha çok önemsemeleri ve belirlenen standart yaş gruplarından daha önce yaptırmaları gerekir. Özellikle rektal kanama söz konusuysa kolorektal kanser taraması için çok genç olduğunuzu düşünerek ertelemek yanlış bir hareket olacaktır. Kolorektal kanserin gençlerde görülme sıklığının artması güncel verilerle tam olarak açıklayabilmiş değiliz. Hastalığın yaklaşık üçte biri genetik hastalık ya da ailesel yatkınlık ile açıklanabilse de üçte ikisinin nedeni ne yazık ki bilinmiyor.
Ailede kalın bağırsak polipleri, kalın bağırsak kanseri, ülseratif kolit, Crohn Hastalığı ya da kalıtsal polipozis veya polipozis dışı sendrom öyküsü olan bireylerde 40 yaşından itibaren taramaya başlanmaktadır.Ailede genetik hastalık öyküsü varsa tarama yaşı kişiye özgü olarak belirlenmeli ve bu ailede teşhis edilen en genç hastanın teşhis konulduğu yaştan 10 yıl daha erken olmalıdır.
Kanserin tek nedeni aile öyküsü değil!
Fast-food ve işlenmiş gıdaların hayatımızda daha fazla yer alması ile birlikte yanlış beslenme ve hareket azlığına bağlı obezite, her hastalıkta olduğu gibi kolorektal kanserlerde de risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca hayvancılıkta kullanılan hormonlar ve antibiyotikler de hayvansal ürünlerde bulunan hastalıklardan bizi koruyan bağırsak bakterilerinin bu yeteneğini azalttığı da iddia edilmiştir. Kalın bağırsak kanserini önlemek için atılması gereken en önemli adımlardan biri tarama olmakla birlikte;
-
Sağlıklı kiloda kalmak ve bunu sürdürmek
-
Taze meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek
-
Posa içeriği yüksek besinlerin tüketimini artırmak. Posa içeriği en yüksek besinler sırasıyla; kuru baklagiller, tahıllar, sebze-meyvelerdir.
-
Günde 30-60 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite yapmak (tempolu yürüyüş, bisiklete binme gibi)
-
Süt, yoğurt ya da peynir gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketmek
-
Domuz pastırması, sosis ve jambon gibi terbiyelenmiş ve işlenmiş etlerden daha az tüketmek
-
Daha az kırmızı et, daha çok balık tüketmek
-
Sigara ve alkol kullanmamak
Bu belirtileri göz ardı etmeyin;
-
Barsak alışkanlıklarında değişiklikler,
-
Dışkıda kan veya rektal kanama,
-
Karın bölgesinde kalıcı kramp veya ağrılar.
-
İstemsiz kilo kaybı söz konusuysa en kısa zamanda bir genel cerrahi uzmanına başvurun.