Güzel ve Nefes Alabilen Burun
Yazar Furkan Karaloğlu • Kulak Burun Boğaz Doktoru • 15 Şubat 2018 • Yorumlar:
Yazıyı okumadan önce zihninizi odaklayıp "benim burnumla ilgili herhangi bir sorunum var mı?" sorusunun cevabını düşünün lütfen. Eğer cevabınız "yok" ise veya cevaptan çok da emin değilseniz, kesin bir cevap bulana kadar yazıyı okumanızı tavsiye etmem. İnsan zihni biraz garip işler, bazen olmayan şeyler konusunda bir müddet düşününce neredeyse hayatınız boyunca aslında yanı başınızda olan o şeyden avare yaşadığınızı düşünebilirsiniz. Ve bu noktadan sonra beyninizin bir köşesinde yer etti mi tekrar ondan kurtulmanız imkansız olabilir.
Burun yapımız sadece fiziksel görünümümüzün değil aynı zamanda karakterimizin de reel dünyaya olan yansımasının belki de en önemli bileşenidir. Bunlara ek olarak bizim hayatımızın her anında kendisini olanca inatçılığıyla hissettiğimiz nefes problemlerinin de başlıca nedenidir. Burun vücudumuzun en karmaşık ve hala da pek çok yönü henüz anlaşılamamış estetik ve fonksiyel ünitesidir dersek her halde yanlış söylemiş olmayız. Bütün bunlara ek olarak her kişinin burun durumu kendisine mahsus özellikler ihtiva eder. Aynı bozukluk herkes için aynı sonuçlar doğurmaz, bu kişilerin mevcut problemleri algılayışlarında ki farklılıktan veya burunlarında ki hastalığın kendine has farklı tezahürleri olmasından kaynaklanır. Aynı hastalık herkeste aynı sonuçları doğurmaz. Benzer şekilde her kişi burnunun görünümünü de kendine özgü algılayışı ve hislenimi perspektifinden değerlendirir. Çevresi tarafından beğenilen ve hatta oldukça yakıştığı belirtilen burun, sahibi tarafından yüzünde ki kendine ait olmayan bir parçaymış gibi algılanabilir.
Burnu anlamak için dışardan içeri doğru anlatış şeklinde bir metod kullanmak, kişilerin de kendi burunlarını değerlendirirken kullandığı metoda yakın olduğu için daha doğru olur. Aslında bu konu o denli subjektif yani kişisel ki genel hatlar dışında bana kalırsa ancak kişilerle ikili görüşmelerle detaylandırılmalıdır. Buruna önden bakışta en çok göze çarpan burnun aksında düzensizlik ve eğrilikler olmasıdır. Yandan bakışta ise kemerli burun veya bizim "saddle nose" dediğimiz semer burun deformitesidir. Bu son bahsini geçtiğim bozukluk daha çok önceden burun ameliyatı olanlarda komplikasyon olarak gelişmekte, bunun dışında da bazı nispeten nadir kronik hastalıklarda bu bozukluğa yol açabilmektedir. Bunlardan sonra yine önden bakışta burnun geniş olması, burun ucunda ki çeşitli deformiteler ve düşüklük gibi farklı pek çok bozukluk dikkat çekici olabilir. Yandan bakışta ise yine özellikle burun ucunun düşüklüğü, burnun genel olarak yüze ve vücuda oranla büyük veya küçük olması, burun ucunun pozisyonunda ki bozukluklar gözümüze çarpar. Tabi burun cildinde ki problemler bu yazının konusu olmasa da eğer mevcutsa tedavi planımıza bunları da dahil etmeliyiz. Bu saydığım tüm deformiteler salt kendi varlıklarıyla, fiziksel sağlık açısından kişiyi olumsuz etkilememekle beraber genelde aşağıda bahsedeceğimiz nazal hava yolu deformiteleriyle birlikte gözlenirler. Sadece bu bozukluklar için başvuru yapan kişiler ile hali hazırda ki durumlarının kendilerini ne denli etkilediği konuşulmalı. Burada tabi deformitenin yüzün genel estetiğine olan etkisi de önemlidir. Belirgin deformiteleri olan hastalar için belki de bu konuşma kısa tutulabilir. Kişinin bu ameliyata fikren hazır olduğuna karar kıldıktan sonra hedef deformitenin/deformitelerin ne denli düzeltilebileceği ve burnun operasyon sonrasında ki aşamalı iyileşme süreci de dikkate alınarak, bütün olarak ameliyat öncesi ve sonrası detaylıca konuşulmalıdır. Planlanan her işlemi komplikasyon riskiyle beraber düşünülüp kişiye de bu açık ve detaylıca anlatılmalı, hatta kişinin anladığından emin olunmalı. Sonuçta sadece estetik kaygılarla gerçekleştirilen bu işlemin sonuçta ciddi medikal sorunlar doğurmaması için gereken her şey düşünülmeli.
" ......
-Bazen elimde bir kitap bir sıraya otururum. Ama rahat bırakmazlar. Ne çok delikanlı vardır burda bilseniz. Laf atarlar. O zaman insana dünyada en kötü şey kadın yaratılmakmış gibi gelir.
Boş bir sıra bulup oturdular. Güler'in çantası aralarında kaldı.
-En kötüsüde güzel burunlu yaratılmaktır. Adınız Güler değil mi?"
Yusuf Atılgan, Aylak Adam
Güzelliği mi yoksa nefes alması mı daha önemlidir burnun? Her ne kadar genel görünümümüz için belirleyici bir unsur olsada sağlığımız için burun solunumunun sağlanabiliyor olması son derece önemlidir. Burundan nefes alamadığımızda ağız bu görevi burun kadar olmasada hiç olmazsa havayı akciğerlerimize iletmek için yeterli olabilir. Peki bunu ne zamana kadar sürdürebiliriz? Bu konuda inatçı olursak uyku problemleri başta olmak üzere boğaz ağrısı, baş ağrısı, halsizlik gibi ek başka şikayetler sıklaşır. Ayrıca sonraki yıllarda daha ciddi sağlık sorunları yaşamamız söz konusu olabilir. Genelde ciddi estetik deformiteler hava pasajı bozuklukları ile birlikte görülür. Bu gibi durumlarda karar vermek daha kolaydır. Ancak unutulmamalıdır ki estetik amaçlı yapılan burun ameliyatlarında havayolu anatomisi yeterli pasajı sağlayabilecek kadar korunamazsa ameliyat sonrasında ciddi burun tıkanıklıkları yaşanması muhtemeldir. Sonuçta eğer nefes almada sıkıntımız varsa hem estetik hem de burun içi için ameliyat kararı kolaydır ancak ciddi ölçüde burun tıkanıklığı şikayetimiz varsa bu kararı almakta aceleci olmakta ısrar etmemeliyiz. İnsanın burnundan şöyle güzel bir soluk almasının yerini tutacak pek fazla şey sayılamaz heralde. Ve bunu yaşadığımız müddetçe her an yapabilecek olmak!
Nefes alma sorununun detaylandıracak olursak, bu sefer burnumuzun içini yeterlice değerlendirebilmeliyiz. Hasta olmadığımız zamanlarda, devamlı veya dönemsel yaşadığımız burun tıkanıklığı yani burundan rahat nefes alamama, bize nefese ihtiyaç duyduğumuz her lahza varlığını hissettirecektir. Sultan Süleyman demiş ki: Olmaya cihande devlet bir nefes sıhhat gibi. En önemli burun tıkanıklığı nedenleri septum deviasyonları ve konka (burun eti) hipertrofileri (büyümeleri). Bu iki durum genelde birlikte olurlar. Burada çevresel faktörlerin nazal dinamiklere olan etkisi ön planda gibi. Deviasyon kıkırdak veya kemik kısımda olabilir. Toplumda oldukça sık görülür ve eğer hastada önemli derecede tıkanıklığa yol açıyorsa; tedavisi cerrahidir. Çocukken veya daha seyrek olarak erişkinken geçirdiğimiz travmalar başta gelen nedenlerdendir. Ancak yapısal olarak doğuştan da deviasyonlu olabiliriz. Bunun dışında yine deviasyon için veya sair nedenlerden geçirmiş olduğumuz burun operasyonlarıda komplikasyon olarak devasyonla sonuçlanabilir. Konka problemleri genelde kendini en çok gece uyumak için yattığımızda hissettirir. Bunun yanında gündüz de ciddi burun tıkanıklığı yapabilir. Kronik sinüzit, allerjik rinit, konkanın yapısal olarak büyük olması gibi pek çok sebep bu soruna yol açabilir. Tedavisinde önce spreyler denenebilir, bir kısım hastalar gerçekten fayda görüyorlar ancak bu durumda ilacı genelde devamlı kullanmak gerekeceğinden tedaviye uyumsuzluk sık olarak gözleniyor. Cerrahi tedavi olarak çok çeşitli teknikler tarif edilmiştir. En sık kullanılan oldukça basit olan radyofrekans enerjisi kullanılarak, konkaları bu enerjinin yardımıyla küçülttüğümüz tekniktir.
Burun için her ne işlem planlanırsa planlansın hem estetik hem de fonksiyonel sonuçlar çok iyi değerlendirilmeli, bu konuda ki öngörülerimiz reel olmalı ve hastalara açık ve net olarak anlatılmalı, tam olarak anlamaları da sağlanmalı, karşılıklı mutabakat mutlaka tesis edilmelidir.