Guatr

Yazar Seçkin UlusoyKulak Burun Boğaz Doktoru • 2 Ağustos 2019 • Yorumlar:

Tiroid bezi nedir, nerede yer alır?

Gırtlağı oluşturan en büyük kıkırdak kalkana benzemesi nedeniyle Eski Yunanlılar tarafından kalkan anlamına gelen tiroid kelimesiyle adlandırılmıştır. Gırtlağın hemen altında ve önünde, orta hatta yer alan salgı bezine de, bu kıkırdakla olan komşuluğu nedeniyle aynı isim verilmiştir. Tiroid bezi ortada birleşen sağ ve sol kısımlardan oluşmaktadır. Bu bezin önünde de yukarıdan aşağıya uzanan kas gurupları ve boyun cildi bulunur. Bu organ vücudun pek çok dokusundan daha fazla damarlara sahiptir ve salgıladığı hormonları bu damarlar yoluyla kana verir ve metabolizmayı düzenleyen bu hormonlar tüm vücut dokularına kan yoluyla taşınır. Yaşamsal öneme sahip bu hormonlar metabolizmayı düzenler. 

Tiroid bezinin çalışıp çalışmadığı nasıl anlaşılır?

Tiroid bezinin fonksiyonları hakkında en iyi bilgiyi beynin hipofiz adı verilen bölümünden salgılanan TSH hormonu verir. Bu madde tiroid bezinde hormon salgılayan yapıları uyararak daha fazla hormon üretilmesini ve kana verilmesini sağlar. Tiroid bezi az çalıştığında hipofizden TSH nın kana verilmesi artar. Tiroid kendi kendine daha fazla hormon üretmeye başlarsa bu kez hipofiz TSH üretimini azaltır ve kanda bakılan TSH ölçümü normal sınırların altında değerler gösterir. TSH yanı sıra serbest T4 (FT4) ve serbest T3 (FT3) hormonlarının ölçümü de bazı durumlarda tiroidin fonksiyonları hakkında bilgi verir ve hekiminiz tarafından laboratuardan istenir. 

Tiroid bezi az çalışırsa ne olur?

Bu bezin az çalışması ve vücut dokuları için gerekli miktarda tiroid hormonu salgılanamaması hipotiroidi olarak adlandırılır. Bu durumda kanda tiroid hormonlarının düzeyi düşer ve dokulara yeterli miktarda hormon ulaşmaz. Vücut fonksiyonları yavaşlar, hasta daha kolay üşümeye başlar, çabuk yorulur hale gelir ve kilo artışı, saç dökülmesi, ciltte kuruluk, kabızlık, unutkanlık gibi belirtiler ortaya çıkar. Hipotiroidi en sık vücudun bağışıklık sisteminin kendi dokularına savaş açmasıyla ortaya çıkan ve otoimmün tiroidit denilen tiroid bezi iltihabı, tiroid bezinin kanser veya başka nedenlerle ameliyatla çıkartılması veya radyoaktif iyot (atom) tedavisi sonucu oluşur. Bu durum genellikle yaşam boyu sürer ve hastanın yaşam boyu tiroid hormonunu hap şeklinde ağız yoluyla alması ve bir hormon hastalıkları uzmanının (endokrinolog) kontrolünde olması gerekir. 

Tiroid bezi çok çalışırsa ne olur?

Tiroid bezinin fazla çalışması ve dokular için gerekli olan miktarın üzerinde hormon salgılamasına hipertiroidi adı verilir. Dokulara normalin üzerinde miktarlarda ulaşan tiroid hormonları vücutta bütün fonksiyonlarda artışa neden olur. Belirtileri kalp atışında hızlanma, çarpıntı, ellerde titreme, nemli cilt, sinirlilik, huzursuzluk hali ve iştahsızlık olmadan kilo kaybıdır. Hipertiroidinin en sık nedenlerinden biri olan Basedow-Graves hastalığında bu bulgu ve belirtilere ilaveten göz kapaklarının çok açılması sonucu gözlerin aşırı büyük görünmesi ve dışarı çıkması da olur.

Basedow-Graves hastalığı dışında toksik (zehirli) nodüler guatr (tek veya birden çok yumru barındıran tiroid) ve tiroidit te hipertiroidi nedenleri arasındadır. Bu rahatsızlığın tedavisi 3 şekilde yapılabilmektedir: 
 

  • Ağızdan alınan ilaçlarla fazla salgılanan tiroid hormonlarının etkilerinin yok edilmesi.
  • Radyoaktif iyot (atom) tedavisi ile fazla çalışan tiroid dokusunun harap edilmesi ve salgılanan hormon miktarında azalma sağlanması.
  • Ameliyatla tiroid bezinin tamamının veya tama yakın kısmının çıkartılması.
  • Guatr nedir? Tiroid bezinin büyüdüğü durumlara guatr adı verilir. Bu bir kanser nedeniyle olabileceği gibi, diyette yetersiz iyot alımına veya karalahana gibi guatr yapıcı besinlerin alınmasına da bağlı olabilir. Tüm tiroid bezinin homojen bir şekilde büyüdüğü duruma diffüz guatr, tiroid bezi içinde nodüllerin (yumruların) yer aldığı duruma multinodüler guatr adı verilir. Ultrason adı verilen ve vücut dokularına yollanan ses dalgalarının yansımalarını çok hassas bir şekilde kaydederek görüntü oluşturan cihazlar geliştikçe eskiden saptanmayan nodüllerin saptanmasıyla diffüz guatrların çoğunun multinodüler guatr olarak sınıflandırılması söz konusu olmuştur.

Tiroid nodülü nedir? 

Tiroid bezi içinde belli bölgelerdeki hücrelerin büyüyerek bir kitle, tiroidin diğer kısımlarına göre farklı yoğunluk ve sertlikte bir yumru oluşturmasına nodül adı verilir. Nodüller tiroid bezi içerisinde tek olarak bulunabileceği gibi (soliter tiroid nodülü) tiroid içerisine yayılmış birden çok sayıda da olabilir. (multinodüler guatr) Ayrıca nodüller içeriklerine göre de solid nodül (sıvı içermeyen) ve kistik nodül (sıvı içeren) ikiye ayrılır. 

Az miktarda radyoaktif madde verilerek yapılan ve Tiroid sintigrafisi adı verilen tıbbi görüntüleme yönteminde de nodüller soğuk nodül (fonksiyon görmeyen) ve sıcak nodül (fonksiyon gören) olarak ikiye ayrılır. Çoğu nodül herhangi bir belirti vermez ve ancak yeteri kadar büyükse hasta tarafından fark edilir. Çok büyük nodüller hastanın boynunda başkaları tarafından da kolaylıkla fark edilebilen şişlikler oluşturur. Büyük nodüller ayrıca soluk ve yemek borusuna baskı yaparak bazı belirtilere de yol açabilir. Aşırı hormon salgılayan nodüller yukarıda bulgu ve belirtileri sayılan hipertiroidi nedenidir. Ultrason adlı cihazla yapılan tıbbi incelemelerde hekimin elle muayenesinde fark edebilmesi olanaksız olan milimetrik nodüller de görülebilmektedir, ancak genel olarak 10 milimetreden küçük nodüller hekimleri fazla endişelendirmez. Nodüllerin klinik önemi kanser barındırabilmeleri nedeniyledir. Çeşitli bilimsel çalışmalarda nodüllerin % 5 ila 10 unun kötü huylu (habis) olduğu bildirilmiştir. Bu risk bazı durumlarda daha da artar. Örneğin çocuklarda, erkeklerde, yaşlı hastalarda, çocukluk çağında baş ve boyun bölgesine herhangi bir nedenle radyoterapi (şua veya ışın tedavisi) yapılan hastalarda, nodülle birlikte ses kısıklığı veya boyunda lenf bezesi bulunan hastalarda saptanan nodülün kötü huylu olma olasılığı daha fazladır. Nodüllerin değerlendirilmesinde elle muayeneye ilaveten tiroid hormonlarının (T3, T4 ve TSH) ölçümü, nodülden iğne biyopsisi, ultrasonla nodülün ve kalan tiroid dokusu ile boyunun incelenmesi işlemleri nodülün karakteri ve tedavi şekli konusunda karar vermemize yardımcı olur. Önceki yıllarda daha yaygın olarak kullanılan ve vücuda radyoaktif maddeler verilerek çekilen bir filim olan tiroid sintigrafisi artık sadece özel bazı durumlarda başvurulan bir görüntüleme yöntemi halini almıştır. Teknolojinin gelişmesi ile çok daha detaylı görüntüler veren ultrason büyük ölçüde tiroid sintigrafisinin yerini almıştır. Tiroid nodüllü hastanın izleminde, hastadan alına iyi bir öykü, ve hastaya yapılacak iyi bir muayenenin ardından hekimlere en fazla bilgi veren ve muhtemelen en sık istenen temel incelemeler: TSH ve serbest T4 ölçümü, ultrasonla tiroidin ve boyunun görüntülenmesi ve şüpheli görülen nodüllerden ince iğne ile biyopsi alınması olarak sıralanabilir. 

Tiroid ameliyatı ne zaman yapılır? 

Aşağıdaki durumlarda tiroid bezinin bir tarafı veya tamamı ameliyatla çıkartılması genellikle uygulanan bir tedavi yöntemidir: 

  • Nodülün kanser olduğunun saptanması veya kanser şüphesi uyandırması,
  • Tiroid bezinin veya nodülün yemek ve solunum borularına bası yapması ve yutma ve solunumla ilgili belirtiler vermesi,
  • Tiroid bezinin veya nodülün aşırı büyük olup hastanın görüntüsünü bozması,
  • Tiroid bezinin veya nodülün aşırı çalışıp hipertiroidiye yol açması

Tiroid ameliyatında nelere dikkat edilmeli? 

Tiroid bezi gırtlak ve soluk borusunun başlangıç kısmının hemen önünde bulunması nedeniyle ses teli siniri ile yakın komşuluk halindedir. Bu sinirlerin zarar görmesi ciddi bir ses kısıklığına kadar gidebilen ses değişikliklerine yol açar. Ayrıca tiroidin arka yüzeyinde her biri mercimek kadar boyutta sağ ve solda ikişerden 4 tane paratiroid adı verilen bezler bulunur. Bu bezlerin salgıladığı hormonla kanda kalsiyum düzeyini ayarlar. Kalsiyumun kanda belli bir düzeyde tutulabilmesi için bu bezlerden en az ikisinin tam fonksiyon görmesi yeterlidir. Ama tiroidin her iki tarafının da çıkartıldığı ameliyatlarda 4 paratiroidin de istemeden çıkartılması ya da damarlarının zarar görerek kansız kalmaları sonucu, kan kalsiyum düzeyinde sıklıkla geçici, ancak bazen de kalıcı düşmeler ortaya çıkabilir. Kan kalsiyumunda düşme hastanın elleri, ayakları ve dudakları çevresinde uyuşmalara, kol ve bacaklarda kasılmalara, kramplara yol açabilir. Geçici kalsiyum düşmelerinde ağızdan veya damardan verilen kalsiyum ilaçları yeterli olurken, kalıcı hormon eksikliği ve kalsiyum düşmesinde kalsiyum yanı sıra D vitamini de hastaya verilmelidir. Ameliyat sırasında yukarıda anlatılan önemli yapıların korunması ve zarar görmemesi çok önemlidir. Cerrahın temel hedefi tiroid bezini çıkartırken, bu hayati yapıları da korumak olmalıdır. Doğru cerrahi teknik kullanan deneyimli bir cerrahın elinde yukarıda aktarılan kalıcı komplikasyonların olma olasılığı çok azdır. 

Hastaya nasıl bir ameliyat tekniği uygulanmalıdır? Tiroid bezindeki sorun (kanser şüpheli nodül veya aşırı hormon salgılayan nodül) kimi zaman bezin sadece bir yarısına sınırlı olabilir. Bu durumda tiroidin sorun olan tarafını almak yeterli olacaktır. Bu halde ameliyat edilen tarafta bezin tamamını çıkartmak esastır. Ancak bazen ameliyat sırasında, bazen de sonrasında yapılan patoloji incelemeleri tiroidin diğer yarısının da çıkartılması gereğini işaret edebilir. Bu hastalarda tiroid bezinin diğer yarısı da tamamen çıkartılır. Bazı durumlarda sorun tiroidin her iki tarafında da vardır ve tiroid bezinin baştan tamamının alınmasına karar verilebilir. Nadiren bezin bir tarafında, sıklıkla üst besleyici damarlara komşu ufak bir parça yerinde bırakılabilir. Ancak hastanın tiroid kanseri varsa cerrah çoğu kez bezin tamamını çıkarmayı yeğlemelidir. 

Sonuç olarak, tiroid bezinin cerrahisinde çağdaş uygulama, bazı istisnalar dışında, ameliyat edilen tarafta bezin tamamını çıkartmak şeklindedir. Hatta iki taraflı tiroid ameliyatında bezin anatomik ek ve uzantıları da çıkartılmaya gayret edilir. Bu şekilde yapılmayan ameliyatlar sonrası hasta için bazı sakıncalar doğabilir: 

  • Çıkartılan taraftaki hastalık (örneğin nodüler guatr) ileride nüks ederse aynı tarafı tekrar ameliyat etmek hem daha zor olacaktır, hem de ikinci ameliyatta komplikasyon riski daha fazla olacaktır.
  • Hastanın tiroid kanseri olması durumunda, ameliyat sonrası sağlıklı ve kanserli tiroid hücreleri tarafından salgılanan tiroglobülin adlı maddenin tetkiki olası nüksleri erken dönemde ele verecektir. Geride tiroid dokusu bırakılmışsa kanda saptanan tiroglobülinin bir nükse bağlı olarak mı salgılandığı, yoksa geride bırakılan tiroid dokusundan mı salgılandığı bilinemez. Bu durumda bu değerli nüks belirteci o hasta için kullanılamayacaktır.
  • Ayrıca tiroid kanserlerinin büyük bir kısmında ameliyat sonrası radyoaktif iyot (atom) tedavisi gerekli olabilmektedir. Her iki halde de geride tiroid dokusu bırakılmış olması ciddi bir dezavantaj oluşturacaktır. Tiroid bezinin tamamı çıkartılmış hasta ise hem ameliyat sonrası takipler, hem de olası radyoaktif iyot tedavisi açısından daha elverişli bir durumda olacaktır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)