Genital Kanserler
Yazar Petek Balkanlı • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 15 Aralık 2020 • Yorumlar:
Kadın genital sisteminin kanserleri nelerdir?
Kadın iç veya dış geniatal organlarından kaynaklanan ve kaynaklandığı organın ismiyle anılan kanserlerdir. Çıktıkları dokuya göre genital kanserler: serviks(rahim ağzı), uterus, over, tuba, vajina ve vulva kanserleri olarak adlandırılırlar.
Genital kanserlerin tedavisi nasıldır?
Her kanserde olduğu gibi genital kanserlerde de kullanılan tedavi yöntemleri cerrahi, radyoterapi ve kemoterapidir.Hormonal, biyolojik veya hedefe yönelik tedaviler de kullanılmaktadır. Bu tedavi yöntemleri tek başlarına, sırayla veya aynı anda birlikte uygulanabilmektedirler. İlk uygulanan tedavi genellikle birinci basamak tedavi olarak bilinmektedir ki bu genital kanserler için genellikle cerrahidir.
Birinci basamak tedavinin arkasından verilen tedavi adjuvan tedavi olarak adlandırılır. Adjuvan tedaviler genellikle cerrahi tedaviden sonra uygulanan kemoterapi, radyoterapi veya her ikisinin kombine şekilde verildiği tedavilerdir.
Genital kanserlerde genellikle cerrahi evreleme yapılmaktadır. Evreleme, kanserin nerede yerleştiğinin, nerelere yayıldığının ya da vücutta diğer organların etkilenip etkilenmediğinin tanımlanmasıdır. Evrenin bilinmesi ile hasta için en uygun olan tedavi metodu seçilebilmekte ve hastalığın seyri ve sürvisi yani yaşam beklentisi hesap edilebilmektedir. Bunun için tümörün nerede yerleştiği, büyüklüğü, lenf nodlarına yayılıp yayılmadığı ve metaztaz dediğimiz diğer bölgelere de gitmiş olup olmadığı ancak bu organların da çıkarılması ile anlaşılabilmektedir. Dolayısı ile genital kanserlerin cerrahi tedavisinde sadece rahim ve yumurtalıkların çıkarılması yetmemekte, lenf zincirlerinin tamamı, periton, omentum, appendiks yanı sıra atlamış oldugu tüm metaztaz odaklar da çıkarılmalıdır. Erken evreler olan evre 0 ve 1 de tümör erken yakalanmıştır ve kanser başladığı yerde sınırlıdır ve çevre dokulara yayılmamış anlamına gelmektedir. Düşük evrelerde tanısı konmuş ve tedavi edilmiş kanser daha iyi bir klinik seyirle birliktedir.
Kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek veya bu hücrelerin büyümesini kontrol altına almak için anti-kanser ilaçlar kullanılarak yapılan tedavidir. Kanser tedavisinde tek başına veya cerrahi ve radyoterapi ile birlikte uygulanabilir.
Radyasyon tedavisi veya daha bilinen adıyla radyoterapide amaç, kanserli hücreleri yok etmek ve tümörü küçültmek olarak özetlenebilir. Radyasyondan etkilenebilecek normal dokuların minimum düzeyde olmasını sağlamak, planlamanın temel amaçlarından biridir. İnternal radyoterapide radyoaktif madde vücuda belli bir süre için yerleştirilerek uygulanmaktadır. Sistemik radyasyon tedavisinde de radyoaktif madde hastaya damardan ya da ağızdan hap şeklinde verilmektedir.
KANSERİN GERÇEK EVRESİNİ BELİRLEYEBİLMEK TEDAVİNİN PLANLANMASI KONUSUNDA HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR.
Kimler jinekolojik onkoloji cerrahına görünmelidirler?
Bunu kısaca cevaplayacak olursak;
-
" Jinekolojik bir kanser olabileceği muhtemel ve bu nedenle cerrahi önerilen herkes"
-
“ Jinekolojik kanser tanısı veya şüphesi ile tedavi olacak her kadın mümkünse daha olayın başında iken jinekolojik onkoloğa görünmelidir. İlk cerrahisi bu uzmanlar dışında bir uzman tarafından yapılanların cerrahisi optimal olmayacaktır. Kanser tedavisinde ikinci bir şansınız yoktur, o nedenle tedavinin başında optimal tedavi planı yapılmalıdır. "
-
"Şüpheli pelvik kitle" nedeni ile tanısal operasyon geçirecek ve olası over kanseri şüphesi olanlar başta olmak üzere:
Over (yumurtalık) Kanseri
Doğru evreleme ve yeterli sitoredüktif (tm küçültme) cerrahi yapılması over kanserinin tedavisinde kritik noktadır.
Serviks kanseri
Bu kanser tanısı net ise yine mümkünse konunun uzmanı tarafından opere edilmelidir. Tekrarlayan şiddetli kanser öncülü (şiddetli displazi)lezyon mevcutsa ve rahmin alınması öneriliyor ise yine jinekolojik onkoloğun da fikri alınmalıdır.
Endometriyum - Rahim kanseri
Bu kanserler genelde kanama nedeni ile erken evrede yakalanır ve ameliyat edilirler çoğu rahmi aşmamışken yakalanır ve düşük riskli olarak saptanırlar. Ancak yüksek riskli grupta olduğu ve yaygın evrede olduğu ne yazık ki operasyon sırasında fark edilir. Bu durumda mümkünse bir jinekolojk onkolog tarafından tam bir evreleme cerrahisi yapılmalıdır. Ancak operasyon esnasında bu uzmanı bulmak mümkün olmadığı için her zaman bu hastaların 2. Kere evreleme için operasyon geçirmek veya daha ağır kombine dediğimiz adjuvan tedaviler almaları kaderi olacaktır. Bu nedenle kanser şüphesi olan her durumda olayın en başında vakaya uzman ile girmek en iyisidir.
kompleks atipik hiperplazi denen kansere yakın öncü lezyonun biyopsi sonrası saptanması durumunda, özellikle biyopsinin kanser alanını atlamış ve eksik tanı konmuş olma ihtimalinin ve operasyonda kanser çıkması riskinin olduğunu bilmek ve operasyona ona göre hazırlanmak önemlidir.