Geştalt Terapi Yaklaşımı’nda Fenomenolojik Bakış Açısı
Yazar Deniz Aldan • Psikolog • 28 Aralık 2020 • Yorumlar:
Fenomen (görüngü) sözcüğü Fransızca kökenlidir ve “Duyularla algılanabilen şey” anlamına gelmektedir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Fenomen). Fenomenoloji ise Edmund Husserl tarafından kurulan bir felsefe akımı ya da yöntemidir. Bu akım mutlak gerçeği reddetmektedir. Çünkü gerçeklik daima kendisine yönelmiş olan bir bilinç tarafından algılanmaktadır. Yani gerçeklik kendisine yönelen bilinç tarafından görülen, algılanan ve bilincine varılan bir şeydir. Öyle ise, dünya deneyimlerinin tamamı, bilinç tarafından kurulmuştur. Fenomenolojik yaklaşıma göre, bir durumu oluşturan çeşitli olasılıklar, o anda o durumun oluşmasında rol oynayan kişi tarafından tecrübe edildikleri öznellik ile çalışılmalıdır. Tek bir nesnel ya da mutlak doğruya ulaşmak mümkün değildir; sadece gerçekliğin öznel yorumlarına ulaşılabilir (Mackewn, 2004, sy. 58 - 59). Fenomenolojik bakış açısı ile disiplinlerin inceleme alanı nesnel olgulardan öznel algılara yönelmiştir. Bu felsefi akım birçok düşünürü ve farklı disiplinlerden bilim insanlarını etkilemiştir (Keskin, 2002). Gestalt Terapi Yaklaşımı da fenomenolojik bakış açısından etkilenen yaklaşımlardan biridir.
Varoluşsal olarak insanoğlunun tecrübelerinin evrensel ya da nihai bir anlamı yoktur. Ancak insanoğlu anlam arayışı içindeki bir varlıktır; bu nedenle bireyler yaşadıkları tecrübelerin ya da çevrelerinin çeşitli yönlerine anlamlar yüklerler. Bireyin algıladığı çevresine yüklediği bu anlamlar o bireye özgüdür. Yani fenomenoloji; kişinin, kendisini ve çevresini kendine özgü bir şekilde algılama ve anlama biçimi olarak tanımlanabilir (Estrup, 2000; akt. Daş, 2014, sy. 12). Fenomenolojik bakış açısına göre önemli olan bir olayın durumun ya da nesnenin genel olarak taşıdığı anlam değil; o kişi için o an ve mekanda taşıdığı spesifik ve öznel anlamdır (Mackewn, 1999, 60; akt. Daş, 2014, sy. 12). Her şeyin anlamı o kişiye ve içinde bulunduğu duruma, ana özgüdür (Daş, 2014, sy. 13).
Fenomenolojik yaklaşımın Gestat Terapi Yaklaşımı’na katkıları kuramsal alanla sınırlı kalmamıştır. Gestalt Terapi Yaklaşımı’nın uygulamalarında da fenomenolojik bakış açısının etkileri görülmektedir. Fenomenolojik bakış açısına göre her şeyin anlamı o kişiye ve içinde bulunduğu duruma, ana özgü olduğu için; Gestalt Terapi Yaklaşımı’nda asla yorumlara ve genellemelere yer verilmez. Çünkü yorumlamanın ve genellemenin temelinde “kişiye özgülük” değil “herkese özgülük” vardır (Daş, 2014, sy. 13). Fenomenolojik bakış açısını terapi ortamına yansıtabilmek amacı ile bir Gestalt terapisti o ana kadar edindiği eski yorum ve varsayımlardan uzaklaşıp o andaki tecrübelere odaklanmalı ve onları temel almalıdır. Görüşme sırasında, genelleme ve yorumlamalar yapmak yerine, danışan ile ortak yaratılan çevrenin çeşitli boyutlarına dikkati çekmeli ve bunları betimlemelidir (Mackewn, 2004, sy. 60). Örneğin terapist danışanın oturma biçimini betimleyerek bu oturma biçiminin anlamını danışana sorabilir. Çünkü bir kişinin o anda öyle oturuyor olmasının; üşüyor olması, kızgın olması, utanıyor olması, yalnız hissediyor olması gibi pek çok nedeni olabilir. O kişinin o anda öyle oturmasının o kişi için taşıdığı anlamı ancak o kişi bilebilir (Daş, 2014, sy. 13).
Fenomenolojik bakış açısı ile hareket eden Gestalt terapistinin dikkat etmesi gereken bir nokta daha bulunmaktadır. Terapist o andaki tecrübelerin farklı boyutlarının her birine (düşünce, duygu, bedensel duruş, danışmanın kendi duyumları vb.) eşit derecede önem vermelidir. Yani bu boyutların her birini bir öncelik sıralaması gözetmeden belirtmelidir (Mackewn, 2004, sy. 61).