Gerçek Kendiliğini Keşfetmek

Yazar Zerrin GündüzPsikolog • 24 Ocak 2021 • Yorumlar:

Gerçek kendilik, çocuğun ilk üç yılı boyunca ortaya çıkmaya başlayan kendiliğinin anne-babası tarafından biricik özelliklerini anlama ve bunlara olumlu ve destekleyici bir tavırla tepki vermesiyle gelişmeye başlar. Anne ve babasının çocuğunu tanımaya ve anlamaya çalışması, onun doğuştan getirdiği mizacına saygı göstermesi, kendine özgülüğünü kabul etmesi, çocuğun gerçek kendiliğinin ortaya çıkmasını sağlar. Çocuğun gerçeklikle olan deneysel ve keşfe dayalı kendilik iddiasında bulunmasını sağlayacak maceraları sırasında, bireyleşmesini ifade eden kendine özgü stil ve tavrı cesaretlendirilmelidir. Örneğin; bir çocuk oyun oynarken arabayı uçurmayı tercih ediyorsa, bunu kabul edebilmek ve “Araba uçurulmaz, yerde sürülür.” diyerek onu düzeltmemek gibi. Gerçek kendiliğin gelişimi, çocuğun doğuştan getirdiği genetik yapılar, sevgi ve ilgi gösteren anne-babası ile etkileşiminden ve çevresiyle başa çıkabilme becerisinden oluşur.

Masterson’a göre, ayrılma-bireyleşme evresinde (18-36 aylar arasında) çocuğun annesini ve babasını duygusal olarak hem iyi, hem kötü yönleriyle bir bütün olarak algılama ve inceleme, karşılaşılan hayal kırıklıklarına rağmen ilişkisini sürdürebilme ve annesinin yokluğunda bile onun imgesini koruyabilme kapasitesi gelişmeye başlar. Ergenliğin sonuna kadar kendilik kapasitesi gelişmeye devam eder. Bu gelişen kendilik kapasitesi, duygulanım spontanlığı ve canlılığı, kendilik aktivasyonu, kendilik saygısının sürdürülmesi, acı veren duygulanımları yatıştırmak , kararlılık, yaratıcılık ve yakınlıktan oluşur. Gerçek kendilik, yaşamın ilerleyen zamanlarında değişikliklere açık olmayı sürdürür.

Bu dönemdeki ebeveyn işlevlerindeki başarısızlıklar, kendiliğin gelişiminde bozukluklara neden olabilir ve sahte kendilik gelişebilir. Örneğin; aşırı koruyucu, müdahaleci, eleştirel, aşırı kuralcı, cezalandırıcı, baskıcı, ihmalkar veya başarı beklentili ebeveyn yaklaşımları, çocuğun gerçek kendiliğinin gelişiminin engellenmesine yol açabilir. Kişilik bozukluklarının tedavisinde, bu ebeveyn yaklaşımlarının yol açtığı yıkımların farkına vararak, kişinin gerçek kendiliğini keşfetmesi sağlanır.

Kişiler terapiye kendilerini iyi hissetmek için gelirler. Bugüne kadar yaşadıkları olumsuz deneyimlerden etkilenmemek için savunma mekanizmaları geliştirirler. Bu savunmalar aşırı madde kullanımı, uygunsuz cinsel yaşantılar, bilgisayar veya kumar bağımlılığı, aşırı yeme, aşırı uyuma, öfke konrolsüzlüğü gibi eyleme vurmalar şeklinde ortaya çıkabilir. Bunların dışında kişiler duyguları bastırma, gerçeği inkar etme, aşırı mantıksallaştırma, kaçınma, yön değiştirme gibi savunma mekanizmalarından birini veya birden fazlasını kullanabilirler. Ancak, terapi sürecinin bir hedefi olan savunma mekanizmalarını kişinin fark edip, duygularıyla yüzleşmeye başlamasıyla da, kişinin bugüne kadar kaçtığı depresyon ortaya çıkar. Kişiler genellikle değersizlik, yalnızlık, boşluk, umutsuzluk, çaresizlik ve yetersizlik duygularıyla başa çıkamayacaklarını hissettikleri için savunma mekanizmaları geliştirirler.

 

   Gerçek kendiliğini ortaya koyma düşüncesi o kişiyi heyecanlandırabilir ama aynı zamanda kaygılandırabilir. Örneğin; kişinin aslında yapmak istediği, ailesinden ayrı evde yaşamak olabilir. Ama bunları yapmak istediğinde kendi yetersizlik duyguları ortaya çıkabilir ve eve çıkmaktan kaçınabilir. Gerçek kendiliğini bulma sürecinde git-gel yaşayabilir. Örneğin; kişi ayrı eve çıkabildiğinde mutlu olur, hayattan zevk alır ama dünyayla tek başına yüzleşmekten kaçınabilir. Ya da bu kişi evden uzak kaldığında daha mutlu olduğunu keşfetmesine rağmen, bazen eve geri dönmek isteyebilir. Kişinin sorumluluk alarak  kendi istediğini yapması gerçek kendiliğini ortaya koyması demektir. Önemli olan, kişinin savunmacı sahte kendiliğini durdurup, kaygı hissetmesine rağmen kendi istediğini yapma cesareti gösterebilmesidir.

 

      Kişinin kendisine gerçek kendiliğini keşfetme şansını vermesi, mutlu bir yaşam sürmesi için çok önemlidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)