Hadi Çocukluğunuza İnelim!
Yazar Ebrar Çakıroğlu • 1 Mart 2024 • Yorumlar:
Çok istediğiniz bir şeyi nihayet gerçekleştirdikten sonra kendinizi nedenini anlayamadığınız bir şekilde kötü hissettiğiniz oldu mu? Hayatınızda her şey yolunda giderken yine de mutsuz oldunuz mu hiç?
Eğer yanıt “Evet” ise neden kendinizi tam da mutlu olmanız gereken zamanlarda anlamlandıramadığınız bir şekilde kötü hissediyor olabileceğinizi konuşalım. Önce bu olumsuz duyguların isimlerini koyarak başlayalım. Masterson bu duygulara “Mahşerin Altı Atlısı” adını vermiş: Öfke, Depresyon, Kaygı, Yalnızlık, Boşluk, Anlamsızlık.
Her yerde yazar, herkes söyler “Kendin ol!” diye. Ama insanın “kendi” olması öyle yazılıp çizildiği kadar kolay bir şey değildir. Özellikle de yaşamının ilk yıllarında ebeveynlerinden ayrışmasına, bir birey olmasına izin verilmemiş yetişkinler için. Bu da ne demek şimdi diye düşünebilirsiniz. O zaman hadi çocukluğumuza inelim!
Bebeklerin 1- 1,5 yaş dönemlerini bilirsiniz. Dünyayı keşfetmek, buldukları her şeyi incelemek, karıştırmak, evin içinde gezinip durmak isterler. Ancak bunu yapmak için bir yakıta ihtiyaçları vardır. Bu nedenle bir şeyleri karıştırmadan, odaları gezmeye başlamadan, merdivene tırmanmaya yeltenmeden önce şöyle bir arkalarına dönüp annelerine bakarlar. Eğer bakışlarını çevirdiği yerde parmak sallayan veya çocuğuna zarar gelecek diye aşırı kaygılanan bir anne varsa çocuk ihtiyaç duyduğu yakıtı alamaz ve dünyanın tehlikeli bir yer olduğunu düşünerek zamanla hep annesinin dizinin dibinde oturan bir çocuğa dönüşür. Diğer taraftan annesinin yüzünde olumlu bir ifade gören çocuk annesinden aldığı yakıt ile özgürce dünyayı keşfederken bireyleşmek için de önemli bir fırsat yakalamış olur.
İnsanın ebeveynlerinden ayrışmasının, kendisi olabilmesinin tohumlarının atıldığı bu erken dönem yetişkinlik için oldukça önemlidir. Kendimizi düşünelim. Uzun yıllar düşünüp durduğunuz ve önünüzde aşılamayacak hiçbir engel olmadığı halde bir türlü gerçekleştiremediğiniz bir hayaliniz oldu mu hiç? Hangi üniversiteye gideceğinize, hangi mesleği yapacağınıza, beğendiğiniz kazağın hangi rengini alacağınıza tek başınıza karar verebiliyor musunuz? Çok istediğiniz bir şeyi aldıktan sonra veya bir hayalinizi gerçekleştirdikten sonra boşluk, anlamsızlık, kaygı, öfke, depresyon veya yalnızlık gibi duygular hissettiğiniz oldu mu?
Dünyayı ebeveynlerinin desteği ile güvenli bir şekilde keşfeden çocuklar, yetişkinlik dönemlerinde yeni işlere adım atarken, hayallerinin peşinde koşarken veya bir kazağın hangi rengini alacağına karar verirken kaygı, boşluk, anlamsızlık, öfke, depresyon, yalnızlık gibi anlamlandıramadıkları ruh hallerine düşmezler. Ancak bebekken dünyayı özgürce keşfedemeyen yetişkinler aynı yakıtı kendilerine sağlayamazlar.