Göz Altı Morlukları
Yazar Ayşe Naren Çelik • Dermatolog • 8 Ağustos 2018 • Yorumlar:
Gözaltı morlukları karşımıza sık olarak çıkan sorunlardandır. Öncelikle bunu ortaya çıkaran 3 ana etken sözkonusudur.
1.Bu bölgede deri pigmenti artışı
2.Deri altı derisinin ince olması nedeniyle damarların genişleyerek belirginleşmesi sonucu içinden geçen kan nedeniyle koyu renk görüntüsü vermesi
3.Yaşla birlikte deri gevşeme ve sarkmalarından yani madde kayıplarından dolayı bu bölgenin gölgelenmesi nedeniyle oluşan koyu renk görünüm
Genetik nedenlerle koyu tenlilerde bu bölgeler de daha koyu renklidir. Allerjik bünyelilerde kaşıntı ve ekzemaya bağlı renk artışı olur.
Yorgunluk, güneşte fazla kalmak da gözaltı morluğunu artırır.
Esmerlerde kalıtsal özellikler nedeniyle ve allerjik hastalıklarda bu durumu tamamen ortadan kaldıramayız ama uygun tedavi ve önlemler ve kozmetiklerle şikayetleri azaltabiliriz.
Morluklardan şikayetçiyseniz güneşten korunmalı, bu bölgede deri kuruluğundan kaçınmalısınız. Uzun saatler uykusuz kalmamak, sebze meyveden zengin beslenmek de morlukları önlemede yardımcıdır.
Fazla tuzlu gıda ve hazır gıdalar da içerdikleri tuz nedeniyle ödem ve morluk oluşturur. Doğal beslenmek bu nedenle önemlidir. A,C,E vitaminleri cilt altı dokusunu destekler. C vitamini kollagen yapımını artırır. Oluşan kollagen bu bölgenin daha sıkı görünmesini sağlar. Taze balık tüketmek, fazla tuzdan kaçınmak , üzüm çekirdeği içeriğinde bulunan resveratrol almak yararlıdır. Fazla alkol tüketmek damarlanmayı ve dolayısıyla morlukları artırır.
Uykusuzluk ve düzensiz uyku, uzun saatler bilgisayar kullanmak da gözaltı morluğunu artırır. Kan dolaşımı azaldığı için kan birikimi morluk olarak karşımıza çıkar.
Göz kaslarını yoran işler de ödemi artırır. Damarları zorlar. Kan dolaşımının durağanlaşması morluk oluşumunu artırır.
Fazla ve korunmasız güneşlenme hem pigmentasyonu artırır hem damarları genişleterek damar dışına ince kan kaçaklarına ve hemosiderin denen bir madde birikmesi nedeniyle renk koyuluğuna yol açar.
Gözaltı morlukları ndeniyle başvuran kişilerde öncelikle nedene yönelinmeli, ortadan kaldırılabilecek etkenler düzenlenmeli ve tıbbi, klinik tedavisine gidilmelidir.