Hangi Durumlarda Psikolojik Destek Almalıyız?
Yazar Müberra Sabuncu • Psikolog • 22 Mayıs 2020 • Yorumlar:
Psikoterapi sözcüğü Eski Yunanca’dan gelmektedir. Ruh, can, nefes anlamında psyche sözcüğü ile iyileştirme, tıbbi tedavi anlamlarına gelen therapia sözcüğünün birleşiminden oluşmuştur.
Psikoterapi, terapist ve hasta arasındaki ilişkiyi temel alan bir iyileştirme yöntemidir. Psikoterapi, çeşitli psikolojik rahatsızlıklar ve duygusal zorlukları tedavi etmek için kullanılır. Psikoterapinin amacı rahatsızlık veren belirtileri kontrol etmek veya ortadan kaldırmaktır. Böylelikle hastanın daha işlevsel olması amaçlanır. Bununla birlikte psikoterapi dengeli, sağlıklı hissetmek ve anlamlı bir yaşam sürmek maksadı ile de başvurulan bir yoldur.
Son zamanlarda insanlar daha çok bilinçlenmektedir ve kendilerini geliştirmek için çaba sarf etmektedir. Bu nedenle günümüzde psikolojik destek, insanların psikolojik sıkıntılarını çözebilmek için başvurdukları bir yöntem haline gelmiştir.
Günümüzde sağlık sorunlarının artması, biyolojik ve fizyolojik değişimler, şehir hayatının getirdiği stres, sıkıntı , aile-akraba bağlarının zayıflaması ve bireyselleşmeye başlayan toplumda bireylerin psikolojik desteğe duyduğu ihtiyaç hızla artmaktadır. Bundan 15,20 yıl öncesine kadar psikolojiyi bir bilim olarak görmediğimiz gibi, psikoloğa gitmeyi de farklı algılamaktaydık. Sonuç olarak, yapılan çalışmalar ve edinilen son bulgularda da psikoloğa veya psikiyatriste gidenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını söyleyebiliriz.
Peki ya her durumda psikoloğa gitmeliyiz? Herkesin bir psikoloğa ihtiyacı var mıdır? Bu sorunun cevabı aslında çok açık. Kişi kendi isteği ve rızası olduğu takdirde bir destek alabilir, bunun herhangi bir sakıncası yoktur. Ama bazı durumlar vardır ki özellikle kişinin psikolojik destek almasını gerekli hale getirir. Bu durumlar daha çok kişinin işlevsel olan duygu ve düşüncelerin bozulmaya başladığında ve normalin dışında bir takım duygu ve davranışların ortaya çıkmasıyla sonuçlanır. Ayırıcı kriter, kişinin stresin üstesinden gelip gelemediğidir. Kişinin üstesinden gelemediği durumlarda hayat kalitesinde bozulmalar, aile ve sosyal ilişkilerde zedelenmeler, iş performansında kötü yönde etkilenmeler… vb. durumlar olabilir. İşte bu durumlarda ruh sağlığımız için muhakkak profesyonel bir destek almalıyız.
Bir başka durum da kronik problemler (sağlık problemleri), duygusal rahatsızlıklara yol açmaktadır. Böyle durumlarda kişi hem devam eden problemlerde hem de rahatsızlığın getirdiği sıkıntılarla ve yol açtığı kısıtlılıklarla uğraşmak zorunda kalır. Hiçbir çıkış yolu olmadığının düşünüldüğü ve psikiyatrik rahatsızlıkların eşlik ettiği durumlarda ise ciddi kayıplar yaşanabilmektedir
Şu durumlarda psikolojik destek almalıyız;
15 gün ve daha uzun süren depresyon, çöküntü, moral bozukluğu gibi hallerden çıkmak istediğinizde,
Yaşama enerjinizin tükendiğini hissettiğinizde,
Bütün temel varoluşsal sorunlarınız da, kimlik ile ilgili kafa karışıklıklarında kendinizi yeniden gözden geçirmek için,
Takıntılı düşünce ve davranışlardan kurtulmak için,
Yaşamınızı zehirleyen, engelleyen, bloke eden her türlü korku ve endişeyle baş etmek için,
Yaşam kalitenizi yükseltmek, üretken ve verimli bir yaşama geçmek için,
Dikkat ve konsantrasyon ile ilgili problemlerle başa çıkmak istediğinizde,
Kendinizi daha iyi ve daha yakından tanımak ve potansiyellerinizi keşfetmek istediğinizde,
Evlilik hayatınızla ilgili sorunların çözümü için,
Öz güveninizi arttırmak, kendinizi gerçekleştirmek ve yaşamda başarıyı yakalamak istediğinizde,
Çocuklar ve ergenlerle ilgili sorunların çözümü için,
İlişkilerle ilgili yaşadığınız her tür sorunu çözümlemek için,
Karşı cinsle ilişkilerde, kaliteyi arttırmak için,
Boşanma öncesi ve sonrası danışmanlık almak için,
Cinsellikle ilgili her türlü soru ve sorunun çözümü için,
İlaç mı Psikoterapi mi?
İnsanların zihninde ilaçla mı terapiyle mi iyileşecekleri konusunda bir karmaşa olabilir.
Günümüz toplumuzda ilaçla tedaviye çok sıcak bakılmaması, ön yargılar ve hatta sağdan soldan duyulan bilgi kirliliği çok fazla olmaktadır. İlaç tedavisine en çok ön yargısı olan toplumlarda birisi de Türk toplumu olmakla birlikte, ilaç tedavisi süren kişilere, hastalara, hasta yakınlarına da ilacı bırakmaları yönünde tavsiyelerde bulunuyoruz. Bu tarz psikiyatrik tedavilerde hastanın-danışanın kafasına göre ilacı bırakması ya da başlaması uzun vadede kişiyi daha sıkıntıya sokmakta olup, tedavi sürecini de uzatmaktadır.