Genital HPV Enfeksiyonu
Yazar Bülent Çakmak • 27 Aralık 2018 • Yorumlar:
Genital HPV Enfeksiyonu
Human Papilloma Virüs (HPV), deride siğile, özellikle genital bölge olmak üzere vücudun çeşitli yerlerinde kanser öncüsü (prekanseröz) lezyonlara ve kansere neden olabilen, 100’den fazla tipi olan DNA virüsüdür. Jinekoloji pratiğinde HPV enfeksiyonu, genital siğil ve genital bölgede kanser öncüsü lezyonlara ve kansere neden olabilmesi açısından önemlidir. Virüsün genetik yapı farkı, virüs tipini ve dolayısıyla da virüsün sebep olacağı lezyonun yerini ve şeklini belirlemektedir. Bazı tipler sadece genital bölgede enfeksiyona neden olurken bazıları vücudun diğer bölgelerde enfeksiyona neden olur. Bununla birlikte bazıları prekanseröz lezyon ve kansere neden olurken bazıları da siğile neden olmaktadır.
Genital HPV enfeksiyonu çok yaygın bir durum olup cinsel yolla bulaşan en sık viral enfeksiyon HPV enfeksiyonudur. Cinsel yönden aktif erişkinlerin %70’inden fazlası, hayatlarının bir döneminde HPV’ye maruz kalmakta ve bunların da %70’inden fazlasının 15–24 yaş arasında olduğu bildirilmektedir.
HPV enfeksiyonu başlıca üç duruma neden olmaktadır;
- Sessiz HPV enfeksiyonu: bu durumda kişi HPV ile enfekte olmasına rağmen her hangi bir klinik durum ortaya çıkmamaktadır. Yani sessiz HPV enfeksiyonu muayene, smear testi (sitoloji) ve hatta HPV testi ile saptanamayabilir. Sessiz HPV enfeksiyonu olan kişilerde HPV yükü az olduğu için bulaştırıcı değildir. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki; virüs sessiz durumdan klinik duruma (siğil ve prekanseröz lezyon / kanser) geçiş gösterebilir.
- Anogenital siğiller: Toplumda %1-5 oranında görülmekte olup bunların %90’ı HPV tip 6 ve 11 ile ilişkilidir. HPV bulaştıktan sonra siğil yaklaşık 1-8 ay sonra ortaya çıkmaktadır. Siğiller iyi huylu lezyonlar olup (kanser değil) tedavisi siğilin sayı ve büyüklüğüne göre değişmektedir. Büyük lezyonlarda eksizyon, koterizasyon, kimyasal destrüksiyon gibi tedavi yöntemleri uygulanırken küçük lezyonlarda medikal tedavi (ilaç tedavisi; krem) uygulanabilmektedir. Genital siğillerin klinik olarak iki soruna neden olmaktadır. Bunlardan ilki; siğiller önemsenmediğinde sayı olarak çok artması veya aşırı büyük kitlelere neden olması durumunda tedavisi zor olmakta ve çok sayıda ve büyük lezyonların tedavisi sonrası kozmetik ve cinsel fonksiyon açısından olumsuzluklara neden olabilmesidir. Diğer önemli durum ise her ne kadar siğiller kanseröz olmayan HPV tipleri tarafından oluşmakla birlikte aynı bulaşma döneminde kanseröz HPV tiplerinin de bulaşmış olabilmesidir.
- Genital prekanseröz lezyon ve kanser: Genital kanserler arasında HPV ile en yakın ilişkili olan kanser rahim ağzı / serviks kanseridir. Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin kadın rahim ağzı kanserine yakalanmaktadır. Ülkemizde ise bu sayı yaklaşık 1500 civarındadır. Cinsel yönden aktif kadınların %70–80’i, genellikle seksüel aktivite başladıktan kısa süre sonra onkojenik HPV ile enfekte olur. Daha sonraki dönemdeki doğal enfeksiyon koruyuculuk sağlamaz. Bu nedenle, bir kişi yaşamı boyunca defalarca enfeksiyona yakalanabilir. Yüksek riskli HPV bulaşması sonrasında büyük bir kısmı immün sistem sayesinde eradike edilirken az bir kısmı uzun sürede prekanseröz lezyonlara ve kansere dönüşmektedir. Persiste enfeksiyonlarda prekanseröz lezyon oluşması için geçen süre 3-5 yıl, kanser gelişmesi için geçen süre ise 5-10 yıldır.
HPV, cinsel ilişki ile cilt ve mukozadan bulaşmaktadır. Klinik olarak HPV enfeksiyonu olan kişiyle cinsel ilişkide HPV bulaşma riski yaklaşık %50’dir. Bunun yanında tuvalet, havlu, sabun, yüzme havuzları veya küvetten de nadiren bulaşabileceği düşünülmektedir. El ve cilt siğiline sebep olan HPV tipleri genital bölge siğiline sebep olandan farklıdır. Ancak istisnai durumlar da söz konusu olabilmektedir.
HPV bulaşmasını önlemenin tek yolu cinsel ilişkiden (genital / oral-genital) tamamen kaçınmak gerekir. HPV bulaşma riskini azaltmak için ise prezervatif kullanımı seçeneklerden biridir. Prezervatif sadece kapladığı cilt alanından bulaşmayı engellediği için tüm bulaşmayı önleyememektedir. Sürekli prezervatif kullanımı HPV bulaşmasını %70 oranında azaltmaktadır.
Profilaktik HPV aşıları, enfeksiyon gelişimini önlemekte kullanılabilecek diğer bir seçenektir. Profilaktik HPV aşıları içerdikleri HPV tiplerine karşı koruma sağlamaktadır. Yani tüm HPV tiplerine karşı koruma sağlamamaktadır. Aşılar sadece yeni enfeksiyon gelişimini önler, vücutta var olan enfeksiyonu tedavi etmez. Özellikle cinsel hayata başlamadan önce yapıldığında yüksek koruma özelliğine sahiptir. Bu nedenle HPV aşısının 11-12 yaşındaki kıza yapılması önerilmektedir. En erken aşılama yaşı ise 9’dur.Bunun yanında aşılar 13-26 yaşındaki kızlar ve kadınlara da yapılabilir (yakalama aşısı).
Genital siğil olan kişilerden HPV bulaşma riski yüksekken tedavi sonrası bulaşma ihtimali oldukça düşük olmaktadır.
Prezervatif kullanımı ve HPV aşıları HPV bulaşmasını büyük oranda azaltmaktadır.