Guatr
Yazar Mahmut Duran • Genel Cerrah • 13 Mart 2017 • Yorumlar:
Halk arasında, boynun ön tarafında bir kitle oluşması olarak algılanan guatr; birçok vücut fonksiyonunda denge unsuru olan tiroid bezinin büyümesine deniyor. Bu büyüme, tiroid bezinin işlevini olumsuz etkiliyor.
Tiroid bezi normalde yaklaşık 15-25 gram ağırlığında olan bir iç salgı bezidir. Boyunda nefes borusunun iki tarafında yer almaktadır. Vücutta kanlanması en fazla olan organdır. Tiroid bezi tiroid hormonlarını salgılar ve kana verir: Bu salgının azalması veya çoğalması olumsuz etki yapar. Tiroid bezi normal miktarda hormon salgılarsa ötiroidi denir. Fazla hormon salgılarsa hipertiroidi denir. Hipertiroidi belirtileri şunlardır; sinirlilik, fazla iştaha rağmen kilo kaybı, aşırı terleme. ellerde titreme, kaslarda güçsüzlük. sık dışkılama. sık idrar, adet düzensizliği, kısırlık, çarpıntı ve uzun süre devam ederse gözlerde eksoftalmi (gözlerin dışa fırlaması ve gözkapaklarının kapanamaması). Tiroid bezi normalden daha az hormon salgıIarsa hipotiroidi denir. Halsizlik. çabuk yorulma, hareketlerde ve kalp atımında yavaşlama, uyuklama hali, soğuktan kaçma, ses kalınlaşması, saç ve kaşların dış kenannda dökülme, kabızIık, kadınlarda adetten kesilme gibi belirtiler verir.
Guatrın Tipleri:
Tiroid bezi büyümesinin iki şekilde değerlendiriliyor: Bunlar diffüz hiperplazi ve nodüler guatr.
1- Diffüz hiperplazi; bu durumda sadece bezde büyüme vardır ve tiroid bezi içinde başka oluşum ve patoloji yoktur. Genellikle denizden uzak yerlerde (iyot eksikliğine bağlı) görülür.
2- Nodüler guatr; bu durumda ise tiroid bezinin içinde mercimek veya nohut büyüklüğünde, bazen daha da büyük kitleler (nodüller) mevcuttur.
Belirtiler nelerdir?
Tiroid bezindeki büyüme salgının azalmasına veya çoğalmasına neden olmuyorsa, yani hastada hipertiroidi veya hipotiroidi durumu yoksa, pek fazla bir belirti vermez. Buna rağmen boyun ön bölümünde şişkinlik fark edilebilir. Bu şişkinlik yutkunmakla hareket eder. Büyük guatrlarda baskıya bağlı nefes almakta zorluk ve ses kısıklığı olabilir. Bazen tiroid dokusu fazla büyür ve göğüs kafesinin içine de girebilir.
Teşhis ve Tedavi:
Doktor, elle muayenede tiroid bezinde büyüme olup olmadığını ve hatta çoğu zaman nodülleri fark edebilir. Bu durumda hastadan tiroid ultrasonografisi, tiroid hormonları (kan tetkiki) ve gerekirse tiroid sintigrafisi istenir. Bazen iğne biyopsisi (parça alınması) gerekebilir.
Bu muayene ve tetkikler sonucu guatrın tedavisi için nasıl bir yöntem izleneceği belirlenir. İlaç tedavisinin yanında hekimin uygun gördüğü durumlarda ameliyat gerekebilir.
Ameliyatın tercih edilmesi:
Diffüz hiperplazide (basit guatrda) eğer tiroid bezi çok büyümüş ve nefes almayı zorlaştırıyorsa veya estetik olarak hastayı rahatsız ediyorsa ameliyat önerilir.
Nodüler guatrda ise
1- Kanser şüphesi.
2- Bası belirtileri.
3- Hipertiroidi,
4- Göğüs kafesinin içine büyüme.
5- Kozmetik bir gerekçe (boyunda şekil bozukluğu varsa ameliyat edilir.)
Ultrasonografi ve tiroid sintigrafisi teşhiste çok önemli rol oynar. Bu tetkikler sırasında eğer tiroidde tek nodül bulunduğu saptanırsa ve bu sintigrafik olarak soğuk nodül ise kanser olma riski bulunabilir.
Eldeki veriler, erkeklerde kadınlara göre ve gençlerde yaşlılara göre tek olan nodüllerin kanser olma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Çocukluk çağında boyunlarında radyoterapi yapılmış kişilerde tiroid kanseri riskinin çok yüksek olduğu biliniyor.
Ameliyat Nasıl Yapılır?
Ameliyattan önce mutlaka tiroid hormon düzeyine bakılması gerekir. Eğer hipertiroidi (yani tiroid hormon fazlalığı) varsa, hasta ameliyat edilemez. Çünkü. hasta ameliyat esnasında kriz geçirebilir. Bu nedenle önce ilaç yardımı ile hormonlar normal seviyeye getirilmelidir ki herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmasın. Hormonların normal seviyeye indirilmesi işlemi bazen aylar sürebilir. Ameliyat genel anestezi altında yapılmaktadır. Ameliyat süresi yaklaşık 1-2 saattir.
Boyunda, guatrın hemen önünde, yaklaşık 4 cmlik bir kesi yapılarak tiroid dokusuna ulaşılır ve hastalığın durumuna uygun ameliyat yapılır.
Ameliyat Sonrası Durum
İyi yapılan ameliyatlardan sonra tekrarlama ihtimali çok azdır. Bazı ameliyatlarda ise içerde fazla tiroid dokusu bırakıldığı için tekrar büyüme veya nodül gelişme ihtimali vardır. Kanserli vakalarda tüm tiroid dokusu çıkartılır. Ameliyatın en büyük riski ses kısıklığı veya tamamen ses kaybıdır. Genelde kanserli vakalarda veya bezin tamamının alınması gereken durumlarda ve anatomik farklılıklarda bu durumla karşılaşılır. Ses tellerine giden sinir hemen tiroid dokusunun arkasında yer almaktadır. Dünyanın en iyi merkezlerinde dahi 100 tiroid kanseri ameliyatında 1 ses teli siniri kesilmesi oluyor. Bazen ameliyat sonrası geçici ses kısıklığı oluşur, ama bu ses kısıklığı birkaç gün ile birkaç ay içinde kendiliğinden kaybolur. Bu geçici ses kısıklığı ameliyat sonrası dokularda gelişen ödeme (şişkinliğe) bağlıdır. Ameliyat esnasına paratiroid bezleri zarar görürse geçici ya da kalıcı (sürekli ilaç kullanımı gerektiren) kasılma belirtileri görülebilir. Kanama ve yara enfeksiyonu da nadir görülmesine rağmen önemli komplikasyonlardandır.